Böylesi pek olmaz. Yani bir adamın birden fazla hikayesi olmaz. Çok değil 10 gün önce Lucien Arkas ile beraberdik. Elimizde demir makaslar, Torbalı sırtlarındaki bağında, Ay ışığında bağbozumu gerçekleştirdik. Arkas'ın "Son mohikanım" dediği o bağ, aslında çölde bir vahaydı. Antik kent Metrepolis'in güzelliği ve avantajını bağın tamamlayıcı unsuru olarak gören Arkas, bürokrasiyle mücadale yerine sanatla dost olan doğa yatırımına imza atmıştı. Aradan 10 gün geçti ve yine Arkas ile beraberiz. İnanılmaz bir resim sergisine ev sahipliği yapıyor ve yine o hani altı kırmızı kalemle çizilen cümlelerinden birini söylüyor. "Mutlu mu olmak istiyorsun? O zaman paylaşacaksın" diyor. Arkas, ay ışığındaki bağ bozumu gibi sanatın ışığının herkese ulaşması için rüyanızda görebileceğiniz sergileri dibimize getiyor.
Bilmeyenler için kısaca anlatmam lazım. Arkas henüz 19 yaşındayken iş hayatına atıldı ve ama edebiyata derin bir ilgisi de vardı. Bu onu 20 bine yakın bir kitap hazinesinin sahibi yaptı. Kızı Claire Arkas'ın resime olan ilgisi de kendisini bu dünyanın içine itti. Aradan geçen 20 sene içinde Lucien Arkas, elindeki 900'ü aşkın resimle Türkiye'nin en önemli sanat kolleksiyoneri haline geldi. Bu kolleksiyonun tek başına sahibi olmak onun gibi birine uygun olmadığından paylaşmaya karar verdi. Fransız hükümeti tarafından kültür ve sanat amaçlı faaliyetlerde kullanılması için bir bölümü tahsis edilen Fransız Konsolosluğu İzmir binasını restore etti ve "Arkas Sanat Merkezi" olarak hizmete açtı.
ÜCRETSİZ BULUŞMA
Şehrin ortasında rüya gibi sergileri İzmirli sanatseverlerle, burası çok ama çok önemli, ücretsiz buluşturdu ve burası daha da önemli, buluşturmaya da devam ediyor. Son sergi Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık'ın işbirliğinde gerçekleşti. Türk resim tarihinde eşine rastlanmayan, karakalem çalışmalarında kurallar kurmuş bir ressam olan Hoca Ali Rıza, karakalem, yağlıboya, suluboya ve guaj desenlerinden oluşan 145 eserin yer aldığı sergi için size söyleyebileceğim tek bir cümle var. Kendinize bir iyilik yapın, kalkın ve gidin; o sergiyi gezin. Gezin ki hayatınızın bir anlamı olsun. Gezin ki hepimizin hayatında bir anlam olsun. Arkas'ın yaptığı bu, hepimizin hayatına anlam katmak.
BAŞ YAPITLAR VAR
Beraber sergiyi geziyoruz. Guaj, karakalem, sulu boyalardan oluşan çalışmaları anlatıyor. "Çubuklu Sırtlarından Boğaz'a Bakış", "İftar Sofrası" serginin başyapıtları. Onları anlatırken sadece resimleri değil hayat anlam katan sözcüklerde ağzından dökülüyor. "Güzeliği paylaşmak lazım. Güzel bir yemeği ancak sevdiklenizle birlikte yerseniz lezzetini alırsınız. Ben de bunu insanları mutlu edebilmek için yapıyorum" diyor. Arkas'ın bu sözlerinin arkasında da aslında O filmlerde gördüğünüz ihtişamlı Roma kültürü yatıyor. Roma'da kentin ileri gelenleri, yaptırdıkları kütüphaneler, sergi salonları gibi değerlerle anılırdı. Arkas, İzmir'de kazandıklarını, yine kentle paylaşan bir Romalı. Keşke herkes Romalı olsa.