İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin İZSU kanalizasyon çalışmaları Foça'da sit alanındaki tarihi mezarlara büyük zarar verdi. İzmir 2 Numaralı Koruma Kurulu 2011 yılında reddettiği projeyi 2014 yılında kabul edince binlerce yıllık mezarlar kanalizasyon kazılarına kurban gitti. İzmir Şehir Plancıları Odası kurul kararına dava açtı. Davaya rapor hazırlayan bilirkişi ise kalıntıların üzerinin jeotekstil bir membranla örtülmesini ve çalışmaların sürmesini önerdi. Oda bu rapora itirazda bulundu.
UNESCO'nun listesinde
Foça'nın altında İon döneminin en önemli şehirlerinden Phokai antik kenti yer alıyor. Kalesi ve çevreye olan etkisi ile UNESCO Geçici Miras Listesi'ne girmeyi başaran bu eski tarihi şehir son yıllarda kanalizasyon projesi ile sık sık gündeme geliyor. 2011 yılında projenin yüzde 85'i tamamlanıp, arkeolojik sit alanında kalan kısmı uygulamaya geçecekti. Sit alanında hayata geçirilmek istenen proje İzmir 2 Nolu Koruma Kurulu tarafından reddedildi. Gerekçe olarak da projenin antik kente büyük zarar vereceği, projenin sit alanları dışında herhangi bir yerde yapılmış çalışmadan farklı olmadığı, projenin primitif (ilkel) olduğu belirtildi.
Daha önce reddedilen proje
Antik kentin en önemli nekrapol (mezarlık) alanı üzerinden geçmesi planlan kanalizasyon projesi unutuldu sanılırken, 2014 yılında yeniden gündeme geldi. İzmir 2 Nolu Koruma Kurulu daha önce reddettiği projeyi değişiklik yapılmamasına rağmen bu kez kabul etti. Proje başladı ve binlerce yıllık mezarlar ortaya çıktı. İzmir Şehir Plancıları Odası kurul kararına dava açtı. İzmir 3. İdare Mahkemesi bilirkişi tayin etti. Doç. Dr. Mine Tanaç Zeren (Mimar), Doç. Dr. Salih Yılmaz (Mühendis) ve Yrd. Doç. Dr. Zafer Derin (Arkeolog) oluşan bilirkişi 10 Kasım 2015 tarihli raporunu mahkemeye sundu.
'Üstü örtülsün' dedi
Raporun sonuç bölümünde, "Müze müdürlüğü ve kazı başkanlığı denetiminde halen yürütülmekte olan kanalizasyon kazılarında ortaya çıkarılan buluntuların öncelikle gerekli belgeleme çalışmaları yapıldıktan sonra jeotekstil membranlarla üzerlerine sıvı geçirgenliği az bir dolgu kapatarak koruma altına alınması gereklidir. Bunun devamında tespit edilen buluntuların plan üzerine işlenerek kazı başkanlığı ve müze müdürlüğü tarafından üretilecek raporlar doğrultusunda gerekli durumlarda uygulama projesinin güzergah yönteminin revize edilmesi yoluna gidilerek gerekliliği kanaatine varılmıştır" ifadelerine yer verildi. Projenin devam etmesini isteyen bilirkişi raporuyla ilgili kararı mahkeme verecek.
Uzmanlardan uyarı geldi
Uzmanlara göre, bilirkişi raporundaki gibi membran örtüyle kalıntıların örtülmesini istemek eserlerin yok olmasına neden olur. Şehir Plancıları Odası'nın mahkemeye yaptığı bilirkişi itirazında da bu konuya değinilerek, bilirkişinin hukuka aykırı davrandığı öne sürülüyor. İtirazda, "Eserler kırılarak kanalizasyon borularının geçirilmesi olanak dışıdır. Projenin uygulanması olamayacağından, eserlerin üzerinin membran malzemesiyle örtülmesinin önerilmesi son derece yanlıştır. Membran su geçirmeyen bir izolasyon örtüsüdür. Bu malzemeyle eski eserlerin örtülmesi durumunda eserlerin hava alma durumu olamayacak, eserler ve duvarlar un ufak olup dağılacaktır. Bilirkişilerin bu durumu çok iyi bilmeleri gerekirdi. Tüm restoratör ve arkeologlar bunu bilir" denildi.