Necat Yada, sonunda dayanamadı, İzmir Life Dergisi'nden Lütfü Dağtaş'a, "okuldan öğrencimsin. Seni severim" dedi, bir dolu basın anısını aktardı. Aktardıklarının arasında benim de adımı geçirince daha bir heyecanlandım. Çünkü insanın iki türlü anısı vardır. Paylaştıkları, paylaşmak istemedikleri. Necat Yada, paylaşmak istediklerimizi aktarmış. Buna sevindim!
* * *
Necat Yada, gazetecilik yaşamı boyunca hiç ortalarda görünmemiştir. Ama basın dünyasında bilinen, saygı duyulan bir addır. Nitekim, Lütfü'ye de kimsenin aklına gelmeyecek bir yerde, demiryolunun ikiye böldüğü Bayraklı'da, kuytularda kalmış Park Kıraathanesi'nde konuşmuş. Bu arada söyleşiden Yada'nın, "Demokrasi Yeşerirken İzmir Basınından Yapraklar" başlığı altında gazetecilik anılarını yazmakta olduğunu da öğrendim. Buna çok sevindim. İzmir'de basın müzesi kurulması konuşmalarının olduğu bu günlerde böyle anıların kitaba dönüşmesi son derece önemli.
* * *
Yine Necat Yada'nın, Lütfü Dağtaş ile yaptığı söyleşiden bir başka olay daha gün ışığına çıkıyor. Osman Kibar, 1964 yılından başlayarak İzmir'de 9 yıl belediye başkanlığı yaptı. Asfalt Osman diye anılırdı. Peki, asfalt sıfatı nereden geliyordu? İşte bunun yanıtını da Necat Yada veriyor, "benden" diyor. İşin hikşöyle:
***
Necat Yada, 1960'lı yıllarda Yeni Asır'da belediye ve vilayet muhabiridir. Osman Kibar, İzmir'in tüm yollarını asfaltlama seferberliğine girişmiştir. Yada, o sırada asfalt döken işçilerin yanındadır. Yoldan geçen iki kadından birisi, çorabına asfalt sıçrayınca işçilere söylenir: "Ayıp ayıp bu yaptığınız! Asfaltı döküyorsunuz ama sağınıza solunuza hiç bakmıyorsunuz. Bak çoraplarım perişan oldu. Bir de Belediye Başkanınızın soyadı Kibar. Neresi kibar bunun? Asfalt döküyor!"
* * *
Necat Yada, yakından tanığı olduğu haberi ertesi gün Yeni Asır'da, "Kibardı, asfalt oldu!" başlığıyla okura duyurur. Osman Kibar habere çok bozulmuştur. Yada'nın tazminatının verilerek işten atılması gündeme gelir. Öğleden sonra Yada'nın eline bir miktar para verilir ama bu para ikramiye niyetinedir. Haberi okuyan bakanlardan biri hemen telefona sarılmış, kendisine bir türlü ulaşamayan Osman Kibar'a, "asfaltçığım!" diye hitabetmiştir. Ulaşamadığı bakanla dostane konuşma olanağını bulan Osman Kibar bir anda yumuşadığından Necat Yada'nın işten atılma tazminatı bir anda ikramiyeye dönüşmüştür.
İzmir Life, elimizdeki Ağustos sayısıyla 9. yılını tamamlıyor, Eylül sayısıyla onuncu yılına basıyor. Biz İzmir Life'e şimdiden uzun ömürler diliyor, Necat Yada ile yapılmış söyleşiyi bu sıcaklarda keyifle okuyun, diyoruz.
kentten
Çöplük gibi yat limanı!
Urla'nın cennet köşelerinden Özbekköy'ün Akkum sahilinde bulunan yat limanı bakımsızlıktan dökülüyor. Yazlıkçılar ve yörede oturan insanlar yetkililere durumu defalarca bildirmelerine rağmen bir çözüm alamamışlar.
Doğal güzelliği ve deniziyle her yıl İstanbul dahil pek çok ilden binlerce kişinin geldiği Özbekköy Akkum sahili girişinde bulunan yat limanındaki parçalanmış tekne artıkları, çöpler ve diğer atıklar gelenlerin hemen dikkatini çekiyor.
Yöre halkı, "Biz kentimizi turizm konusunda en iyi şekilde temsil etmek için mücadele ederken, yat limanının bakımsızlığı görüntü açısından Akkum sahilimize zarar veriyor. Sadece derlenip toplanıp temizlenmesi gerekiyor. Para harcanmasına gerek yok" diyorlar.
taşlama
Kiralık dükkan
Esnafın durumu yürekler yakar
Sokaklar, caddeler kirılak dükkan
Her sokak içinden bir seyyar çıkar
Sadece İzmir'de üç bir camekan
***
Yad ellere geçti, sütün kaymağı
Her alanda gezer elein parmağı
Bu esnaf geçemez taşkın ırmağı
Gitti gidiyor, yok mu bir imkan?
***
Esnaflık kahrını yıllarca çektik
Tarlayı bir sürdük, biz tohum ektik.
Ekonomilere çelik yelektik
Bunları görmez mi, sandıktan çıkan
***
Kağıt mendil gibi, atılamayız
Dış sermayelere satılamayız
Yanlış düşünceye katılamayız
Bunları görmeli yetkili bakan.
Fevzi Okumuş
küpe
İnsanlar sadece hatalarını saklamak için konuşurlar.
Voltaire
fıkra
Sarhoş
Sarhoşun biri yolda karşılaştığı adamı tokatladı. Tokatı yiyen adam, kalabalığı yararak uzaklaşmaya başladı. Kalabalıktan biri atıldı:
"Nereye be adam? Sen de ona bir tokat patlatsan ya..."
Adam gülerek cevap verdi:
"Ben de onu tokatlayacağım tabii. Ancak o içkili idi. Ben de şimdi içmeye gidiyorum."