Malum, deniz sezonu açılıyor. Tatilin keyfini tam anlamıyla çıkarmak isteyenler, "Meme operasyonu için geç mi kaldım?" diye üzülmesin. Dokuz Eylül Üniversitesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atay Atabey, "Hastalarımıza ameliyatın 10. günü havuz önerebiliyoruz. 15. günde rahatlıkla denize de girebilirler" diyor
-Estetik meme cerrahisi ile neler yapılabiliyor?
Memede üç ana ameliyat var estetik cerrahi açısından:
1. Küçültme
2. Büyütme
3. Dikleştirme
-Dikleştirme ameliyatı hakkında bilgi verir misiniz?
Dikleştirme dediğimiz prosedür şudur: kişi meme hacminden memnundur ama sarkma şikayeti vardır. Meme başı daha aşağıda duruyordur. Aynı hacimdeki memeyi toparlayıp dik bir konuma getirmek mümkün. Burada yıllar içinde olan en önemli değişiklik; eskiden klasik "ters T insizyonu" dediğimiz iz yerine, tek bir dik izle bu ameliyat yapılabiliyor. Meme başından başlayıp aşağı doğru dik inen tek bir iz, hastaları da daha çok memnun ediyor.
Bir de yıllar içinde değişen görüş şu oldu: memenin içinde de çeşitli askılar yapabiliyoruz. Eskiden yapıldığı gibi sadece meme deriye taşıtılmıyor. Uygulanan teknikler, memeyi içeride şekillendirip deriyi üzerine kapatmaya yöneldi.
-Meme fonksiyonları da korunabiliyor mu bu tekniklerle?
Önemli yeniliklerden biri günümüzde memenin fonksiyonlarının bu ameliyatlarla fazla bozulmaması. Süt verme fonksiyonunu veya meme bezinin kendisini fazla bozmadan, "merkezi pedikür tekniği" dediğimiz meme orta bölgesini koruyan tekniklerle bu mümkün. Diğer teknikler de hala yapılıyor ama cerrahların seçimi daha çok bu merkezi pedikür tekniğine, yani bu orta bölgeyi korumaya doğru yöneliyor. Bu teknikte meme başı ve meme altındaki bezlerin ilişkisi bozulmuyor. Dolayısıyla hasta ileride evlendiği zaman sorun olmuyor ya da ikinci çocuğuna süt vermesi mümkün oluyor. Çoğu hastada meme başı duyusu da bozulmuyor. Ameliyattan sonra meme duyusu bozulsa bile iki, iki buçuk yıla kadar tamamen neredeyse geri dönüyor.
-Meme dikleştirme ameliyatlarında silikon konulması hangi hallerde gerekli oluyor?
Hastada sarkma ile birlikte memede hacim kaybı da varsa silikon protezli meme dikleştirme yapıyoruz.
Şöyle düşünün: meme büyütme ameliyatlarında silikon protezi koyuyorsunuz ve ameliyat sonuçlanıyor. Ama öyle hasta var ki protezi koymamıza rağmen hala sarkık duruyor meme. Yani hacmi dolduruyorsunuz ama hala sarkık. O zaman da protez destekli veya silikon implant destekli meme dikleştirme yapıyoruz. Burada hem memeye bir hacim kazandırıp dikleştirme yapılıyor hem de deri fazlası alınıp klasik dikleştirme yapılıyor.
Bir avantajı da; protezin etrafındaki kapsül dokusunun meme dokusunu tutması. Böylece memeyi içeriden kalıplamışsınız gibi oluyor. O dağınık meme dokusu protez etrafında toparlanıp şekilleniyor. Özellikle yeni jenerasyon, yüzeyi pürtüklü protezler dokuya tutunabildiği için böyle bir avantajımız var. Hatta kişinin hacimden şikayeti yoksa bile küçük bir protez konularak memeyi onun etrafında şekillendirmek giderek daha çok tercih edilmeye başlandı.
-Malum bikini sezonu açılıyor. "Bugün ameliyat, yarın deniz" demek mümkün mü?
Beklentiniz tam olarak "Bugün ameliyat, yarın deniz" ise bu olamayacak tabii ki (Gülüyor). Ama çok da beklemenize gerek yok. Örneğin meme büyütme ameliyatı, izi çok az olduğu için en az zahmetli meme ameliyatıdır. Hasta aşağı yukarı 10'uncu gün suya girebilir ki ben de bunu destekliyorum. Çünkü suyun masaj etkisi var. Ayrıca ödemin çabuk çözülmesi açısından da yararı oluyor. Meme dikleştirme ve küçültmelerde de yaklaşık 12-15 gün içinde yara iyileşmesinin ardından denize ve havuza girilebilir. İyileşme sürelerimiz meme ameliyatlarında çok uzun değil. Hasta bir hafta içinde normal yaşamına göre dönebilir, en geç iki hafta sonra da denize girebilir.
-Hastalar, ameliyat sonrası süreçte neler yaşıyorlar?
Ameliyat bölgesindeki kan ve sıvı toplanmaları için takılan direnler 24-48 saat sonra çıkarılıyor. Vücut tarafından emilebilen dikişler kullanıldığı için dikiş alma diye bir problem yok ama hasta bu süreçte hep izleniyor tabii ki. Yaranın üzerinde cerrahi özel bantlar bulunuyor ve yaklaşık 3-4 kez pansuman yapılıyor. Herhangi bir problem çıkmazsa hasta bir hafta 10 gün içinde tamamen iyileşiyor. Çıkabilecek problem de içeride sıvı veya kan toplanması olabilir. Bu nedenle izleme periyodu önemli.
-İyileşme sürecinde sutyen takılabiliyor mu?
Tabii ki. Pansumanlar tamamlandıktan hemen sonra sutyeni öneriyoruz.
Özellikle kalıplı, memeyi saran sutyenler çok faydalı. Memeyi sutyen taşıdığı için yaraya yük binmiyor. Ödem daha çabuk çözülüyor ve meme daha hoş bir şekil alıyor. Sutyenin bir avantajı da; meme büyütmelerde protezi tam istediğimiz yere yerleştirmesi. Protezin ufak tefek oynaması varsa bile sutyenle tam yerine yerleşiyor. Protez 3 haftada yerleşir, sonra da yer değiştirmez zaten. Bu nedenle 3-4 hafta sürekli sutyen kullanılmasını öneriyoruz. Zaten hastalar da çok rahat ettiklerini ifade ediyorlar.
Küçültme ameliyatı kanser riskini de azaltıyor!
Meme küçültme ameliyatlarına da en az büyütme ve dikleştirme kadar talep olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Atay Atabey, "Büyük meme pek çok açıdan kişilere sıkıntı veriyor: sosyal hayatını etkiliyor, kıyafet seçimlerini kısıtlıyor, sırt, boyun ve bel ağrılarına neden oluyor, omuzda sutyen çizgileri oluşmasına yol açıyor... Dolayısıyla meme büyüdükçe sorun estetikten ziyade sağlığa doğru kayıyor ve zorunlu olarak bu ameliyata yöneliyor hastalar. Meme küçültmede ağırlığı ön taraftan azalttığımız için vücudun genel duruşu düzeliyor. Hastanın boyun ve sırt ağrıları çok azalıyor. Memenin altında oluşan yaralar ve terlemeler büyük oranda azalıyor ve hastalar çok rahatladıklarını ifade ediyorlar" diyor.
-Meme küçültmede bir memeden ne kadar doku çıkarıyorsunuz?
Bir memeden 600 gramdan, bir buçuk iki kiloya kadar doku çıkarıldığı oluyor. Tabii kalan meme de hastaya göre bir meme olacaktır. Herkesin gövde yapısı farklı.
-Sağlık açısından başka ne gibi yararları var meme küçültmenin?
Meme kanseri riskinin, meme küçülten kişilerde daha az olduğunu biliyoruz. Çünkü bu ameliyatla kanser olabilecek doku miktarını azaltılıyor. Bu kişilerde meme kanseri görülme riskinin azaldığı kaynaklarda söyleniyor.
Ailesinde, annesinde, teyzesinde meme kanseri olup kendisinde de yatkınlık olan 40 yaşı geçmiş kadınlarda meme dokusunun tamamen boşaltılması söz konusu olabiliyor.
"Koruyucu mastektomi" denilen bu ameliyatta, alınan meme dokusu yerine protezler veya hastanın kendisinden alınan dokularla tekrar bir meme oluşturuluyor.
-Çok radikal bir karar gibi görünüyor. Öneriyor musunuz bunu peki?
Eğer ailesel bir yatkınlık söz konusu ise, hastanın da bu yönde korkuları ve problemleri çok fazla ise yapılıyor. Tabii ki kişi, kanser olma riskini almaktansa bu ameliyatı tercih edebilir.