Kültür Hamalı Tufan Atakişi, bu sene çok verimli araştırmalara imza attı. "Erkin Usman'la Bu Pazar" köşesinde de bol bol yer verdim o çalışmalara. Tufan Atakişi 1970'li yıllarda, benim yazı işleri müdürlüğü yaptığım Ege Ekspres'te pikaj servisinde çalışıyordu. İşin mutfağından gelmedir. 40 senedir tanışırız ve yazdıklarına da güvenirim. Sizinle Tufan Atakişi'nin Selçuk Yaşar ile ilgili bir araştırmasını paylaşmak istiyorum.
Okuyalım.
***
Karşıyaka Belediyesi, 30 Temmuz 2010 tarihinde Bostanlı Açıkhava Tiyatrosu'nun yanındaki alana Karşıyaka'ya, İzmir'e ve Türkiye'ye büyük emekleri geçmiş duayen sanayici, işadamı ve Karşıyaka Spor Kulübü'nün Onursal Başkanı Sayın Selçuk Yaşar'ın heykelini dikti.
Başta Başkan Cevat Durak olmak üzere, Karşıyaka Belediyesi çalışanlarını ve bu sanat eserini bize kazandıran yontucuyu kutlamak istiyorum.
Onursal Başkanımız Sayın Selçuk Yaşar, kürsüye çıkıp 52 senelik Karşıyaka Spor Kulübü öyküsünü anlatırken gözüm protokol sıralarında oturan Tahir Türetken ağabeyime takıldı. Yüzünü muzip bir tebessüm kaplamıştı. Ben o tebessümün sebebini çok iyi biliyordum.
Çünkü, Tahir Ağabey Selçuk Yaşar'ı nasıl ikna(!) ettiğini bana yıllar önce anlatmıştı:
"1957 senesinde Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı Sezai Akdağ mebus seçilince, kulüp bir boşluğa girdi. Başkanlık yapacak yetenekli ve ileri görüşlü birisini bulmamız lazımdı.
Cılız Fuat, Vecdi ve ben oturduk bir karara vardık. 'Arkadaşımız Selçuk'u başkan yaparsak bu işi çok iyi kıvırır' dedik. Ama önce O'nu tavlamamız gerekecekti.
Kulübün ileri gelenlerini akşam Tilla Restoran'a çağırdık. Açtık şişeleri: 'Osman Aydemir'e söyleyelim' dedim. 'Selçuk'un en yakınlarından. Bize bir buluşma ayarlasın. Hisarönü Peştemalcılar içinde bildiğim bir lokanta var, Selçuk da öğlenleri oraya geliyor, yemeğe gider, orada açarız konuyu.'
Nitekim gittik, Selçuk da geldi. Ne yersen 2.5 lira. Afiyetle yedik yemeğimizi. Sonra, Fevzipaşa Bulvarı'ndaki Kuzuoğlu Çarşısı'na, 'Kahve içmeye gidelim' dedik.. Oturduk, kahvemizi içerken girdik konuya; 'Bu Adnan Bey'in (Menderes) her gün gazetede boy boy resmi çıkıyor, sen büyük sanayici oldun, senin resmin çıkmıyor.'
'Eeee?' dedi, 'Nasıl olacak?'
'Karşıyaka'ya başkan olacaksın, her gün spor sayfasında senin de resmin çıkacak.'
'Nasıl olacağım?' dedi. 'Sen başkan, biz de yönetimde olacağız.'
'Olmaz' dedi.
İşin ucunu bırakmadık. Ertesi gün yine aradık, bir sonraki gün de.
'Kaç para lazım bu işe' dedi.
'Hesabı yapmıştık zaten. 40 bin lira lazımdı ama bize 20 bin lira yeter' dedik.
Çok dersek kabul etmez diye korktuk. Oradan fabrikaya gittik, konuştuk, akşama doğru razı oldu. Durmuş Bey'le de konuşmuş, O'nu da ikna etmiş.
'Nasıl yapacağız Tahir?' dediğinde, 'Her şey hazır, sen başkan olacaksın. Osman Aydemir, Nihad Kürşad (sonra bakan oldu), Sedat Sayın, Faruk Aydemir, doktor Melih Abidinoğlu ve ben, Yönetim Kurulu olarak senin yanındayız. Merak etme."
Tahir Ağabey ile yaptığım söyleşi böyle sürüp gidiyor. Ama işin can alıcı noktası bu bölüm. O yıllarda KSK'nin bir yıllık ihtiyacı olan 40 bin liranın iki-üç katı, ertesi sene Selçuk Yaşar'ın geliştirdiği kampanyalarla bir haftada toplanır hale gelmişti. Karşıyaka'da çeşitli etkinlikler, panayırlar, balolar ve yarışmalar düzenleniyordu. Karşıyakalı kulüple kenetlenmişti. Zaten o sene de Kaf-Sin-Kaf şampiyon olmuştu. Selçuk Yaşar ve ekibi de emeklerinin karşılığını almıştı.
Bu başkan seçiminin ne kadar isabetli olduğunu yarım asır sonra bile görebiliyoruz.
Anıtın açılış töreninde yaptığı konuşmada, 85 yaşındaki Onursal Başkanımız'ı farklı bir gözle izledim. Çok duygulandı. Kürsüde, 52 yıl geçmesine rağmen Kaf-Sin-Kaf aşkını hiç kaybetmemiş, dimdik duran bir Karşıyakalı, bir Kaf-Kaf'lı vardı. Titreyen sesine rağmen, yüreğinde hiç sönmeyen Atatürk sevgisi de törene katılan herkesi çok etkiledi. Yine ileriye dönük, uygulanması halinde Karşıyaka Spor Kulübü'nü başarılı kılacak mesajlar verdi. Tıpkı yarım asır öncesinde olduğu gibi.
Artık Karşıyakalıların futbolcusuyla, taraftarıyla bu anıtı şampiyonluk kupasıyla da süslemesi gerekir diye düşünüyorum.