• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ALİ KOCATEPE

Zülfü'nün 'Serenad'ı

ali.kocatepe@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 14.08.2011, 00:00
Kaç kez böylesine soluksuz kaldım? Acaba kaç kez gözlerim okumaktan kan çanağına dönmüş vaziyette, sonuna gelmek için bir kitabı inatla okumaya devam ettim? Kendime ilk sorduğum soru bu oldu...
***
Polonyalı yazar Jerzy Kosinsgi geldi aklıma. "Boyalı Kuş" ve "Bir Yerde" deyip kenara koydum. Ardından Ayn Rand dedim. "Hayatın Kaynağı". 787 sayfaydı ve kendimi kaptırdıktan sonra sabahlara kadar elimden düşürememiştim. Gece yatakta okuduğumda ışığı söndürmem için beni azarlayan Aysun'a rağmen... Onu da ayırdım bir kenara.
Ve "Masumiyet Müzesi" geldi aklıma. Ne yalan söyleyeyim Orhan Pamuk kitapları beni sarmazdı ve başladığım çoğu kitabını bitirememiştim. Ama üç yıl önce okuduğum "Masumiyet Müzesi" bende şok etkisi yapmış, hayran kalmıştım. Kitabı okurken bir sinema yönetmeni gibi romanın filmini gözlerimde canlandırmış, oyuncu kadrosunu tasarlamış öyle bitirmiştim...
***
Geçen hafta yazlığa gitmeden önce uğradığım kitapçıdan iki kitap seçtim. Biri Robin Sharma'nın eserlerinde yer alan umut verici, yol gösterici alıntılardan oluşan "Gününüzü Aydınlatacak Sözler", diğeri Zülfü Livaneli'nin "Serenad"ıydı. Kasaya ödeme yaparken yanımdaki kadın gülümseyerek "Çok güzel seçim yapmışsınız. Ama önce 'Serenad'ı okumanızı tavsiye ederim" dedi.
Kadının tavsiyesine uydum ve o gün başladım okumaya.
***
Zülfü Livaneli'yi 70'lerin sonlarında tanımış bestelerine hayran kalmıştım. Özellikle Attila Özdemiroğlu ile çalıştığı long playleri (o zamanlar plak dinlerdik) hep pikabımın üzerinde dururdu. Leylim Ley'den, Karlı Kayın Ormanı'na hele hele Faranduri ile çalışmaları bizleri mest etmişti. Sonra tanıştık arkadaş olduk. Ne var ki arkadaşlığımız karşılaştığımız yerlerde sohbet etmenin ötesine geçmedi. 1985 yılında karlı bir Ocak günü Moda Sineması'nda verdiğim konsere gelmesi ve bana sahnede "Leylim Ley"de Sezen Aksu ve Nükhet Duru ile birlikte eşlik etmesi unutamadığım anıların başında gelir.
***
Zülfü Livaneli'yi 30 yıldır dinler, okur ve birikimine hayran olduğum kişi olarak özel bir yerde tutarım. Son kitabı ona olan hayranlığımı, sevgi ve saygımı daha da yukarılara tırmandırdı.
"Serenad"ı mutlaka okuyun. Elinizden bırakamayacaksınız. Aşk var, tarih var, harika bir anlatım var. Kişisel ve toplumsal tarihin bu kadar dengeli anlatıldığı ve nakış gibi işlendiği bir romana kolay kolay rastlayamıyoruz.
Kitabın sonlarına doğru İranlı Firdevsi'nin yaklaşık bin yıl önce yazdığı "Şehname"den söz ediyor yazar. Firdevsi kitabının başlarında, söylenecek bütün sözlerin söylenmiş olduğunu, yeniden söylenmeye değer söz kalmadığını, bu nedenle de bir şey söylemekten çok, güzel söylemenin önemli olduğunu ileri sürüyordu...
Zülfü Livaneli hayatın gerçeklerini, acımasızlığını, tüm çıplaklığıyla çok ama çok güzel anlatmış. İlginçtir ben bu kitabı okurken "Masumiyet Müzesi"nde yaptığım gibi bir sinema yönetmeni gözüyle, oyuncuların seçimini de yaparak bir sinema tadında beynimde canlandırdım. Hem okudum hem de seyrettim...
Bu öykü büyük bir prodüksiyonla harika bir filme de dönüştürülebilir. Hatta Oscar'lık bir film olabilir...
Bakalım kim yapacak?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA