• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Erkekler kilo verme konusunda daha şanslı FİLİZ İÇKE ÖNAL

"Erkekler kilo verme konusunda daha şanslı"

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 20.08.2013, 00:00
Park Sima Sağlıklı Zayıflama Polikliniği Genel Müdürü Gülşen Altın, "Erkekler kilo verme konusunda 1-0 önde. Kas kütleleri daha yoğun olduğu için metabolizmaları daha hızlı çalışıyor ve bu sayede daha hızlı kilo veriyorlar. Ayrıca hedefe bir kez kilitlendiklerinde, ne olursa olsun sonuna kadar gidiyorlar" dedi

Grafik tasarım işi yapan 31 yaşındaki Uğur Çankaya, bir yılda nasıl 24 kilo verdiğini ve kilo vermeden önceki süreci, şu sözlerle anlattı:
"2011'i tamamlarken, 99 kiloya ulaşmıştım ve kilo vermek amacıyla Park Sima'ya başvurmaya karar verdim. Kan tahlillerim yapıldığında, şeker başlangıcında olduğumu öğrendim. Sonrasında benim ile ilgilenen doktorum ve diyetisyenimle görüşmelere devam ettim. Çok zorlanacağımı düşünüyordum. Ama besinler hakkında bilgi edindikçe, neyi ne zaman yemem gerektiğini daha iyi öğrenmeye başladım. Hayatımı bir tasarımcı olarak sürdürürken, günün içindeki işlerim haricinde geceleri de çalışıyorum. Bu yoğunlukta bir yandan da diyet programına uymam gerekliydi. Spor yapmaya pek fırsatım olmadı. Eve giderken 5 durak erken inip yürümeye çalışıyordum. Zaman içinde beslenme programını hayatıma uyarlamaya alıştım ve başardım. Şimdi 75 kiloyum. Şimdi formumu korumak için, sağlıklı beslenmenin yanında spor yapmaya da başladım. Bu mutluluğumda emeği olan herkese teşekkür ederim..." Uğur Çankaya kilo verme öyküsünü paylaşırken, Park Sima Sağlıklı Zayıflama Polikliniği Genel Müdürü Gülşen Altın ve diyetisyenler Burcu Dilek Demir ve Esra Aran da, erkeklerin kilo verme programlarına yaklaşımları ve aldıkları sonuçlar hakkında bilgi verdi.
-Fazla kilolar hayatınızda ne zaman sorun olmaya başladı?
Aslında hep kilolu bir insandım. Askere gittiğimde kilo vermiştim ama geldikten sonra kısa sürede inanılmaz kilo aldım. İşim gereği geceleri de çalışıyorum. İnanılmaz derecede yemek yemeyi seviyordum, en büyük zaafım da tatlıydı.
Kilolarım arttıkça hareket potansiyelim kısıtlandı. Fiziksel görünümüm de tamamen değişmişti. Tartıda 99'u gördüğüm gün, "Artık yemek yemeyi öğrenip kilo vereceğim" dedim ve Park Sima'ya başvurdum. 99 kiloydum askere gittiğimde ve 75 kilodayken döndüm. Şimdi yine aynı kilodayım. Bir nevi askere gitmiş, gelmiş gibi oldum yeniden.
-Kilolarınızdan dolayı herhangi bir sağlık sorununuz var mıydı?
İnsülin direnci ve reflü şikayetlerim vardı ama kilolar gidince bunlar da kendiliğinden düzeldi. Yiyeceklerin besin değerlerini, besinleri birbirleriyle nasıl değiştirebileceğimi, özellikle gece çalıştığımda aldığım kalorileri nasıl harcayabileceğimi öğrendim ve öğrendiğim tüm bilgileri hayatıma uyarladım.
-Yeni beslenme programınızı uygularken zorlandınız mı?
Açıkçası, böyle bir programa adapte olmak benim için çok zordu. Tatlıya çok düşkün olduğum için korkuyordum da. Sonra zaman içinde eskiden zevkle yediğim tatlıların vücuduma neler yaptığını öğrendikçe, beynim de bunları reddetmeye başladı.
Esra Aran: Ofiste çıkan öğle yemeğinde çorbayı, ekmeği, makarnayı arka arkaya yiyen bir bireydi Uğur bey. Her uyarımızda, 'Tamam yaparım' diyen ama her hafta programını bir şekilde aksatmış veya fazladan bir şeyler yemiş olarak geliyordu. Sonrasında besinlerin üzerinde daha fazla durmaya başladık. Hangi yiyecekle neyi yemesi gerektiğini, ne kadar yemesi gerektiğini ayrıntılı bir şekilde anlattık.
-Öğrene öğrene ikna oldunuz galiba...
İlk başta hem kısıtlanma korkusu, hem de neyi ne ile yiyeceğimi bilmemenin verdiği bir durum söz konusu idi. Yine ekmek veya makarna yemeye devam ediyordum. Akşamları da evde tatlı tüketiyordum.
Esra Aran: Bu kadar çok kaçamağa rağmen, sonuç olarak güzel bir noktadayız. Verilen kilonun önemli bir bölümünün yağdan olması ve kilo koruma programını alıp, verdiği kiloyu koruması da çok güzel.
Gülşen Altın: Kilo koruma programları da çok önemli. Kilo veren kişi rahatlar ama koruma programı da çok önemli. Bu anlamda Uğur bey iyi bir örnek.
-Eskiden nasıl beslenirdiniz?
Sık yemezdim. Sabah kahvaltısı, öğle arasında sandviç... Akşama kadar iyice acıktığım için, klasik Türk ailesinde akşam yemeğinde ne varsa; çorbadan tutun tatlısına kadar dört başı mamur yerdim. Böyle beslenince de kaçınılmaz olarak kilo aldım. Bir de fast food düşkünlüğüm vardı. Bir büyük boy pizzayı ya da 12 hamburgeri tek başıma bitirirdim.
Gülşen Altın: Eğer bir kadın bu kadar yeseydi, 99 değil çok daha fazla bir kiloyla başvururdu.
-Şu anda beslenme düzeninizde neler var?
Uyandığımda bir bardak su içiyorum. Saat 09.00 gibi müsli ile süt karıştırıp, ceviz ve kayısı ilave ediyorum. Ara öğünümde bir elmayı, 2-3 bademle yiyorum. İşyerinde yemekhanede ne çıkarsa onu yiyorum ama çorba varsa ekmeği yemiyorum. Makarna, pilav tercih etmiyorum. Akşamüzeri sütle birlikte yarım paket diyet bisküvi yiyorum. Bu aralar spora gittiğim için, spordan önce 100 gram tavuk yiyorum. Akşam yemeğinde salata veya sebze yemeği yiyorum. Gece öğünüm yok.
-Erkek danışanların farkı nedir kilo verme programlarında?
Burcu Dilek Demir: Erkeklerin fiziksel farklılıkları çok fazla. Bakış açıları bakımından da farklılıklar var. Karar verip hedefe doğru yönelmeleri daha kolay oluyor. Kadınlarda beslenme listelerini delme veya birazcık dışarı çıkma eğilimi daha fazla oluyor. Erkekler belli bir hedef koydukları zaman, sonuna kadar götürüyorlar. Kas dokuları da kadınlara göre daha fazla olduğu için, metabolizmaları çok daha hızlı çalışıyor. Bu sayede kilo verme programlarından çok daha hızlı sonuç alıyorlar. Egzersiz programına girdikleri zaman da sonuçlar daha hızlı oluyor.
Gülşen Altın: Erkeklerin kilo verme programlarına adaptasyonları, bayanlara oranla biraz daha zor oluyor ama kesinlikle daha başarılılar. Karar verdikleri anda uyguluyorlar, bir şeye inandıkları zaman, yolun sonuna kadar gidiyorlar çünkü. Kadınlar daha duygusal. Erkekler daha matematiksel düşünüyor ve hedef doğrultusunda hareket ediyor.
Esra Aran: Zayıflama programlarında erkekler, kadınlara oranla önde başlıyorlar. Kasları çok yüksek seviyede ve metabolizmaları hızlı. Kadınlarda hem yağ dokusu çok daha yüksek hem de metabolizma hızı düşük. Bu nedenle bayanların kilo verme hızları biraz daha yavaş oluyor.
Gülşen Altın: Her halükarda bayan da erkek de kilo veriyor ama erkekler biraz daha hızlı bu konuda. Bu anlamda 1-0 öndeler diyebiliriz. Bizden çok çok daha fazla kas kütleleri var. Geçen gün bir erkek danışan geldi, 48 kilo kas ağırlığı var. İki aylık bir programla hemen kilosunu verecek. Bir kadında bu kadar yoğun kas kütlesi ile karşılaşmamız mümkün değil. Ayrıca spora daha kolay adapte oluyorlar, çünkü sporu seviyorlar. Zor ikna oluyorlar ama başladıklarında kararlılıkla devam ediyorlar. O anlamda daha disiplinliler. Bayanlar gibi tatlıyı da çok seviyorlar ama bayanların bir de özel dönemleri olduğu için, o dönemde iradeleri üzerinde hakimiyet kurmaları daha zor oluyor. Erkeklerin böyle bir sorunu yok.
-Nasıl zayıfladığınızı görüp, sizden formül isteyenlere ne diyorsunuz?
Yemek yemeyi öğrendim, besin değişimini öğrendim, aldığım beslenme eğitimi doğrultusunda ilerliyorum diyorum.
Gülşen Altın: Zaman içerisinde insanlar da öğrenecek X beyin listesinin, Y kişisi için uygun olmayabileceğini...
U.Ç.-Verilen liste bana özel çünkü. Kan tahlillerim alınıyor, günlük kaç kaloriye ihtiyacım var, hangi besinlerden hoşlanıyorum, öğünlerimizi günlük hayatıma nasıl adapte edebilirim... Bunlara göre bir liste oluşturuluyor ve o liste bana ait oluyor. Bu nedenle bir başkasına önermem sakıncalı olabilir. Çorba ile ekmeği birlikte yememek gerektiği, doğru bir bilgi. Ben bu bilgiyi etrafımdakilere de aktarıyorum ama birebir listemi başkasına tavsiye etmem doğru olmaz.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA