İspanyol yönetmen ve senarist Pedro Almodovar'ı dünyaya tanıtan, en güzel filmlerinden biridir, 1988 yılı yapımı 'Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar'. Çok eğlencelidir, bir o kadar da ürkütücü! Sinir krizinin eşiğindeki bir kadın kadar korkunç ve/veya traji-komik biri olamaz... Hayat maalesef Almodovar filmlerindeki gibi naif ve eğlenceli değil ve gerçekten de sinir sistemi çökmüş bir kadın elini kana bulayabiliyor. Evladını öldüren kadın haberlerine aşinayız, ne yazık... Geçtiğimiz günlerde, bebeğini banyoda ölüme terk eden kadını hatırlayacaksınız; durun sövmeden önce bir düşünün. Bir kadını bu duruma iten ve fiziksel olmayan şiddetin boyutu ne olabilir? Bir evlat katiliyle empati yapmanızı isteyeceğim; zor olacak farkındayım... Kocaları tarafından psikolojik şiddet gören kadınların dayak yiyen kadınlardan daha büyük ruhsal çöküş yaşadığını okumuştum bir bilimsel makalede. Herkes o duruma gelebilir, herkesin o ilkel ve bilinçaltında dürtülmeyi bekleyen içgüdüsü uyanabilir. Karıncayı incitmeyen bir kadın, bebeğini küvete koyarak musluğu açabilir...
KOCASINI DÖVMEYEN DİZİNİ DÖVER
Yine geçen hafta kocasını çevire çevire döven bir kadın haberi vardı ve kadın "Erkekler dövünce normal oluyor değil mi?" diye soruyordu muhabirlere. Şiddet, yüzyılın en büyük sorunlarından biri. Yaşadığımız ve farkında olmadığımız bir 'büyük şehir şiddeti'nden bile bahsediyor bilim adamları. Kendi yaşayamadıklarını, bastırılmış duygularını, olamamışlıklarını, zaaflarını, eksiklerini, komplekslerini hayatındaki kadından çıkaran eğitimli erkekler, kadının en büyük düşmanı yine bir sosyoloji tezine göre. Kendinden daha iri ve kuvvetli bir erkeğe düşünmeden ve korkusuzca elini kaldıran/saldıran kadın; dayak yemeyi, hırpalanmayı, hatta ölmeyi göze alıyor! Hastalıklı ve patolojik durumları kast etmiyorum; anladınız siz, şiddetin şiddet doğurduğu durumlar bunlar! Psikoloğa/psikiyatra gitmeyi ve tedavi olmayı hep kadınlar istiyor yine bahsettiğim teze göre; oysa tedavi görmesi gereken kadını o hale getiren 'erkek'! Kadını beğenmeyen, sürekli eleştiren, tehdit eden, aşağılayan, fiziksel özelliklerini alay konusu yapan bir erkek kadar korkunç bir tehlike olamaz diyor yine aynı bilim adamları ve ekliyor; "Ruhu yaralanmış ve kırılmış, örselenmiş kadın toplum için çok büyük bir kayıptır"... Elini kocasına veya evladına kaldıran bir kadın gördüğünüzde veya duyduğunuzda bir düşünün o halde; bu denli zavallı bir hale nasıl geldi?
Bugün çocuklarınıza bir iyilik yapın
Türkiye'nin ilk ve tek ulusal çocuk senfoni orkestrası olan Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası (DÇSO), kuruluşunun 10'uncu yılında İzmirlilerle buluşuyor. Yurt içi ve yurt dışında verdiği önemli konserlerle adından söz ettirmeye devam eden DÇSO, dün Hikmet Şimşek Sanat Merkezi'nde bir konser verdi ama bugün de konser var; Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde saat 19.30'da... Konser ücretsiz, sakın kaçırmayın. Çocuklarınız bayılacak, emin olabilirsiniz. Tatilden istifade maaile gidin ve evladınızın ruhunu besleyin. Tatil boyu dershaneye gitti yavrucaklar...