Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, başka personelin işleri sık sık kendisine verilen, yerine başkası görevlendirilen, cumartesi günleri mesai yaptırılan ve aynı pozisyondaki diğer çalışanlara verildiği halde kendisine anahtar ve şifre verilmeyen İzmir'de görevli bankacının işyerinde mobbbinge maruz kaldığına karar verdi. Daire, bankacının şikayetlerini mobbing olarak kabul etmeyen yerel mahkemenin kararını bozdu.
Oyçokluğuyla bozdu
İzmir'de 1994-2010 yıllara arasında görev yapan bankacı, iş akdinin haksız yere fesh edildiğini, işe iade davasının kabul edildiğini ve temyiz aşamasında olduğunu, fazla mesai alacaklarının ödenmediğini ve işyerinde mobinge maruz kaldığını belirterek, manevi tazminat ve fazla mesai alacağının ödetilmesine karar verilmesi istemiyle dava açtı.
Davalı bankanın avukatı ise davacının personelle sık sık tartıştığını, iki defa yazılı uyarı aldığını, verimli olmaması nedeniyle şubesinin değiştirildiğini ve bu nedenle iş akdinin feshedildiğini savunarak davanın reddini istedi. İzmir 10. İş Mahkemesi, davacıya sistematik ve sürekli psikolojik baskı uygulandığını gösterir kuvvetli deliller bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Karar temyiz edilince dosya Yargıtay 22. Hukuk Dairesine geldi. Daire, yerel mahkemenin kararını oyçokluğuyla bozdu.
Yargıtay kararında "Davacının, yaşanan olumsuzluklar sonunda anksiyete bozukluğu çektiği ve sağlık sorunlarıyla uğraştığı, bir yıllık maaş artışının yalnızca 1,96 olarak öngörüldüğü, davacının işyerinde yaşadıklarını 'olaylar' başlığı altında kaleme aldığı, söz konusu yazıda tutarlılık, samimiyet ve iddia edilen hususlarla bir bütünlük görüldüğü, bu hususların 'mobbing' teşkil ettiği tüm dosya içeriğinden anlaşılmaktadır" ifadesine yer verildi.
'Delil aranmaz'
Mobbingin varlığı için kişilik haklarının ağır şekilde ihlaline gerek olmadığı, kişilik haklarına yönelik haksızlığın yeterli olduğu vurgulanan kararda, şu tespitler yapıldı: "Ayrıca mobbing iddialarında şüpheden uzak kesin deliller aranmaz, davacı işçinin, kendisine işyerinde mobbing uygulandığına dair kuşku uyandıracak olguları ileri sürmesi yeterlidir, işyerinde mobbing gerçekleşmediğini ispat külfeti davalıya düşmektedir. Tüm bu değerlendirmelerle tanık beyanları, sağlık raporları, bilirkişi raporu, kamera kayıtları ve diğer tüm deliller değerlendirildiğinde mobbing iddiasının yeterli delillerle ispat edildiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir." Bu arada eski Daire Başkanı Remzi Balta, çoğunluk görüşüne katılmadığını ve bozma kararına katılmadığını bildirdi.