• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
İşsizlik oranı önemli değil CAHİT SÖNMEZ

İşsizlik oranı önemli değil

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 18.11.2014, 00:00
Tabii önemli işsizlik oranı. Başlık uzun olmasın amacıyla bu kadarlık kısmını yazmayı tercih ettim. Aslında tamamı şöyle olmalıydı; işsizlik rakamının yüksekliğinden öte içinde bulunduğu yapısal sorunlar önemli. Gerçekten sadece rakama bakıyoruz, düşükse ekonominin iyi gittiği, yüksekse biraz bozulma olduğu yönünde bir telkinle idare etmeye çalışıyoruz. Bir de bizden kötü birkaç ülke bulduk mu, yüksek oranının bile göreceli olarak düşük olduğunu iddia ediyoruz. Oysa sorunun sadece işsizlerde olmadığını, istihdam edilenlerin durumunu diğer bir deyişle istihdam kalitesinin de hayati önem taşıdığı gerçeğini atlıyoruz.
Her ne kadar oran önemli değil desek de Türkiye İstatistik Kurumu'nun son açıkladığı işsizlik verilerini ve istihdam kalitesini bozan yapısal sorunları irdeleyelim.
Ağustos ayında işsizlik oranı yüzde 10.1 seviyesine ulaşmış. Yaklaşık 29 milyon civarında olan 15 yaş ve üzerinden oluşan işgücü nüfusunun 26 milyonu istihdam edilmiş. Bu rakamlardan sonra aklımıza şu birkaç soru gelebilir.

SORU VE YANITLARI
Bizim nüfusumuz 74 milyon değil mi? Doğru ama bunların bir kısmı uluslararası standartlara göre işgücü nüfusunda yer almıyor.
O zaman bu standartlara göre işgücü nüfusumuz nedir? 57 milyon kişi.
Peki bunların yüzde kaçı "ben çalışmaya razıyım" diyor? Yüze 51.2'si.
Yüzde 51.2'nin yüzde 46.1'i istihdam edilmiş.
Tüm bu arındırmalar sonrası çalışmak isteyen 29 milyon, çalışan 26 milyon, işsiz 3 milyon kişide kalıyor. İşgücüne katılım oranının düşük olması işsizlik oranının yüzde 10'larda kalmasını sağlıyor. İşgücüne katılım oranlarından birkaç ülke örneği verelim ki rahat karşılaştırma yapabilelim. İsviçre'de yüzde 87.7, Danimarka'da yüzde 78.7 ve Hollanda'da yüzde 79.9... Yanlış örnek oldu kabul ediyorum. Portekiz'de 63.6, Romanya'da 55.7 ve Yunanistan'da 54.2...
Gelelim ikinci yapısal soruna...
Yaratılan istihdamın büyük kısmını lise altı eğitimliler oluşturuyor. Beyaz yakalı olarak tanımladığımız vasıflı işgücünün katılımı halen düşük seviyelerde. Örneğin yüksek okul mezunlarından yüzde 68'i iş bulmuş çalışıyorlar. Aynen üniversite mezunları gibi belli bir meslek alanında uzmanlaşan meslek veya teknik lise mezunlarında istihdam oranı yüzde 58'e geriliyor. Çalışanların da ne kadarının doğru adreste oldukları da meçhul. Bu da istihdamın niceliksel kalitesini gösteriyor. Aynı zamanda ücretsiz aile işçisi sınıfında yer alan ama istihdam edildiği varsayılanlar 3.5 milyon civarındaki düzeylerini koruyorlar.

GELİR DÜŞÜKLÜĞÜ
Diğer sorunları hızlı bir şekilde geçelim.
Kayıt dışı istihdam oranı toplam istihdamın yüzde 36.4 gibi oldukça yüksek seviyesini koruyor. Üstelik kadınlarda bu oran yüzde 50.5'e kadar çıkıyor.
26 milyon çalışanın 17 milyonu ücret ve yevmiyeli, 3.5 milyonu ise aile işçisi. Kayıt dışı oranı dikkate aldığımızda toplam 20 milyon kişi büyük çoğunluğu asgari ücret, kalanın mütevazı diyebileceğimiz gelirlerle çalıştıkları gerçeği ile karşılaşıyoruz. Zaten tüketici kredi ve kredi kartı kullanım miktarları da bu tezi rahatlıkla teyit ediyor.
Tarım dışı ve genç nüfus istihdamında geçen yıllara göre bozulma olmaması, kamu kesimi ağırlığının artmaması ise istihdamda sevindirici gelişmeler.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA