RÖPORTAJ: SİNAN DOĞAN
Twitter, Facebook, Google Nokia, Samsung... Hepsi milyar dolarlık değere sahip bu markaların ve şirketlerin arkasında sermaye değil, yaratıcı fikirler ve araştırma-geliştirme becerisi yatıyor. Bu nedenle günümüz dünyasında artık para değil, fikirler yarışıyor. Yatırımcılar, parası olanın değil, geliştirmeye açık fikri olanın peşinde koşuyor.
"Melek yatırımcı" ağı bütün dünyayı sarıyor. Son yıllarda İzmirli sanayici ve işadamları da bu sürecin içinde yer alıyor. Türkiye'de yakın zamanda faaliyete geçen yatırımcı ile fikri olan arasındaki bir forum olan Keiretsu Forum'un yönetiminde bir çok İzmirli yer alıyor. Uğur Yüce, Alphan Manas, Bülent Akgerman, Hulusi Berik, Levent Akgerman bu isimlerden. BİM Grup Başkanı Uğur Yüce'nin melek yatırımcılık serüveni yeni değil. Bugün yurtdışında fikri olan bir çok Türk gencini destekliyor. Ancak bu desteği göstererek yapmıyor. Yakında Ege'de de fikri olan gençlere hem maddi hem bilgi desteği verecek bir şirketi faaliyete geçirmeye hazırlanan Uğur Yüce'ye göre Türkiye ancak bilgi teknolojileri ile dünya liginde yer alabilir. Yüce, "İstanbul'u görmeden köyünden Almanya'ya giden işçilerin torunlarının yeteneği ortada. Türk insanı müthiş yetenekli. Yeter ki sen ona fırsat ver" diyor.
Türkiye'nin hedefi * Türkiye'nin, dünyanın ilk 20 ekonomisi arasında yer alma hedefi var. Bu hedefe nasıl ulaşılır?
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin, emek yoğun sektörlerle hiçbir zaman Atatürk'ün göstermiş olduğu 'muassır medeniyetler seviyesini aşınız' hedefine ulaşması mümkün değil. Muhakkak nüfusu bizim gibi kalabalık, durmadan artan, üstelik artması için de en üst düzeyde teşvik gören ülkelerde emek yoğun sektörler önemli. Tabii tarım, tekstil ve turizm olacak. Ama bu 3 T 'bugün kazan, bugün tüket' cinsinden sektörler. Bunların yarattığı katmadeğer çok düşük. Çünkü bunlar iç ve dış rekabete açık sektörler. Bir ülkenin gelişmesi ve kalkınması, sıçrama yapması için, Finlandiya'nın Nokia, Güney Kore'nin Samsung ile yaptığı gibi katmadeğeri yüksek ürünler üretmesi lazım. Katmadeğeri yüksek ürünler denince akla hemen inovasyon ve Ar-Ge, yani ileri teknolojiler geliyor.
* İleri teknoloji diyoruz, bazı teşvikler de veriliyor. Ancak istenen ilerleme sağlanıyor mu?
Teknoloji yoğun sektörlerimizi, emek yoğun sektörlerimizle paralel olarak geliştiremez ve bir gün siz teknoloji üreten, pazarlayan ülke olamazsanız asla birinci lige çıkamazsınız. Ar-Ge'yi teşvik ediyoruz. Nasıl ediyoruz? Bir sürü Gelir vergisi istisnası var. Dünya kadar teknoloji geliştirme bölgesinde vergisiz yatırım imkanı var. Tamam güzel de vergi kar doğduğu, kazanç olduğu zaman doğar. Benim oraya gelmem için belirli bir fikri ve projeyi hayata geçirmem gerekiyor. Projemin prototipini dizayn edecek, onu üretecek ne donanımım ne param var.
Yaratıcı eğitim * Sizce teknoloji üretmenin yolu nereden geçiyor peki?
Bir ülke yenilikçi ve yaratıcı bir ülke haline gelecekse iki şey çok önemli. Birincisi eğitim. Biz önce ülke olarak doğru yapıp sonra bozuyoruz. Örneğin fen liseleri çok güzeldi. Sonra Anadolu liseleri çoğalsın denince sistem bozuldu. Dış güçler de Türkiye'nin daha ileri konuma gelmesini istemiyor. Bugün Batı'nın İngiliz siyaseti ile başlayan, artık Amerika'nın siyasetine dönüşen yapı Türkiye'nin çok fazla kalkınmasına imkan vermek istemiyor. Türkler için 'Çünkü onların geninde büyümeci, yayılmacı, istilacı genler var' diyorlar.
* Eğitim sistemi nasıl olmalı?
Bu işin temeli daha anaokulundan başlayıp çocukları sorgulayıcı, araştırıcı tarzda yetiştirmek. Ondan sonra içlerinden yetenekli çocukları seçip özel okul ve sınıflarda eğitimlerini, birer bilim insanı araştırmacı olarak sürdürmelerini sağlayacaksınız. Burada eğitmenlerin eğitimi de çok önemli. Bu bir milli eğitim düzeni. Eğitimi yeniden yapılandıracaksınız. 4+4+4 hadisesi değil, ucuz siyaset değil. Ülkenin menfaatine uygun şekilde eğitimi yapılandırmak gerekiyor. İkincisi de bir fikri buluşu ve yenilikçi, yaratıcı olabilecek projesi olan insanı ilk emekleme döneminde teşvik edeceksiniz. Desteklediğiniz 20 projenin 19 tanesi başarılı olmayabilir. Ama bugün Facebook, Google, on binlerce software projesi içinden bir tanesini yakalayabilmek önemli olan. Elbette Ar-Ge elemanı yetiştireceksiniz. Bir kereste fabrikası olan Nokia, dünyanın en büyük elektronik devi oldu. Ben Nokia'nın CEO'suna kaç Ar-Ge elemanı olduğunu sordum. O da 11 ülkede 26 bin Ar-Ge elemanı çalıştırdıklarını söyledi. Sıkı durun. Bir arkadaşım bugün Samsung'ta tam 50 bin Ar-Ge elemanı çalıştığını söyledi. Samsung her ay yeni 4 cep telefonu modeli üretiyor. Bir senede 40-50 yeni model üretiyorlar. İki veya üçünü ticarileştiriyorlar. Bunu yaparsanız dünyada bir numaraya doğru yükseliyorsunuz.
Para değil toplum * Melek yatırımcılık da burada devreye giriyor sanıyorum..
Melek sermaye, 'Bir düşüncem, bir fikrim var ama nasıl yapacağımı bilemiyorum' ya da 'Nasıl yapacağımı biliyorum ama param yok' diyenin elinden tutan, ona o aşamada sadece maddi değil hem de bilgisi, tecrübesi ile destek olan sermayedir. Bu arada imkanı olan, parası olan ama ne yapacağını bilmeyen dünya kadar insan var. Şimdi önemli olan bunları bir araya getirebilmek ve gençlere destek olmak.
* Siz Keiretsu Forum'un da ortağısınız. Bu forum ne işe yarıyor?
Dünyada fikri olan ile parası olanı bir araya getiren platformlar kuruluyor. Keiretsu, 20 ülkeden fazla ülkede faaliyet gösteren bir ara platform. Bunlar bir taraftan projesi olanla bunu finanse etme imkanı olan arasında arabulucu rolü üstleniyor. Ben çok mutlu oldum Keiretsu kurulurken. Bana da ortaklık teklif ettiler. Ben de memnuniyetle girdim. Buradan para kazanmak, kar etmek sözkonusu değil. Bu tür şirketler zaten çok para kazanmak için kurulmaz.
* Siz bir işadamısınız. Para ve kar yoksa neden ortak oldunuz?
Benim niyetim ve gayretim sosyal amaçlı. Biz artık para kazanma çağlarını geçtik. Bundan sonra yapmamız gereken, ki ben bütün kuşağıma sesleniyorum, yapacağımız işleri vakıf şirket anlayışıyla yapmak. Topluma nasıl bir katkı sağlarım, ülkeme ne kazandırırım diye düşünmeliyiz.
"Eşekten inip Mercedes'e bindik"
* Türk insanının yeni fikirler, projeler geliştireceğine inanıyor musunuz?
Bana göre Türk insanı müthiş yetenekli. Yeter ki sen ona fırsatı ver. İstanbul'u görmeden köyünden Almanya'ya giden insanların torunlarındaki yeteneğinden anlıyorsunuz bunu. Almanya'daki Türk işçisi uzak ara birinci sırada. Bir araştırmada, 'Dünyada eşeğin sırtından inip Mercedes'in direksiyonuna en hızlı binen ulus Türkler' diyordu. Biz sıçramaya yapmaya müsait insanlarız. Türkiye'nin bilişim ve iletişim sektöründeki ilerlemesi de bunun ispatıdır.
"Devletin de desteği önemli" * Melek yatırımcılık açısından bundan sonra hangi yöntemi izleyeceksiniz?
Keiretsu çok faal. Ülkemizde bu yönde bir kültür oluştu. İş dünyasının duyarlılıkları artıyor. Ama İzmir'de bu alanda faaliyet gösteren bir şirketin, ana sermaye enjeksiyonu yapan, sadece parasal olarak değil bilgi ve tecrübesiyle destek veren bir şirketin bir an önce faaliyete geçmesi gerekiyor. Biz Temon adıyla bir şirket kurduk bir süre önce. Onu dondurmuştuk. Şimdi bir an önce faaliyete geçirip ortaklar bulacağız. Bu şirketi Ege'ye yaymamız gerekiyor. Mutlaka teknoloji geliştirme bölgeleriyle işbirliği içinde olmamız şart. Burada devletin de risk sermayesi olarak desteği önemli.
"Toplumdan aldığımızı topluma vermeliyiz"
* Yaşamınızda başarıyı yakalamış, para kazanmış bir insan olarak neden bu gayretiniz?
Ben memur ailenin çocuğuyum. Çalışarak okudum. Bir çok arkadaşımı da okumaya ikna ettim. Allah sana bir imkan, toplum sana fırsat verdiyse sen de bunun karşılığını vereceksin. Bu şekilde desteklediğimiz, okuttuğumuz dünya kadar insan var. Ama bunları anlatmayı doğru bulmuyorum. Bize düşen toplumdan aldığımızı topluma geri vermek.