İyi pazarlar. Umarım hepiniz iyisinizdir. Gittikçe artan (başta İzmir) özlemlerime karşı gelen veya giden memleketim dostlarımla bol bol hasret gideriyorum bu ara. Tabii ki size anlatacak epey yeni haberlerim olmuş bulunuyor. Nereden başlayayım? Gelen dostlarımdan söze girerek hepsiyle gittiğimiz yerleri yazsam epey yeni haberler gelir diye düşündüm. Bir de ne düşündüm biliyor musunuz? Burada kaldıkça yazacak haber tükenir mi? Köşemden olur muyum? İzmir'de olsa idim aynen gittiğim yerleri, görüştüğüm kişileri samimiyetle anlatıyordum size. Burada da farklı bir şey olmuyor. O kadar çok restoran, bir o kadar alışveriş yeri, o kadar çok görüştüğüm kişi bir de o kadar anlatacak mevzu çıkıyor. Tüm Broadway gösterilerine gitsem, yenilere yetişebilmek için bir kısmını kaçırmam gerekiyor. Ardı arkası bitmeyen konserler cabası... Tamam dedim, köşemiz boş kalmayacak hiç. Ve de burada tanıştığım Türk arkadaşlarla yaptığım söyleşiler var.
TAM BİR THAI
Geçen hafta elime doğdu sözü gerçek olan Arzu'm (Uzel) burada idi. Güney Afrika'da yaşayan Arzu, New York'u uzun yıllar yaşadığı için çok iyi bilir. Her geldiğinde yepyeni çevreler öğrenirim ondan. Burada yıllarca Türkiye'den sağlık sorunu olan kişilere deva bulmak üzere hastane, doktor ve önemli sağlık ekipleri ile çalıştı Arzu. Doğum yapacak ailelerden, değişik alanlarda doktor hastane ihtiyacı olanların randevu, kalacak yer vs ihtiyaçlarını telefonlarına kadar temin etti kızımız. Ta ki annesinin yanında yeni bir iş alanına atılana kadar. Burada olduğu süre içinde çok iyi bir çevresi olduğundan epey güzel yeri, çevreyi sindirdi. Sağolsun geldiğinde Besim abisine çok güzel yerler gösterir hep. İşte bu yerlerden biri. Arzu'mun yaş gününü kutladığımız hakiki Bir Thai... 'Uncle Boons'. Dekoruyla, servisi ile yemek lezzeti ile kendinizi Tayland'ın en iyi restoranlarından birinde buluyorsunuz. Soho'da geçirdiğim en iyi anılardan biri oldu 'Uncle Boons'.
ŞAŞIRTICI VE EĞLENCELİ
Arzu'mla gezeriz de bir gece Broadway yapmaz mıyız? Tabii en değişiğini. Broadway'de ilk defa segilenen bir gösteride bulduk kendimizi. Hepsi kendi alanında en iyi hatta biri dünya şampiyonu sihirbazların birbirinden başarılı, şaşırtıcı, rengarenk bir şov... 'The Illsionists' 2 saat boyunca hem heyecandan yerinizde oturamıyorsunuz hem de ilüzyonistlerden en komiğinin yaptığı eğlence dolu numaralarıyla gülmekten kırılıyorsunuz.
10 YIL ÖNCEYE GİTTİK
Burada en çok sevdiğim şeylerden İzmir'de iken bile görüşemediğimiz dostlarımla olabilmek. Her gelen arkadaşım beni arıyor. İşte bunlardan biri, tam 10 sene önce Antalya'da rastlaşıp bir kaç dakika görüşebildiğim canım arkadaşım Sertaç (Gülban) ile doya doya görüştük. Çok önemli bir turizm firmasının Türkiye kolu Setaç. NY dişçilik fuarına misafir olarak katılmak üzere geldi. Hoşlandığım bir şey de gelen arkadaşlarımın farklı karakterde oluşları. Böylece tur operatörü gibi her gelen dostumla aynı programları yapmamak. O kadar seviyorum ki hasret giderirken karşımdakilerin eğlenebilmesini. Sertaç kardeşimde en hoşuma giden (işi icabı çok yere gittiği ve iyi giyinmesini sevdiği halde) 'Türkiye'de giyim üzerine her şey var buralarda alışverişle vakit kaybetmem demesi. Böylece doya doya gezdik ve de her yerde çok eğlendik. Columbus'ta bir 'Fiorello' yemeğimiz var ki yıkılır. Bu restoda bence en iyi yer bar. Çünkü barda çeşitli İtalyan mezeleri sergileniyor. Ana yemeğinizi beklerken ufak tadımlar yapıyorunuz. Biz geçmişteki anıları anmaktan tadımları bile karıştırdık. Sadık'tan (Kızılağaç) sonra Sertaç'a tam alışmışken o da uçtu.
VEDALAR DA YAŞANDI
Bu ara İstanbul'a uçma mevsimi herhalde ki bu hafta sonu 3 dost daha uçtu. Bir NY'lu dan daha New Yorker olarak yaşayan (ki her gittiği yerde oranın yaşantısını en iyi şekilde değerlendiren) canım arkadaşım Ahu'm (Aysal Kerimoğlu) bir müddet sonra dönmek üzere, 6 aydır her hafta gitmeye niyet edip ancak bu hafta sonu 1 haftalığına ve de Paris'te yılın yarısından fazlasını geçiren dünya şekeri, önemli hanımefendilerimizden Sema Maliki son gecelerini 'Docks'ta geçirdiler. Biz de Şule Haskell, Levent (Urhan) ve ben uğurlama grubu olarak yerimizi aldık. Bu arada bunu belirtmeden edemeyeceğim o kadar tatlı bir masa imişiz ki resim çektirdiğimizde yan masalardan 'ne olur biz de çıkalım resimde biz de fotoğraf istiyoruz, sizinle idik diyeceğiz dediler. Yani anlayacağınız bu hafta sonu vedalar yaşadık. Bakalım bu hafta kimler gelecek.
ÇİNGENELER ZAMANI
Bu haftanın eventlerinde biri de buradaki çok başarılı sazcılarımızdan kurulmuş New York Gypsy All Stars grubunun yeni çıkardığı 3. CD'lerinin tanıtımı için DROM'da hazırladıkları gece idi. Başta klarnet üstadı İsmail ve emeği geçen tüm gençleri tebrik ediyorum.
20. YÜZYILIN ŞAPKALARI
Seyrettiğim oyunlardan bari birini anlatmadan yapamam. NY City Center'da önce adı, sonradan kritikleri merak ettirdi bana bu oyunu. Ben de nefesi orada alıverdim. Konusu şöyle: Biri taktığı daha doğrusu icat ettiği ileriyi gösteren şapka sayesinde 1900'lerde eşofman kumaşını icat ediyor. O döneme tam ters olan çok şık kostümler diken rakip modacı ile inanılmaz çekişmeler... Çok şeyler içeren esprileri ile mesaj dolu bir oyun ve de komedi... Haftaya uzun uzun bu hafta seyrettiğim oyunları, her yıl bu zamanda açılan her türlü malzemenin satıldığı rengarenk çarşıları, (binlerce kişinin açılırken katıldığı) NY'un ünlü dev ağacını anlatacağım. Sizlere Mutlu, güzel, başarılı bir hafta dilerim.
BESİM KAZADO