ERCAN AKGÜN
İzmirli spor salonu işletmecisi Gerçek Sakinel, pahalı hobileri ve sıra dışı hayvan sevgisiyle dikkat çekiyor.
Hurda halindeki veya pek çok parçası eksik durumda olan klasik Amerikan otomobillerine yeniden hayat veren Sakinel'in göze çarpan bir diğer merakı da başkalarına göre vahşice olan fakat kendi düşüncesine göre masrafsız ve bakımı zahmetsiz olan tehlikeli hayvanları ofisinde ve evinde besliyor olması. Kendisine ait yılanları, örümcekleri, akrep, timsah ve iguanası olan Gerçek Sakinel, "Bu hayvanları beslediğim için bana 'Vahşisin' diyenler akşamları mangalda kuzu etlerini ve restoranlarda bıldırcınları yerken hiç kendilerine bakmıyorlar" diyor.
Şu anki mesleğin nedir?
Evka 2'de 3 bin metrekarelik bir alanda bulunan High Life Sağlıklı Yaşam ve Spor Merkezi'nin işletmeciliğini yapıyorum.
Burası 2014'ten beri faaliyetini sürdürüyor. Amacı sadece spor olanların gelebileceği bir tesis.
Şu anda 3 tane eski model klasik otomobilin var. Hobi olarak mı yoksa iş olarak mı sende duruyorlar?
Hem hobi hem de iş diyebiliriz.
Çünkü gerçekten çok yüksek bütçeler gerektiren bir konu.
Arabaları eski veya hurda haliyle alıp aylarca hatta bir sene boyunca emek verip insanların önüne çıkartıyoruz
2 SENEYİ BULABİLİYOR
Markaları neydi?
Yeşil olan 320 beygir gücünde, 5.7 motor hacminde 1977 model Enternational, mavi olan 5.7 motor hacimli 1974 model Buick Electra ve diğer siyah büyük araç da 6.2 motor hacmine sahip 1980 model Chevrolet Suburban.
Bir aracın toplanması ne kadar sürüyor?
Bazen 6-7 ay, bazen de 2 seneyi bulduğu oluyor. Fiyatı ne kadar yüksekse bekleme süresi de ona göre değişiyor. Bizim araçların bir avantajı var; şu an piyasadaki yeni model araçlar gün geçtikçe değer kaybediyor bizimkiler ise her gün değerleniyor. Bugün aldığın 2017 model pahalı bir araç 2 sene sonra yüzde 40 değer kaybederken bizim arabamız yüzde 20 değer kazanıyor.
Bu arabaları nerelerden buluyorsun?
Her meslekte olduğu gibi bizim de ulaşabildiğimiz yerler var. Kendi aramızda kurduğumuz internet sitelerimiz, tamirini, bakımını, boyasını ve kaportasını yaptırdığımız arkadaşlarımız var.
Bize zaten haber geliyor; Marmaris'ten, Ankara'dan, İstanbul'dan.
Yeri geliyor hiç umulmayacak bir şekilde Trabzon'un bir köyünde samanlığın altında bile bulabiliyoruz.
Bazen ahırda bazen de molozların altından çıkıyor. Artık işi profesyonel yapanlar, kimseyi uyandırmamak için bu tarz küçük yerleşim alanlarında traktör kiralayıp köylüler gibi davranıyor, olmadık yerlerden servet değerinde araçları buluyor.
BİLSE DE UĞRAŞMIYOR
Bu araçların değerini mi bilmiyorlar yoksa ileride satmak için bilerek mi saklıyorlar?
Bilmiyorlar. Amerikan klasik bir otomobilin keyfini bilmeyen bir köylümüz, babasından kalma 40 yıllık bir arabanın Türkiye'de belki de tek araç olduğunu, şu andaki değerinin 400-500 bin dolar olduğunu bilmiyor. Bilse de köylü amca onu nerede yaptıracak.
Parçası bulunmaz, motoru olmaz. Uğraşmak istemiyor.
Bu merak sende kaç senedir var?
Yaklaşık 4 yıldır bu sevdanın içindeyim.
Peki bunların yedek parçalarını bulmak kolay oluyor mu?
Eğer bu konuyla ilgili çevreniz varsa, arkadaş grubunuz içinde "Şu lazım, bu gerekli" dediğiniz zaman kendi içimizde parçaları temin edebiliyoruz.
Bazen hurdaya ayrılan parçaların arasından buluyoruz.
Ancak müşterinin parası ve bekleme süresi varsa, yurtdışından getirtiyoruz. Kimi zaman tek bir parçanın gelmesi ayları buluyor. Çok meşakkatli bir iş.
GERÇEK KLASİK
Bu otomobiller normalden daha çok yakıt harcıyor değil mi?
E tabii. Hepsi torkuna ve hızına göre bir yakıt tüketiyor. 350-400- 600 beygir gücündeki araçların hepsi V8 motor. İşin içine girdikçe hangisi ne kadar yakıyor biliyorsun.
Bu yönden biraz masraflı araçlar. Ama bu otomobiller bir keyif. Bu arabalardan sonra şu an son model hangi araca binersen bin, aynı keyfi alamazsın. Bunlar gerçek birer klasik.
Bugüne kadar eline gelen en eski araç hangisiydi?
56 model Ford geldi. Hurda halinde. Camları yok, tamamen şasesi duruyor.
Süreç nasıl işliyor?
Bize gelen müşteri bir araba istediğini bildirir, bazen arabayı bile görmez. Parasını yatırır, 1 yıl sonra aracı bitmiş haliyle teslim alır. Yoksa alıcısı olmadan aracı bitirip satmaya kalkarsak çok ciddi bir maliyeti buluyor.
Genelde müşteriler, o aracın nasıl olması gerektiğine karar vereceği için biz bir arabayı yapıp, hazırlayıp satmayı doğru bulmuyoruz.
Çünkü bu paraları ödeyecek olanlar, renginden döşemesine kadar her şeyine kendisi karar veriyor. Bu işte sınır yok.
HER ŞEYİ ÖZEL
Masraflı bir iş
Aynen. Bir araca sıradan bir yerde 2,5-3 bin TL'ye döşeme yaptırırken kimi arabalarda 80-90 bin TL'yi bulabiliyor. Ceylan derisi bir döşeme yaptırmaya kalkarsak 110 bin TL'yi cepten çıkarmak gerekiyor. Boyaları da önemli, sacları farklı çünkü.
Amerikan arabalarını herhangi bir yere götürüp boyatma şansınız yok. Boyaları da özel olması gerekiyor.
Bazılarının boya maliyeti 60 bin TL'yi buluyor. Bu araçlar bir hastalık, bir keyif, bir sevgi, bir kadın, bir sırdaş vs. Adını ne koyarsan.
Bu tarz araçlarda, alıcılar nelere dikkat etmeli?
Motor ve şase numaralarının farklı olmaması gerekiyor. Vizeye gittikleri zaman ruhsat, motor ve şase numaraları birbirinden farklı çıkabiliyor.
GÜVENİLİR YERDEN
Bunu nasıl anlayabilirler?
Satıcıya güvenmeyle ilgili bir konu aslında. Tanıdığınız, yeri adresi belli kişilerden satın almakta fayda var. İnternet üzerinden aracı görmeden satın alma işlemini çok doğru bulmuyorum.
Mantıklı değil. Çünkü bu işin hilesi çok. Hatta bazen ortada olmayan bir araç için ruhsat çıkartanlar bile oluyor. 40-50-60 bin TL'ye bu ruhsatlar satılabiliyor.
Bu ruhsatı alıp ona uygun araç yapıp ortaya çıkartıyorlar.
Trafikte giderken ne gibi tepkilerle karşılaşıyorsun?
Eskiden ben yolda yürürken çok dikkat çekiyordum fakat şu anda arabalarım benden daha çok dikkat çekiyor. Bende de kıskançlık başlıyor tabii. Şaka bir yana garip garip olaylar oluyor.
Özellikle de kırmızı ışıkta durduğumda direkt aracın önüne geçip fotoğraf çektirenler, "Yuh bu da mı araba" diyenler, yolda giderken beni sollayıp aracın önüne geçerek fotoğraf çektirmek isteyenler oluyor.
2 YILAN, 3 TARANTULA, 1 TİMSAH 1 AKREP BESLİYOR
Başka hobin var mı?
Hem adrenalin hem de hayvan sever biriyim. Fakat birçok insan bana vahşet sever diyor. Çünkü sıra dışı hayvanları seviyorum. 2 tane yılan, 3 tarantula örümcek, 1 Nil timsahı, 1 imparator akrep ve bir de iguanam var. Bu hayvanları vahşi olarak nitelendiriyorlar.
Neden herkes gibi kedi, köpek veya tavşan gibi bir hayvan beslemiyorsun?
Onlar bakımı kolay ama maliyeti yüksek hayvanlar.
Yiyecekleri ve temizliği masraflı, sabah akşam ilgi isteyen, arada dışarıda gezdirilmesi gereken hayvanlar. Bendekiler ise kendi içlerinde daha sağlıklı yaşayabilen canlılar. 2-3 ay ilgi göstermesen bile hayatlarına devam edebiliyorlar. Bu hayvanları beslediğim için bana "Vahşisin" diyenler akşamları mangalda kuzu etlerini yerken, restoranlarda bıldırcınları yerken hiç kendilerine bakmıyorlar.
Şu iyi bilinmeli ki bu hayvanlar sadece ölmemek için, aç kalmamak için yiyorlar; insanlar gibi keyfine ya da spor olsun diye öldürmüyorlar.
Zaman zaman Instagram ve Facebook'ta bu hayvanlarla çektirdiğim fotoğrafları yayınlıyorum.
Bazıları onlara photoshop diyor. Ben de hodri meydan diyorum ve canlı canlı bu hayvanları ellerine alıp fotoğraf çektirmek isteyenleri spor salonuma bekliyorum.