Önceki gün sabah saatlerinde cansız bedenleri kıyıya vuran minik Aylan ve ağabeyi Galip'in, aileleriyle birlikte Kobani'deki IŞİD saldırılarından kaçtıkları Türkiye'de doğdukları ve ailenin Kanada'da yaşamak hayaliyle insan tacirlerine kandığı ortaya çıktı. Umut yolculuğunda batan 2 teknede 12 kişi suda boğularak ölmüş, ölenlerin içerisinde cesetleri kıyıya vuran 2 çocuğun görüntüleri tüm dünyayı sarsmıştı.
Kanada son durak olacaktı
Bodrum'dan Kos adasına botla çıktıkları umut yolculuğunda anneleri ile birlikte boğulan Suriyeli 2 yaşındaki Aylan ve 3 yaşındaki ağabeyi Galip'in sahile vuran görüntüleri, dünyayı ağlattı. Kazadan kurtulan baba Abdullah Kurdi'nin ablası Teema Kurdi'nin, 20 yıldır Kanada'da kuaför olarak çalıştığı, ailenin de Kanada'ya gitmek istediği ortaya çıktı. Suriye'nin Kobani kentinde yaşayan Abdullah Kurdi, ailesini IŞİD saldırılarından kurtarmak için, eşi Zahin ile birlikte Türkiye'ye sığınmıştı. Kurdi, Türkiye'de ev kiraladı. Kirasını ve diğer masraflarını Kanada'da yaşayan ablası karşılıyordu. Bu arada iki oğlu dünyaya geldi. Tek kurtuluşlarının Kanada'ya gitmek olduğunu düşünen Abdullah Kurdi, iltica başvurusunda bulundu. Abla Teema Kurdi de, girişimde bulunarak ağabeyi ve ailesine kefil olup, talebin kabul edilmesi halinde, bakımlarını üsteleneceğini bildirdi. Ancak başvuru reddedildi. Bunun üzerine Abdullah Kurdi, önce Avrupa'ya, buradan da Kanada'ya gitmeye karar verdi. Savaştan kaçan birçok Suriyeli gibi, 10 gün önce Bodrum'un yolunu tuttu. Buradan da umut yolculuğuna çıktı. Ancak 500 metre sonra su almaya başlayan bot alabora oldu. Karanlık sulara gömülen mültecilerden Abdullah Kurdi yüzerek karaya ulaşmayı başardı. Ancak 27 yaşındaki eşi Zahin ile çocukları 2 yaşındaki Aylan ve 3 yaşındaki Galip, onun kadar şanslı değildi. Ege'nin karanlık sularında boğulan anne ve 2 çocuğunun cesetleri, sabaha karşı sahile vurdu. Sabah sahile inenler ise dünyanın şok olduğu o fotoğraf kareleriyle karşılaştı.
"Ellerimden kayıp gittiler"
Abdullah Kurdi ifadesinde şunları söyledi: "500 metre kadar açıldıktan sonra bot su almaya başladı. Ayaklarımız ıslanıyordu. Su arttıkça panik başladı. Ayağa kalkınca bot birden alabora olup ters döndü. Eşimin ellerinden tutuyordum. Ama çocuklarım ellerimin arasından kaydı. Bota tutunmaya çalıştık ama onun da havası gittikçe söndü. Gecenin karanlığında herkes bağırıyordu. Bu nedenle sesimi çocuklarıma ve eşime duyuramıyordum. Herkes çığlık çığlığaydı. Işıklara bakarak karaya doğru yüzmeye çalıştım. Karaya çıktığımızda eşimi ve çocuklarımı aradım ama bulamadım. Şehirde buluştuğumuz noktaya gelmeyince hastaneye gittim ve acı haberi aldım."
Kobani'ye dönüyor
Eşinin ve çocuklarının cenazelerini teslim almaya gelen Abdullah Kurdi, "Olaydan sonra ablam Kanada'da televizyon programına katıldı ve Kanada hükümetinden bu ülkeye gidebileceğim yönünde teklif aldım. Ama bu saatten sonra gitmek istemiyorum. Cenazeleri Kobani'ye götüreceğim. Ben de bundan sonra yaşamımı orada sürdüreceğim" dedi.
"Çocuklarımızı kucaklar gibi"
Olay yerine giden jandarmalardan biri yaşadıklarını ve duygularını söyle anlattı;
"İhbar geldiğinde hepimiz koştuk. O küçücük çocukları görünce hepimizin aklına kendi çocukları geldi. Yıkıldık. Onları yerden, çocuklarımızı kucaklar gibi kıyamadan kaldırdık. Her defasında aynı acıyı yaşıyoruz. Ama kimsenin elinden bir şey gelmiyor. Hala bekleyenler var. Her şeyi göze almışlar. 'Gitmezsek de orada öleceğiz' diyorlar. Yetişemiyoruz. Elimizden geleni yapıyoruz ama olmuyor"
Quaresma: Avrupa gerçeğine tanık olun
Beşiktaşlı yıldız futbolcu Ricardo Quaresma da kişisel bloğu üzerinden bu konuda yayımladığı yazıda, "Arkadaşım; Çocuğun kollarının arasında ülkeni terk etmek zorunda kaldığını hayal et. Savaştan, açlıktan kaçıyorsun ve gizlenmek zorundasın. Dünyada seni kabul edecek bir yer bulmak için umutsuzca kaçıyorsun. Çocuğuna hak ettiği, güzel bir hayat sunmak için baştan başlamak istiyorsun. Hayal ettiğine göre; şimdi de gözlerini aç ve Avrupa gerçeğine tanık ol. Savaştan kaçan çocuklar bizim de çocuklarımız, onların da daha iyi bir geleceğe ve dünyaya sahip olmaya hakları var. Bu sorunu görmezden gelemeyiz" ifadelerini kullandı.
YAKIP KAÇTILAR
Facianın yaşandığı Akyarlar koyunda, dün sabaha karşı da yeni bir faciadan dönüldü. Yine yasa dışı yollarla Yunanistan'a gitmek isteyen 10'u çocuk 50 kişi, insan tacirleriyle biner dolar karşılığında iki bot için anlaştı. Ancak insan tacirleri, aralarında bebeklerin ve küçük çocukların da bulunduğu grubu, tek bir bota bindirmeye kalkıştı. Mülteciler bu duruma itiraz edince sinirlenen insan tacirleri, botu ateşe verip kaçtı.
BOT 1250, TEKNE 2500 DOLAR!
Şanlıurfa, Gaziantep ve Kilis üzerinden karayoluyla Ege kıyılarına gelen Suriyeliler, kaçışlarını organize edecek kişilerle "mektep" ya da "ofis" adı verilen mekanlarda görüşüyor. Botta geçiş için kişi başı bin 250 dolar, teknede geçiş için ise 2 bin 500 dolar ödeyen Suriyeliler, 2 yaşından küçük çocuklar için ücret ödemiyor. İnsan kaçakçıları, mültecileri o gün müsait olan koy hangisiyle oraya yönlendiriyor. Sabahın erken saatlerinde minibüslerle geçişin yapılacağı koylara doğru yola çıkılıyor. Koylardan tekne ya da şişme botlara bindirilen Suriyelilerle kaçakçılar arasında zaman zaman kapasitenin üzerinde yolcu taşınması nedeniyle tartışmalar da çıkıyor.
Dünya basını ayakta izledi
Independent: "Eğer bu, karaya vuran Suriyeli çocuğun cansız bedeninin olağandışı etkili görüntüleri Avrupa'nın mültecilere yönelik tutumunu değiştirmeyecekse, ne değiştirecek."
Daily Mail: Binlerin umutsuzluğunu sembolize eden minik çocuğun trajedisi: Ailesinin Avrupa'ya ulaşmaya çalışmasının ardından boğulmuş bir Suriyeli çocuğun cansız bedeni Türk sahiline vurdu.
Bild: Biz buna artık dayanamıyoruz, ama göstermek zorundayız, çünkü bu kareler insanlığın sığınmacı krizindeki başarısızlığını gözler önüne seriyor. Sahillerimizde hala çocukların ölümüne izin verirsek, zengin Avrupa olarak suçlu hale geliriz... Bu fotoğraf tüm dünyaya başka çocukların ölmemesi için ortak hareket etmesi gerektiği mesajını veriyor. Çünkü bizler kimiz, hala bu tür olayların yaşanmasına seyirci kalırsak bizim değerlerimizin anlamı ne."
El Pais: Bu fotoğraf Avrupa'nın değerlerini dondurdu.
El Mundo: Avrupa bu kareye bakarak kendine gelmeli.
El Correo: Bu çocuğun ölümünden herkes suçludur.
Times: Fotoğraf yürekleri parçalıyor.
NBC TV: Avrupa'nın göçmen krizi: Bodrum plajındaki cesetler Avrupa krizinin derinliğini vurguluyor.
Huffington Post: Boğulan çocuğun akıldan çıkmayan görüntüsü,Suriye savaşının sonuçlarını tek karede özetliyor.
Washington Post: Ölmüş bir bebek Akdeniz'deki mülteci krizinin şimdiye kadarki en trajik sembolü oldu.
VALİ MUSTAFA TOPRAK:
İzmir Valisi Mustafa Toprak da, Suriyeli kaçakların ülkelerine kısa dönemde dönme ihtimalinin düşük olduğunu bildikleri için hayata tutunabilecekleri yerlere gitmek istediklerini belirterek, "Bu bir hayatta kalma mücadelesi" dedi. Vali Toprak, İzmir Sahil Güvenlik Komutanlığı'nca bugüne kadar 12 bin 316 kişinin denizde ölmek üzereyken kurtarıldığını, 5 kişinin de yaşamını yitirdiğini söyledi. Toprak, Göç İdaresi'nin sınır kentlerinden birinde yeni bir çadırkent kurmayı planladığını, öncelikle insan kaçakçılarının eline düşme ihtimali olanların ve dilencilik yapanların buraya göndereceklerini sözlerine ekledi.
4 zanlı ifade verdi
12 kişinin ölümüyle sonuçlanan yasa dışı geçişe ilişkin yürütülen soruşturmada gözaltına alınan zanlılar Suriyeli H.Ş. (37), M.K. (27), H.S. (26) ve M.A'nın (34) emniyetteki işlemleri sürüyor. Zanlıların polisteki ifadelerinde, "cesedi sahile vuran Suriyeli çocuğun da aralarında bulunduğu kişilerin hayatını kaybettiği botun denize açılmasını sağladıklarını" söyledikleri öğrenildi. Şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği bildirildi.
"Zaten yaşayan ölüleriz"
Sahile vurmuş ceset görüntüleri de, geride kalanları bu yoldan alıkoyamıyor. Kaçak geçiş için İzmir'in Basmane semtinde bekleyen Suriyeli ailelerden 6 torun sahibi Hansa Baken, "Zaten yaşayan ölüleriz. Geride kalırsak öleceğimiz kesin, karşıya geçersek kurtulma ihtimalimiz var. Bunun için, bu olaylar üzücü ama biz de geçmek için gideceğiz" dedi. Kobani'den diğer ailelerle gelen görme engelli, 35 yaşındaki Müslim Zeto da, "Ailemden geriye kimse kalmadı. Hepsi öldürüldü. Bir akrabam Avrupa'da. Ben de onun yanına gitmek istilyorum. Bizimle aynı köyden olanlar bana yardım ediyor. Ben de kaçak olarak karşıya geçip gideceğim. Bunun için bekliyorum" diye konuştu. İzmir Suriyeliler Derneği Başkanı Muhammet Özen de, hiçbir dramın Suriyelileri bu yoldan vazgeçiremeyeceği söyledi. Özen, şöyle konuştu: "Bir gecede binlerce insan Yunan adalarına geçiyor. Bu kaçak geçişlerde ölüm oranı yüzde bir civarında. Ama geriye kalırlarsa biliyorlar ki ölecekler. Bunun için de bu kötü ihtimali göze alıp gidiyorlar. Avrupa'ya gitmek onlar için kurtuluş demek."