Her türlü zulme, baskıya rağmen, pes etmeyen, sömürüye karşı isyanın kıvılcımını Karşıyaka'dan çakan ve bu kıvılcımı ülkemize yayan, kahramanlar kahramanı, Kuvvay-ı Milliye'nin özgürlük savaşcısı, yeşil kırmızının yaratıcısı, KAF SİN KAF'ın kurucusu ve dönemin gençlik hareketinin lideri Kadızade Zühtü Işıl..
Yaşamının son günlerini Alsancak'taki oğlu Gencer Işıl'ın balkonundan "Kurtuluş Savaşı" anısına yanında getirdiği dürbünüyle Karşıyaka'sını, ah çekerek izlediğini biliyorum...
Yiğitler yiğidi başkanımızı 22 Nisan 1985'te kaybettik
Türkiye'nin en büyük kulübünü, Kaf Sin Kaf 'ı, bir avuç safkan vatansever Karşıyakalı silah arkadaşıyla "ulusal direnişin simgesi" olarak "OMİROS"" tarlasında kurdu...
* * *
Birinci Dünya savaşının Filistin Cephesin'deki Kanal Harekatında esir düştü "Seyid-ül Beşer" esir kampına gönderildi
Yaban ellerinde Kaf Sin Kaf'ını unutmadı onu yaşatmak, İngilizlere KSK aşkının ölümsüzlüğünü göstermek için esir kampında bile yeşil kırmızı renklerde takım kurdu...
Kurtuluş savaşında İzmir'i düşmandan kurtaran, kılıç sallayan süvarilerin en önünde yer aldı.
KSK'nin en büyük başkanı "Kadızade Zühtü Işıl ve silah arkadaşları" Türkiye'nin en büyük kulübünü bize miras bıraktı
***
O büyük mirasın paha biçilmez değerde olduğunu bir gün bile unutmayan bir avuç KSK'ye sevdalı cesur yürek, sana yakışan bir "anıt mezar" yaptı.
Kısacası Büyük Başkanımız seni unutmayanlar, seni özleyenler, seninle dertleşmek, seni anmak, toprağını koklamak isteyenler, KSK'yi yüreğinde taşıyanlar "25. ölüm yıldönümü olan bugün saat 11.00'de Hacılar kırındaki anıt mezarının" başında olacak
bir görüş
İlle de benim olsun, kafası!
Durmuş Demirel, bir emekli müfettiş. Demokrat Parti ve çevresindeki "arayışlar" ile ilgili söylenti, gelişme ve değerlendirmeleri şöyle inceliyor:"
Siyaset ülkeye, millete hizmet için yapılır. Ancak; ülkemizde siyaset maalesef daha çok kendi geleceği, kendi menfaati için yapılmaktadır. Bunun için kişinin alt yapısı olmadan, partilerin misyonlarının kendilerine uygun olup-olmadıklarına bakılmadan; Hangi partide yer bulurum? Hangi partinin potansiyeli yüksek? Hangi partiden kazanırım? Gibi sorularla siyasete giriliyor, beraber çalıştığı kişilerin dışındakilere şans vermiyor; "ben varsam, parti var, ben varsam demokrasi var, küçük olsun, benim olsun" zihniyeti ile siyaset yapılmaya devam ediliyor. DP'nin mevcut durumu maalesef budur Onun için eğer DP'nin iktidara gelmesi isteniyor ve "ülkenin bu partiye ihtiyacı vardır" deniliyorsa; (ki bize göre her zamandan daha çok ihtiyaç vardır) zahmetinden kaçınılmadan, sonucundan rahatsız olunmadan: DP'nin misyonuna uygun 10-15 kişinin isimleri belirlenerek, ülke genelinde partiye kayıtlı üyelere "Siz, bu isimlerden kimi DP'nin Genel Başkanı olarak görmek istersiniz?" diye anket yapılmalı ve DP'nin Genel Başkanı bu şekilde seçilmelidir. Bu sebeple; DP'nin geleceğinin böyle bir ankette saklı olduğunu umuyor ve diliyorum."
Bu profesörler nereye bakıyor?
Yer, Yaşar Üniversitesi... Konu: Ekrem Akurgal ve arkeoloji paneli.Moderatör de Şadan Gökovalı...
Altan Çiligiroğlu, Vedat İdil, Şadan Gökovalı, Sencer Şahin, Orhan Bingöl ve Ömer Özyiğit nereye bakıyorlar?
Hemen söyleyeyim. Bakılan yerde "İstikbal göklerdedir" panosu asılı neğil.
Moderatör Gökovalı "Power Point" ile arkada duvarda Akurgal adının Sümerce yazılışı gösteriyor.
Akurgal Sümer dilinde "büyük su ülkesi"
Duvardan
Onu ayakta alkışladım, yatacak yer yoktu.
küpe
Sevgiyi yüreğinden eksik etme, sevgisiz yaşam, bütün çiçeklerinin ölmüş olduğu güneş almayan bahçe gibidir.
Oscar Wilde
günün fıkrası
Haydi evlenelim...
Kız "Evlenmemizi niye bu kadar uzatıyorsun sevgilim? Halbuki ben bir an önce evlenip, senin bütün dertlerine ortak olmak istiyorum " dedi.
Erkek: "Benim hiçbir derdim yok ki..."
Kız :"Şimdi olmayabilir, ama evlendikten sonra herhalde olacak..."