• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Sorun, Merkez’in sorunu değil CAHİT SÖNMEZ

Sorun, Merkez'in sorunu değil

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 28.10.2011, 00:00
Şu gerçeğin altını çizelim, cari açık sorunu dalgalı kur politikası uygulayan bir merkez bankasının sorunu olamaz. "Bağımsız merkez bankası bağımsızca politikalarını belirler bu yüzden sorumluluk onundur" demeyin, çünkü bağımsız merkez bankaları politikaları siyasi otoritelerle belirlerler, ancak politika araçlarını kendileri bağımsızca seçerler. Dolayısıyla, cari açık ekonomi yönetimin sorumluluğundadır. Merkez Bankası siyasi otorite ile beraber belirlenen enflasyon hedefine ulaşmak için para politikalarını ayarlar, duruma göre sıkılaştırır, duruma göre gevşetir.
Merkez Bankası'nın son aylardaki mücadelesi bana Cüneyt Arkın'ın tek başına elinde kılıçla dört beş düşman askeriyle yaptığı çarpışmayı hatırlatıyor. Merkez Bankası da kılıcını bir enflasyona, bir kredi artışına, bir kur tırmanışına, bir finansal istikrara karşı savuruyor. Tabii, biriyle mücadele ederken, arkadan diğeri saldırınca dönüp onla savaşmak zorunda kalıyor. İşte, bu aşamada bakıyorsunuz mevcut politikasını bırakmış ve tam tersi başka bir politikaya geçmiş oluyor.

PARASAL SIKILAŞTIRMA
Peki, sürprizlerle dolu biraz da anlaşılması zor, tüm bunları Merkez Bankası neden yapıyor? Daha doğrusu yapmak zorunda kalıyor?
Çarşamba günü Başkan Başçı, aldıkları aksiyonların aslında basit olduğunu söyledi ve basite indirgeyerek şöyle özetledi; yabancı sermaye akımları arttığında politika faiz oranını aşağı çekiyoruz, zorunlu karşılıkları yükseltiyoruz ve faiz koridorunu genişletiyoruz. Tersi durumda ise, yani yabancı sermaye akımları zayıfladığında ya da çıkış başladığında politika faiz oranını yükseltip, zorunlu karşılıkları aşağı çekiyoruz, faiz koridorunu daraltıyoruz.
Merkez Bankası'nın yaptığı 5 maddelik eylem planını bu çerçeve içinde değerlendirdiğimizde, aldığı son önlemlerin odağına fiyat artışlarının orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkileyeceği, iç ve dış talep asimetrisi ile iç tasarruf eğiliminin düşük olması sonucu cari açığın finansal istikrarı bozduğu faktörlerini yerleştirdiğini görüyoruz. Bu iki temel faktör için başlangıç noktasını da "parasal sıkılaştırma" olarak belirledi Merkez Bankası. Bu arada çok belirgin bir değişikliğe gitti. Daha önce faiz koridorunu kısa vadeli faiz oranlarından borç alma ve verme arasındaki farkı kullanıyordu. Artık, 7 gün vadeli repo faiz oranı ile gecelik borç verme faiz oranları arasındaki fark faiz koridoru olacak. Bu değişikliğin anlamı şu; Merkez Bankası, bankaları fonlarken şu anki faiz oranlarına göre yüzde 5.75 ve yüzde 12.5 faiz oranını kullanacak. Daha açık ifadeyle bankalara likidite sağlamanın maliyetini bu arada "günlük olarak" kendisi belirleyecek.

KARŞILIKLAR DÜŞÜRÜLDÜ
Bir taraftan fon maliyetini artırırken diğer taraftan zorunlu karşılıkları düşürüyor. Çünkü, Merkez Bankası, mevduatın bankalar açısından maliyetinin yukarı yönlü baskı altına girmesini istemiyor. Dün yaptığı değişiklikle 1 ay ve 3 aylıklar vadeli mevduatlarda geçerli olan sırasıyla yüzde 16 ve yüzde 12.5 oranları yüzde 11'e, 6 aylık hesapları da yüzde 9'dan yüzde 8'e çekti. Rezervi için de önceden aldığı önlemleri artırdı ve uygulama alanını genişletti. TL karşılıklarda döviz yüzde 40 kullanılacak, altın da yüzde 10 ile devreye girecek.
Merkez Bankası bence elinden geleni yapıyor. Dış ticaretin bağlı olduğu bakan dün ilginç bir açıklama yaptı: "Diğer başkanlar da böyle proaktif davransaydı cari açık bu seviyede olmazdı."
Üzücü olan şu, hükümet cari açığın nedenini Merkez Bankası uygulamalarından kaynaklandığını düşünüyor. Zaten bu yüzden değil mi yapısal reformların yapılmaması. Bir mantıksal sıralama hatası yok mu sizce de... Bir kişinin önce sağlığı bozuluyor, sonra doktora gidiyor. Sağlamken doktora gidip sağlığı bozulmuyor.
Özetle, cari açık sorunu yapısal reformlarla düşürülseydi, Merkez Bankası da Cüneyt Arkın rolüne soyunmayacaktı.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA