Gaziemir'de yıllarca kurşun üretiminde ortaya çıkan radyasyonlu atıkları arazisine gömdüğü ileri sürülen fabrikanın satılığa çıkarıldığını dün Yeni Asır, "Sahibinden Satılık Nükleer Çöplük" başlığıyla duyurmuştu. Ankaralı kurşun firması MNC, Gaziemir'deki tesisin satışından elde edilecek gelirin, alacağına karşılık kendisine ödenmesi için yargıya başvurmuştu. Türkiye'nin ilk "Nükleer Çöplüğü" olma özelliğini taşıyan fabrikanın borcundan dolayı satışa çıkacak olması, çevrecilerin sert tepkilerine neden oldu.
"İstediğini yapamaz"
Olayın ortaya çıkmasından sonra sorumlular hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunan Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüsü Avukat Arif Ali Cangı, "Bu gayrimenkul her ne kadar özel mülk olsa da orada gömülü olan nükleer atıklar; tehlikeli. Bu durum da mülk sahibinin istediği gibi tasarrufta bulunmasına engel teşkil ediyor. Buradaki atıklar, civarda yaşayanlar ve İzmirliler için bir tehdittir" dedi.
Avukat Cangı, "Suç duyurusunda Gaziemir'deki kurşun şirketi yetkilileri hakkında, 'tehlikeli maddelerin izinsiz bulundurulması, çevrenin kasten kirletilmesi' iddiasıyla suç duyurusunda bulunduk. Ayrıca İzmir Valiliği ve bağlı kurumlar ile İzmir Büyükşehir Belediyesi, Çevre Şehircilik Bakanlığı, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'ndaki (TAEK) görevliler hakkında da görevi kötüye kullanmak suçu ve saptanacak diğer suçlardan soruşturma başlatılmasın istedik. Şirket hakkında güvenlik tedbiri kararı alınmasını, soruşturma sonunda tespit edilen şüpheliler hakkında kamu davası açılmasını istemiştik" dedi.
Savcılık soruşturması devam ettiğine dikkat çeken Cangı, Metalurji
Mühendisleri Odası'nın da suç duyurusunda bulunduğunu belirtti. Cangı, "İlk olarak 3 Nisan 2007'de TAEK tarafından fabrikada radyasyonlu cüruf (atık) gömülü alan tespit ediliyor, 17 Haziran 2008'de Çevre ve Orman Müdürlüğü bir depoda 200 ton atık tespit ediyor, atıkların bertarafa gönderilmesini istendiği, denetçilerin Temmuz 2008'de tekrar fabrikaya gittiğinde 180 ton tehlikeli atık daha bulduğu anlaşılıyor. 5 yılda tehlikeli atıklar konusunda bölgede oturanlar uyarılmamış, toplum sağlığı için hiç bir önlem alınmamış, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verdiği lisansları ve izinleri geri almamış, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı gayri sıhhi müessese ruhsatı vermiş" dedi.
"Üstü kapatılmasın"
İçişleri ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın da idari soruşturma açması gerektiğini ifade eden Cangı, "Şimdi bu kirletici tehlike unutturulmaya, olayın üzeri örtülmeye çalışılıyor. Yapılan sadece tel örgünün sağlamlaştırılması ve bekçi kulübesine radyasyon ölçen cihaz takılması, o cihazdan veri alınıyor mu, değerler yüksek çıktığında ne gibi önlem alınıyor belli değil, çalışanlardan ve mahalle sakinlerinden kan örnekleri alınmış, tahlil sonuçları açıklanmıyor" dedi.
Cangı, "Geçen Perşembe günü mahallelinin ateş ve duman çıktığı haberini vermesi üzerine yaptığımız ölçümde yer yer 0150 ila 0238 mikrosevert arasında değişiyor. 150 üzerindeki değerler insan sağlığı için tehlikeli" dedi. ALİ EYCE
"BAKANLIK İZNİ OLMADAN SATILAMAZ"
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Emine Helil İnay Kınay, Aralık ayından bugüne kadar "hiçbir gelişme" yaşanmadığına dikkat çekerek, "Bakanlık ve valilikle temaslar içindeyiz. Bize gelen bilgilerde arazide radyasyon etkisini azaltmak için toprak üstüne örtme yapılmış. Bu alanın öncelikle temizlenmesi gerek. Çevre Bakanlığı'nın izni olmadan satışı yapılamaz ve kullanılamaz. Araziye giriş çıkış da yasak" dedi. Satışın hukuki zeminde geçerlilik olsa bile çevre sağlığının gözardı edilemeyeceğini söyleyen Kınay, "Olayın üzerinden 3 ay geçti ama hala bir açıklama yok. Kimse kirlilik ne kadardır diye bir şey söyemiyor. Henüz rakamlarla konuşamıyoruz. Hala sorularımızın cevapları ortada yok" dedi.
"Ayıplı bir mal"
Çevre davalarıyla tanınan Avukat Şehrazat Mercan ise arazinin "Ayıplı bir mal" olduğunu ileri sürdü. Mercan, "Alacak kişi orada ne yapacak? Konut yapamaz. Niye alacak? Bence burada konu, kişilerin ticari düşüncelerine bırakılmamalı. Devlet orayı ele alıp, rehabilite etmeli, bölge zararsız hale getirilmeli. Alacak kişi buradaki zararını tanzim etmek için yıllardır bu soruna çözemeyen makamlara dava bile açabilir" dedi.