G.Saray Kulübü ve sarıkırmızılı takımın taraftarları Türk Futbolunun "Taçsız Kral"ı Metin Oktay'ı ölümünün 24.yılında törenlerle andılar. İzmir'in İzmirlilerin bu konudaki vefasızlık ve duyarsızlığını her zaman eleştirmişimdir. Çünkü Metin Oktay elbette futboldaki altın çağını G.Saray'da geçirdi, parlak başarılarını o camiada yaşadı ama onun İzmir'den yetişmişliğini, hayatının önemli kesitlerini bu kentte geçirdiğini kimse yadsıyamaz.
İZMİR'DEN FİLİZ VERDİ
Metin Oktay 22 Şubat 1936'da Karşıyaka'da doğdu. Sekiz çocukları olan ve 5'ini yitiren ailenin 9. çocuğuydu. Futbola Eşrefpaşa Pazar Yeri'nin hemen yamacındaki Damlacık Kulübünde başladı. Altınordu'nun efsane futbolcusu Sait Altınordu'ya olan hayranlığı nedeniyle başlarda onun taşıdığı 8 numaralı formayı giyiyordu. Damlacık'ın, Alaçatı ile yaptığı maçta attığı iki harika gol üzerine antrenörü Arif Hantal'dan ilk parayı kazandı, 2.5 lira aldı. Daha sonra yine İzmir'de Yün Mensucat Kulübü'ne geçti, ardından İzmirspor'a transfer oldu. Kısa bir süre sonra da o devrin antrenörü Gündüz Kılıç'ın tavsiyesi üzerine 1955 yılında sonradan canı kadar sevdiği G.Saray'a kavuştu. G.Saray'dan aldığı transfer ücreti taksi plakalı bir Chevrolet arabaydı. Milli Takım'da 36 kez forma giydi, 19 gole imza attı.
İKİ EVLİLİK YAPTI
Taçsız Kral'ın ilk eşi Aydın'ın önemli ailelerinden Sarı'ların kızı Oya Sarı idi. Ama Metin'in G.Saray'a gitmesi bu evliliğini çatırdamasına yol açtı. Oya Sarı'nın, Metin'in İzmir'de kalmasında ısrarcı olduğu bu nedenle, "Ya G.Saray ya ben" dediği ve Metin'in de G.Saray'ı seçtiği ve bu nedenle bu evliliğin bittiği iddia edildi. Metin Oktay ikinci evliliğini İzmir'in en ünlü ailelerinden Kardıçalı'ların kızı Servet Kardıçalı ile yaptı. Bu evlilik sağlam temeller üzerine oturdu, Metin Oktay 13 Eylül 1991'de sabaha karşı 04.15'te Boğaz Köprüsü çıkışında aracıyla geçirdiği ve ebediyete göçtüğü o meşum kazaya kadar mutlu yıllar yaşadılar.
YENİ ASIR'DA YAZDI
Metin Oktay futbol hayatını noktaladıktan sonra bir süre Bursaspor'da teknik direktörlük yaptı ama bu teknik adamlık hayatı çok sürmedi, bir süre de G.Saray'da yöneticilik yaptıktan sonra, doğduğu ve canı kadar sevdiği İzmir'e döndü, iş hayatına atıldı. Kardıçalı Han'ın bir bölümünde Gol Pub isimli bir yiyecek-içecek satan bir yer açtı. Yeni Asır Gazetesi'nde köşe yazarlığı yapmaya başladı. Metin Oktay bonkör, aynı zamanda çok duygusal bir insandı. Gazetemizden para almayı kabul etmediği gibi ziyaretlerinde de eli boş gelmezdi. Uzun yıllar onun futbol deneyimini ve anılarını tatlı tatlı dinledik. İzmir'de duayen spor yazarlarından Çetin Esen Kaftan'ı çok severdi. Vefat ettiğini öğrenince İzmir Devlet Senfoni Orkestrası'ndan müzisyenler getirterek Kaftan'ın çalıştığı gazetenin önünde 'Cenaze Marşı' çaldırmıştı.
HAYATININ FİLMİNDE OYNADI
Taçsız Kral, İzmir'den İstanbul'a gidişini ve aşklarını simgeleyen bir filmde de oynadı. Atıf Yılmaz'ın rejisörlüğünü yaptığı filmde Oktay'ın rol arkadaşları Ayten Gökçer, Ajda Pekkan, Gönül Yazar ve Erol Taş'tı. Erol Taş ilk kez bir filmde iyi insan, onu keşfeden adam rolündeydi. Metin Oktay son derece sevecen ama ayrıntıları pek önemsemeyen ve uygulamayan bir insandı. 1968 Meksika Dünya Kupası'na vize almadan gitmiş, Meksika'da pasaport polisi ülkeye almak istemeyince "I am gol kralı Metin Oktay" demişti. Sonunda inceleme yapıldı ve Metin Oktay'ın Türk Futbolu'nun efsanesi olduğu öğrenilince "Buyur" edildi. Tatlı anılarımızla onu anarken hayatının en önemli çağında bizi bırakıp gitmesini hayıflanarak anıyoruz. Ruhu şad olsun.
Son not İzmirlilere...
Metin Oktay'ı anmak ve gönüllerde yaşatmak nepimizin boynunun borcu. Özellikle Damlacıklılar, İzmirsporlular unutmasın, bizler de...