• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Klimanız hastalık yaymasın FİLİZ İÇKE ÖNAL

Klimanız hastalık yaymasın

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 16.12.2009, 00:00
Aldığı havayı üfleyen klimalar, dikkat edilmediği takdirde bakteri ve virüslerin yayılmasını kolaylaştırıyor. Bunu önlemek için uygun filtreli klima kullanmak, filtreye düzenli olarak temizlemek, ortamı sık sık havalandırmak gerekiyor

Ekol Kulak Burun Boğaz Dal Merkezi'nden Prof. Dr. Ataman Güneri, "Klimalar üfleyici bir ortam solunumu sağladığı için, ortamda bulunan hastalık yapıcı virütik veya bakteriyel ajanların ortamda dolaşması bulaşmaya kaynak oluşturabilir. O yüzden uygun filtreli klima tercih etmek, filtreyi düzenli temizlemek ve sık sık odayı havalandırmak gerekir. Hepsinden önemlisi; ortama hasta kişinin girmemesine dikkat etmek gerekir" diyor. Vücudumuzun değişik yaş dönemlerinde belli hastalıklara daha yatkın olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ataman Güneri, "Çocuk yaş grubu içinde görülen problemlerin başında ise üst solunum yolu hastalıkları gelir. Üst solunum yolu dendiğinde; burun, geniz, boğaz, gırtlak bölgesinde bulunan solunum yolu ve bademcik türü yapılarla ilgili enfeksiyonlar ön planda görülür" diyor. Ekol Kulak Burun Boğaz Dal Merkezi'nden Prof. Dr. Ataman Güneri ile geniz eti ve bademciklerle ilgili hastalıkları, belirtilerini ve tedavilerini konuştuk.
-Solunum yolu enfeksiyonları kaç türde görülür?
Solunum yolu enfeksiyonlarında iki grubu birbirinden ayırt etmemiz gerekir:
1. Virütik enfeksiyonlar: Virüslerin yol açtığı, kapalı ortamda aynı havanın solunması ile dahi bulaşabilen; klimaların, üfleyici ısıtıcıların bulaşmayı kolaylaştırdığı ya da fiziksel yakın temas; öpüşme, aynı bardağı, aynı havluyu kullanma gibi durumlarda bulaşmanın daha kolay olduğu virütik hastalıklar.
Virütik hastalıklar; nezle ve grip gibi mevsimin getirdiği bulaşıcı hastalıklardır. Daha çok hapşırık, sulu burun akıntıları, göz yaşarmaları, 38'i bulan ateş, çocukta isteksizlik ve iştahsızlık hali ön plandadır.
Başlangıçta virüs tarzında başlayan bir boğaz enfeksiyonu, zamanla ortamda ya da vücutta bulunan hastalık yapıcı bir bakterinin ön plana çıkması ile mikrobik (bakteriyel) bir hastalığa da dönüşebilir.
2. Bakteriyel enfeksiyonlar: bakterilerin yol açtığı enfeksiyonlarda bademcik ya da geniz etinin enfeksiyonları söz konusudur. Ateş 39'u geçer. Boğaz ağrıları ve yutma zorlukları başlar. Sulu akıntı yoktur. Geniz eti ve bademcik boyutları büyüdüğü için nefes sorunları da başlar.
Burun tıkanıklıkları, huzursuzluklar, yüksek ateşin getirdiği ateşe bağlı havale, kasılma, kramp ya da solunum zorlukları görülebilir.
-Kreş ve anaokullarında bulaşmalar nasıl önlenebilir?
Hasta çocuğu olabildiğince göndermemek en doğrusu. Ama çalışan pek çok anne baba zorunlu olarak hasta çocuğu buralara bırakıyor. O zaman çocuğu ayrı bir bakım odasında diğerlerinden uzak tutmak en iyi çozüm olacaktır.
-Geniz eti ve bademciklerle ilgili sıklıkla karşılaştığınız şikayetler neler?
Geniz eti ve bademcikle ilgili iki türde problemle karşılaşıyoruz:
1. Geniz eti ve bademciklerin neden oldukları enfeksiyon tablosunun vücudu etkilemesi
2. Geniz eti ve bademcikte boyut büyümesi ya da enfeksiyon kaynağı olarak komşu organları etkilemesi.
Komşu organlar dendiğinde, kulakları, sinüsleri, gırtlağı ve alt solunum yollarını da bu olaya dahil etmemiz gerekiyor.

KULAKLARLA İLGİLİ SORUNLAR
Çocukta hastalığa bağlı bakım ve gelişme zorluğunun yanı sıra, komşu organlar da olaya katıldıysa bu defa onların problemleri de tabloya eşlik ediyor. Örneğin; orta kulak iltihabı geliştiyse kulak ağrıları görülüyor. Ateşin süresi uzuyor. İşitme ile ilgili sorunlar ortaya çıkıyor. Çocuk kendini ifade edebilir durumda ise kulakta tıkanıklık, uğultu, anlama zorluğu gibi şikayetlerini dile getiriyor.

DAMAK VE DİŞLER
Burun tıkanıklığı uzun sürerse okul çağında kendini belli eden yüz iskeleti gelişme değişiklikleri ortaya çıkıyor. Uzun süre burun tıkanıklığı çekip ağızdan nefes almak zorunda kalan çocuklarda üst damakta gelişim bozukluğu (dar damak, kubbe damak ve benzeri oluşumlar) dikkati çekiyor. Üst damak kubbeleşip çukurlaştığı zaman dişlerin sıralandığı bölge kısaldığı için kalıcı dişler düzensiz çıkıyor. Alt çene ve üst çenenin bu yapı farklılığı, çocuklarda çiğneme bozukluklarına yol açıyor. O yüzden çocukların gelişim döneminde mutlaka burundan rahat nefes alabilir olması gerekiyor.
-Bademciklerde problem olduğunda, oluşan şişlik sayesinde daha kolay anlıyoruz. Geniz etinde bir problem olduğunu nasıl anlayabiliriz?
Çocukta burun tıkanıklığı, rahat nefes alamama, ağızdan solunum yapma, gece horlamaları gibi belirtiler geniz etindeki bir problemin habercisidir. Geniz etinde problem olan çocuk, nefes almak için gündüz ağzını açar, gece uykuda ise horlar. Bu tabloya enfeksiyon da eşlik ederse ağız kokusu görülebilir. Geniz eti problemi bazen de kendini kulak şikayetleri ile belli eder. Ağrılı ya da ağrısız, akıntılı ya da akıntısız işitme ile ilgili kulak rahatsızlıkları geniz eti hastalığının ilk uyarıcı belirtisi olabilir.
-Geniz eti ve bademcikler ne zaman vücudun birer parçası olmaktan çıkıp bir problem teşkil ediyor?
Geniz eti ve bademcik herkeste bulunur; belli yaş dönemlerinde herkes bu enfeksiyonları yaşar. Herkesin geniz eti çocukluk döneminde bir miktar iri olur. Sonra vücutta yeni yapılar gelişip de aktivitelerine başladıklarında geniz eti ve bademciklerin boyutu küçülür ve enfeksiyonları azalır. Böylelikle kişi bu sorunu yaşar ve bitirir. Burada bir sorundan bahsedebilmemiz için yaşam döngüsü içerisinde geniz eti ve bademciğin beklenenden fazla hastalık yapması, çocuğun gelişme bozukluğuna yolaçacak şekilde beslenmesini ve solunumunu etkilemesi, bölgesel bir enfeksiyon kaynağı gibi davranıp vücudun diğer sistemlerini riske etmesi gerekir.
-Bademcik ve geniz eti ameliyatları enfeksiyonların sık yaşanmasından dolayı mı yapılır?
Genelde bademcik ve geniz eti ameliyatlarının enfeksiyon nedeniyle yapıldığı düşünülür. Hatta anne babalar "Çocuğumun bademciği iltihap nedeni ile alındı" der. Oysa ameliyatların yüzde 75'i tıkanıklığa bağlı yapılır. Yani geniz eti ve bademciklerin iriliği solunum ve yutma zorluğu, beslenme problemi, kulak ve sinüslerde tıkanmaya neden olmuştur ve ameliyat bu tıkanıklıkların giderilmesi ve hastanın rahatlatılması için yapılır. 10 ameliyat yapıyorsak 7'si bu amaçla yapılıyor.
-Bademcik ve geniz eti ameliyatı hakkında bilgi verir misiniz?
Ameliyat uyutarak veya uyuşturarak yapılabilir. Yetişkinlerde uyuşturarak da yapılabilir ama genelde hasta ve hekim konforu için uyutarak müdahaleyi tercih ediyoruz. Ameliyat ortalama 20-30 dakika sürer ama ameliyat sonrasi iyileşmede biraz zamana ihtiyaç var. Çünkü ağız içinde hangi yöntemi kullanırsanız kullanın, iyileşmesi gereken bir yara yüzeyi kalıyor. Bu yara yüzeyi her konuşmada, her yutkunmada, her boğaz hareketinde ağrı yapıyor. Bu ağrının miktarı ve süresi ameliyat türlerine göre çok fazla fark etmiyor. Değişik ameliyat yöntemleri var. Bazılarında daha az kanama oluyor, bazılarında daha az ağrı olduğu iddia ediliyor ama yaptığımız sorgulamalı ameliyat sonrası takipler sayesinde yöntemlerin ağrı yönünden birbirlerine çok fazla üstünlükleri olmadığını biliyoruz.
-Ameliyat sonrası iyileşme döneminde nelere dikkat edilmesi gerekiyor?
Ameliyattan sonra hastanın 10 gün boyunca, yara iyileşmesi yönünden ameliyattan yeni çıkmış gibi titizlikle takip edilmesi gerekir. Bu dönemde aile mutlaka kendilerine önerilen türde bir diyetle çocuğu/hastayı beslemelidir. Bazı tedbirler konusunda işbirliği yapmalıdır. Evde bakım sürecinde doktorun önerilerine uyulduğu ölçüde bu dönem sorunsuz ve rahat atlatılır. Bu süreçte en fazla çekindiğimiz olay bütün operasyonlarda olduğu gibi kanama riskleridir. Yara işileşlesi bitene kadar kanama riski vardır ama geçen her gün bu risk azalır.

Hassas barsak sendromu hassas kişileri seviyor
İlişkilerinizde beklenti ve kırgınlıklarınızı dışarı vurmak yerine içinizde bir yerlerde mi gizliyorsunuz? Mükemmeliyetçi, ince eleyip sık dokuyan biri misiniz? Bir şeyler yolunda gitmediğinde hemen paniğe mi kapılıyorsunuz? Saygısızlığı asla hoş göremiyor, ama tepki vermekte zorlanıyor musunuz? Büyük ihtimalle bu durumunuzdan barsaklarınız da etkileniyor. "Hassas barsak sendromu", tam da bu özelliklere sahip insanları seçiyor kendine.
Tıpta "spastik kolon" adı verilen hassas barsak sendromu, yeni bir kavram olmasına karşılık görülme sıklığı bir hayli yüksek bir hastalık. Toplumda gastroenteroloji polikliniklerine başvuran hastaların neredeyse yarısından çoğu bu şikayetle geliyor. Hastalarda strese karşı bir hassasiyet durumu olduğunu söyleyen uzmanlar, "Yenilen içilen şeyler de bu duruma etki edebilir ama ana sorun stres" diyor.
Hassas barsak sendromunun özel bir ilacı yok. Genellikle şikayetler kabızlık, karın ağrısı ve şişkinlik olduğu için tedavide de bu şikayetleri gidermeye yönelik ilaçlar kullanılıyor. Şişkinlik giderici ve barsak spazmı çözücü ilaçların yanı sıra kabızlığı önlemek için posa ve lif açısından zengin gıdalarla bol meyve ve sebze öneriliyor. Ama kesin çözüm için hastaların çoğunun psikolojik destek de alması gerekiyor.

Belirtileri
Kadınlarda ve 30-50 yaş grubunda daha sık görülen hastalığın başlıca belirtileri karında birdenbire ortaya gerginlik ve gazın eşlik ettiği kabızlık veya ishal. Bazı hastalar süregiden bir kabızlıktan bazıları ise sık tekrarlayan ishalden yakınıyor. Hastaların bir bölümünde ise kabızlık ve ishal dönemleri birbirini izliyor. Bu arada hastalığın kadın ve erkekte bir noktada farklılık gösterdiğini vurgulamakta fayda var: Kadınlarda kabızlık, erkeklerde ise ishal daha sık görülüyor.
*Bağırsakta sık tekrarlayan kabızlık ve ishaller
*tekrarlayan karın ağrıları
*şişkinlik ve gaz

Kendinizi dinleyin
Elbette bu tür şikayetler mide veya barsaktaki fiziksel bir nedenden de kaynaklanabilir. Hassas bağırsak sendromundan şüphelenmek için tetikleyici faktörün stres olduğundan emin olmak gerekiyor. Bunu anlamak için belirtiler ortaya çıkmadan birkaç saat önce yaşadıklarınıza bir göz atmanızda fayda var.

Kurtulmak için
*Öncelikle bir gastroentereloji kliniğine başvurun ve doktorunuzun ilaç ve diyet önerilerine uyun.
*Kabızlık için bol su için, sebze, meyve ve kepek ekmeğini sofranızdan eksik etmeyin.
*Tanı sonrası bir psikiyatri uzmanına başvurun.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA