Dün geç saatlere kadar, belki de bu sabahın erken saatlerine kadar kutladınız yeni yılı. Şimdi gazetenizi açtınız ve okuyorsunuz. Doğal olarak moral bozucu haberlerle karşılaşmak istemezsiniz. Zaten 2008 de dahil geçen yılda yeterince duydunuz iç karartıcı siyasi ve ekonomik haberleri.
Şimdi bu girişten sonra bardağın boş tarafını yazamayız. Yani, dün akşam içtiğiniz sigara ve alkollü içkilerin yılın son günü zamlandığına, yeni yıl itibarıyla geçerli olan köprü ve otoyol geçişlerine yapılan zamlara, emlak vergilerinin Motorlu Taşıtlar Vergisi'nin yükseltilmesine değinmeyelim.
Gelin iyimser bakış açısı ile bizleri bekleyen ekonomi alanındaki olumlu haberlere bir göz atalım.
YENİDEN BÜYÜME
Bu yıl olabilecek en iyi şey bir yıl sonra pozitif büyüme rakamı ile tanışacak olmamız. Eğer bütçede öngörülen yüzde 3.5'lik büyüme oranına ulaşırsak üretim faktörlerinin bir kısmı atıl olmaktan kurtulacak.
Kamu kesimine memur alınacak. Bu da bir nebze olsun işsizlik sorununa ilaç gibi gelecek. Üniversitelere 7 bin personel, yine Sağlık Bakanlığı'na ve İçişleri Bakanlığı'na hatırı sayılır rakamlarda personel alımı yapılacak. Böylece, devlet memuru sayısı artacak.
Ekonomide yaklaşık yüzde 70 paya sahip KOBİ'ler için destek uygulamalarına yer verilecek. Aslında en önemlisi KOBİ'lere verilecek banka kredilerinin bir kısmı için mevduat hesaplarında olduğu gibi güvence verilmesi. Risk iştahları krizle beraber kapanan bankalar güvence sonrasında biraz daha gönül rahatlığı ile KOBİ'lere kredi plasmanı yapabilecekler.
İHRATÇILAR UMUTLU
Her krizde ve sonrasında kurtarıcımız olan "ihracat" bu yılda da önemini koruyacak. Çünkü, iç talep yeterli seviyelerde değil. 2010 yılında da gelir politikalarının zayıflığına bağlı olarak yeterli seviyelere ulaşamayacak. Bu bağlamda, dış talebe çok ihtiyacımız var. En büyük dış ticaret partnerimiz Avrupa ülkelerinin ekonomik açıdan fazla tatları yok. Özellikle, İspanya, Yunanistan, İngiltere ve Doğu Avrupa ülkelerinin hiç yok. Dolayısıyla, yeni yılda yeni pazarlar yaratmalıyız. Dış Ticaret ve İGEME bu bağlamda hummalı çalışmalarını ve ülkeler bazında alternatif ürün ve pazar arayışlarını sürdürüyorlar.
İhracatçılar da umutlu 2010 yılından. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) bu yıl 111 milyar dolar ihracat rakamına ulaşılmasını bekliyor. İhracatın amiral gemisi "taşıt araçları ve yan sanayi" 2009 yılındaki 14-15 milyar dolar civarındaki ihracatını 17 milyar dolara taşımaya hazırlanıyor. Aynı şekilde demir ihracatının 6.5 milyar dolara, maden ihracatının 3 milyar dolara ulaşması öngörülüyor.
Bardağın dolu tarafında enflasyon da olacak. Enflasyon düşüyor ya da sorun görünmüyor dediğimizde hemen bize kızıyorsunuz. Onun için, şöyle açıklamaya çalışayım, her ne kadar alım gücümüz azalacak olsa da, yani hayat pahalılığı yakamızı bırakmasa da, enflasyonun göstergesi TÜFE rakam olarak yüzde 5-6 aralığında kalacak. İktisadi anlamda enflasyon olgusunun düşük düzeyde olmasının önemi, Merkez Bankası'nın para politikası uygulaması için geniş manevra alanına kavuşması.
Bu yıl bazı vergilerle bize rahat nefes aldırmayan Maliye, menkul kıymet kazançlarından alınan vergilerle biraz içimize su serpecek. Bildiğiniz gibi, yerli yatırımcılardan alınan yüzde 10'luk stopajdan yabancılar muaflar. 2010'da adaletsizliğin giderilmesi için, yerli ve yabancı yatırımcılara yüzde 3'ler civarında eşit vergi planlanıyor. Umarım bardağın dolu tarafına değinmeye devam edebiliriz yıl boyunca.
Mutlu ve sağlıklı seneler...