• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
BESİM KAZADO

Küçük şehirciklerden oluşan şehir Johannesburg

besim.kazado@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 29.12.2011, 00:00
Geceleri sokakların fazla güvenli olmadığına inanan Johannesburglular içinde her türlü restoranın, mağazanın, otelin, gym salonunun bulunduğu minik şehircikler yapmışlar. Bunların hepsi de birbirinden güzel

Hani anlatmıştım, geceleri dışarı sadece araba ile çıkmak en uygun yöntem olduğundan, minik minik şehircikler yapılmış buralarda. Bunların hepsi birbirinden şık, içlerinde gym salonlarından, her türlü (marka vs) malın satıldığı her türlü dükkanın, restoranın, birbirinden şık konutların, otellerin dahi bulunduğu şehircikler. Burada insanlar huzur içinde dolanıyorlar.
Melrose da benim için Joburg'un en kaliteli şehirciklerinden biri. Gördüğüm en iyi butik otellerden biri de burada. Melrose Arch... Direkt bu otele götürdüm arkadaşımı. Geçen ziyaretimde fazla vakit olmadığı için fazla gezememiştim. Bu kez toplantı salonlarına, birbirinden şık odalarına kadar her tarafına girdim çıktım. Havuzunda saplandım kaldım. Tüm seyahatlerimdeki gibi, tüm gördüğüm orijinal görüntüleri sizinle paylaşmak istediğim için bol bol resim çektim Melrose Arch Oteli'nin havuzunda. Dev kovalar, yemek için oturma birimleri o kadar iyi yerleştirilmiş ki...
Hatırı sayılır bir mall de Sandton. Burada aşağı yukarı tüm bilinen markalar, elektronik mağazalar, inanılmaz güzellikte restoranlar sıra sıra yer alıyor. Güney Afrika'nın hatırı sayılır deniz ürünleri firması "Ocean Basket"te kalamar, balık, karides ve pilavdan oluşmuş tabağı afiyetle yedik. Seyahat süresince birkaç kere de bu adeti tekrarladık. Mandela Meydanı'ndaki kafelerden birine oturduk. Her tarafta olduğu gibi burada da promosyon ürün varmış. Yepyeni bir cin, 'Hendricks gyn'. Öyle güzel tanıtım yapılıyordu ki, içkiyle arası olmayanlardan benim bile içesim geldi. Mandela Meydanı, günün her saatinde dolu, herkes dolaşıyor, bir seyler yiyor, içiyor.
Bu komplekste birbirinden şık 2 otel yer alıyor. Biri geçen gittiğimde de gezdiğim ve size anlattığım Hotel Sandton, diğeri de bu kez ilk defa ziyaret ettiğim Intercontinental. Demek ki her seyahatte yeni yerler keşfedilebiliniyormuş. Yani bir Güney Afrika daha yapılabilir...

ALEVLİ TERAS BAR

İntercontinental, muhteşem bir otel. Epey de renkli. Spor takımlarının yanı sıra, ünlü simalar kalıyor burada. Hele hele bir bar- restoranı var ki, 'işte bu' dedirtiyor. Yeşillikler içindeki binalar manzaranız. Güneş batarken alevler içindeki teras- bar sohbetleri ve harika canlı müzik, sizi çok şık bir akşam yemeğine hazırlıyor.
Hayatımız hep tesadüfler içinde geçiyor. Bence hepimizin bahtı yazılı. Önemli olan bu yazıyı iyi kullanmak. Yani tüm arzu ettiklerimizi yaşam içinde bu yazıya uyarak gerçekleştirmeye çalışmak. 'Yok' kelimesini yok etmek... İyi niyetli ol inan çoğu isteğin oluyor. Misal mi?
Bahsettiğim yere gelmeden birkaç saat önce geçtiğim, yine buranın ünlü mall'lerinden 'Edgars'ın içindeki dev parfümerisinde bir event vardı. Buyur ettiler, bu gösteri Löeve'in yeni kokusu "7" içinmiş. Yeni frecance'lar arasında bence en iyisi. Gayet zengin bir açılıştan sonra kendimizi bu güzel yerde bulduk. Tam masamıza yerleşiyorduk ki davette bizi ağırlayan esmer hanımla selamlaştık. Joburg'da daha sonra bahsedeceğim Cartier'in başında olan arkadaşım Bora bu hanımla gayet samimi selamlaşınca, açılış, müzik derken koyu bir sohbetin içine giriverdik. Hintli bir Müslüman kızı olan Koshika Makanjee birkaç parfüm firmasının başında imiş. yanında oturan Tunuslu bey de annesi İzmirli, hanımının anne tarafı Türk Mounir Lamaari imiş. Mounir, Dubai'de yaşıyormuş. Ve sıkı durun BJK'lı Sinan Serhatoğlu ile Türkiye'de parfüm sektöründe çalıştığını ve de 17 yıldır Estee Lauder'in Ortadoğu, Afrika ve Türkiye CEO'su olduğunu, şimdilerde 'Löewe'in başında olduğunu ve de yakınen tanıdığınız Tekin Acar'ın parfümlerini ve kozmetiklerini Türkiye'ye pazarlayan kişi olduğunu öğrendim. İkimiz de pek mutluyduk. çünkü ikimiz de Güney Afrika'da Fransızca konuşmanın mutluluğu içinde idik.
Otelin girişindeki dev pastadan hepimiz birer parça kopardık ve yedik. Bu, oranın adeti imiş. Yılbaşı'na kadar dev pastanın bitmesi gerekiyormuş. Bu uğur getiriyormuş. Bana da getirdi ki hiç yer olmadiği halde Cape Town'a 5 dakikada bilet bulduk.

YARIN: JOHANNESBURG'UN DİĞER PIRLANTALARI

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA