• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
İmplant, ilk seçenek olmalı FİLİZ İÇKE ÖNAL

İmplant, ilk seçenek olmalı

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 02.03.2011, 00:00
Diş kökünü taklit eden ve oldukça güçlü bir yapıya sahip olan implantlar, kalıcılık, estetik görünüm ve çiğneme rahatlığı ile hastaya ömürlük bir konfor vaat ediyor

Eksik dişin, sadece üst yüzeyi ile değil kökü ile birlikte yerine konması olarak tanımlanabilecek implant uygulamaları, günümüzde diş hekimliğinin en popüler uygulamaları arasında yer alıyor. Dr. Dt. Ufuk Tiyanşan, implant ve implant uygulamalarında lazer teknolojisinin kullanımı ile ilgili sorularımızı yanıtladı.
-İmplant nedir?
İmplant; diş hekimi tarafından çene kemiği içerisine yerleştirilen yapay, titanyum esaslı yapay diş köküdür. En büyük artısı, hastaya büyük bir çiğneme konforu getirmesidir. Diş hekimliğinde implantın yapım tekniği ile ilgili yenilikler ve çok daha iyi fiziksel özelliklerle donatılmış implantlar sayesinde günümüzde implant uygulamaları çok daha yüz güldürücü sonuçlar vermektedir.
-İmplantların dünyadaki gelişim öyküsü nedir?
Diş hekimliğinde implantın ilk çıkış sebebi, 'total protezler' dediğimiz takılıp çıkarılan, hiç dişi olmayan kişilerde kullanılan protezlerdeki hareketliliği durdurmaktı. Çünkü bu protezler hastalara hapşırınca ağızdan fırlama, çiğnemede zorluklar gibi büyük sıkıntılar yaşatıyordu. Zaman içinde implantların hastalara büyük bir konfor getirdiği görüldükçe, dişli bireylerde de eksik dişin yerine implant uygulanmaya başlanmıştır.
Son dönemde implantta başarılar arttıkça, cerrahi teknikler geliştikçe görülmüştür ki implantla çok daha iyi şeyler yapılabilir. Sonuçta dişi olmayan bireylere artık hareketli protezler yerine implantla desteklenmiş sabit protezler yapılabiliyor.
İmplant destekli protezlerin pek çok avantajı var: Yerinden oynamıyor, ağzından çıkarma derdi yok, çok daha estetik duruyor, ağızda kalabalık olmuyor, yumuşak dokuların (diş etleri)üzerine baskı uygulamadığı için bu dokuların sağlığı çok daha iyi oluyor. Böyle olunca da yeni trend, eksik dişlerin tamamlanmasında akla ilk seçenek olarak implantın gelmesi, dişsiz bireylerde de implant üzerine sabit bir köprü oluşturmak olarak şekilleniyor.
-Lazer teknolojisi, implant uygulamalarında ne gibi kolaylıklar sağlıyor?
Lazer desteği ile artık problemli, iltihaplı dişi aynı gün çekip lazerle iltihaplı dokuları temizleyip tam bir dezenfeksiyon yapmak mümkün. İmplantta çene kemiğinin dezenfeksiyonu çok önemlidir. İltihaplı bir dişten sonra eski klasik yöntemlerde en az 2-3 hafta bekliyorduk. İkinci bir cerrahi gerekiyordu. Yani çekim artı antibiyotik, sonrasında üç haftalık bekleme sürecinden sonra implant konulabiliyordu. Lazerle problemli diş aynı gün çekiliyor, Erbuim ve Nd YAG lazer kombinasyonu ile o bölgenin temizliği yapılıyor. Ve aynı gün implantı konulup, hatta aynı gün uygun olan hastalara implantın üst yapısı geçici diş takılabiliyor. Bugün implant bu hale geldi. Bu çok büyük bir ilerleme.
Lazerin önemli avantajlarından biri de implantın tutunma aşamasındaki problemlere müdahaleyi kolaylaştırması. Örneğin hasta bu süreçte ağız hijyenine dikkat etmeyebilir ve implantın çene kemiğine tutunmasını engelleyen bazı durumlar olabilir. Böyle bir problem görüldüğünde lazerle o bölge açılıp yumuşak doku kaldırılıyor ve implant kemik greftlerle bağlanıp kapatılabiliyor.
-Belli bir süre sonra implant tutununca da üzerine bu kez kalıcı protezler takılıyor değil mi?
Tabii. Bu süre de yapılan işleme bağlı olarak değişir. Alt çene ve üst çenede implantın çene kemiğine kaynama süresi farklıdır. Üst çene biraz daha gözenekli, daha yumuşak bir kemiğe sahiptir ve oradaki implantın kemiğe adaptasyonu süreç olarak biraz daha uzun, üç ay civarındadır. Alt çene daha kompakttır, daha sert bir kemik yapısına sahiptir. Orada da iki ay gibi bir süre beklenir ve ardından geçici dişler çıkartılıp daimi dişler takılır.
-İmplantın tek bir diş eksikliğinde kullanıldığı gibi hareketli protezden kurtulmak isteyenler için de ihtiyaca göre birkaç tane yapıldığını biliyoruz. Peki "Dişlerimi kaybettim ama protez istemiyorum. Tek tek implant yaptırma şansım var mı?" gibi bir talep karşılanabilir mi?
Her dişin yerine bir implant diye bir şey yok. Bu yapılmış zamanında. Ama böyle bir gereksinim yok. Hatta bazı kongrelerde espri konusu olarak ele alınır; üst büyük azılar üç köklüdür. Geçmişte her köke bir adet olmak üzere azı dişine 3 implant takılmıştır. Bunlar yanlış. Hatta günümüzde şu bile iddia edilebiliyor: 4 implantla, 14 dişi desteklemek mümkün...
Köprü dediğimiz eksik dişin önündeki ve arkasındaki keserek yapılan restorasyonların altında bir şekilde erimeler sürüyor. En iyi şartlarda yapılan bir köprünün, yedi yıl sonra mutlaka elden geçmesi gerekiyor. Çünkü bir şekilde yandaki dişlerin üzerine kendi taşıyabileceğinden fazla yük geliyor. Bu da dişi çene kemiğine bağlayan dokulardaki yıkımı hızlandırıyor.
-Aslında köprü yapılması tam bir tedavi gibi de algılanmamalı değil mi? Sonuçta eksik dişi yerine koymak söz konusu olmuyor...
Günümüzde implant gibi bir seçenek varken, ilk akla gelen de implant olmalı. Köprü restorasyonu o bölgedeki bir eksikliği gidermiyor. Koruyucu hekimlikte ağızda sağlam dokuyu korumak ana hedef olmalı. İmplantla ön ve arkadaki diş sağlam bırakılıyor. Ayrıca kemikteki erime engelleniyor. Sonrasında da çok daha estetik bir görünüm ve çiğneme konforu sağlanmış oluyor. Bu kişinin yaşlılığını düşünün. En kötü ihtimalle tüm dişleri çekildiğinde bile implant ağzında kalmış oluyor. Kemikte erime olmayacağı için üç implant desteği ile sabit bir protez yapılabiliyor. Dolayısıyla implant yaşlılık dönemi için de bir yatırım oluyor aslında.

YARIN: DİŞ BEYAZLATMA


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA