Ne var ki, 1980'li yıllardan itibaren ivmesi düşüşe geçen branşımız, tesis altyapısı zenginleştikçe düşüşe geçen "yüzme ve su topu"dur.
Açık ve kapalı yüzme havuzları yapılmasına rağmen, sporcu sayıları azalmış, bu branşları olan kulüplerimizin bir kısmı da bu şubelerini kapatmışlardır.
* * *
Yıldırım Karakaplan'ın içi sızlıyor ve anlatıyor:
"Geçmiş yıllarda İzmir'in tesisleri yıkılmak üzere iken bile başta Karşıyaka, Altay, Göztepe ve İzmirspor olmak üzere, kulüplerimiz rekabete girerek Türkiye birinciliklerinde İzmir'e şampiyonluklar kazandırmışlardı. O zamanlar yarışmalar, küçüküler 9-12, ortancalar 12-16 yaş, 16 yaş ve büyükler kategorileri üzerinden yapılırdı. Sutopunda da finallere kadar uzanan başarılar elde edilirdi."
* * *
Ve arşivlerden notlar...
Mesela, 1955 yılında 17-19 Eylül tarihleri arasında Adana'da yapılan Türkiye birinciliklerinde "ortancalar" kategorisinde İzmir'in başarısı büyük olmuştu.
Büyükler kategorisinde, serbestte merhum Erdoğan Ertunç, kurbağalamada merhum Hüseyin Karace, kelebekte Gültekin Karaçivi, sırtüstünde Atilla Apak şampiyon oldular. Ortancalarda, serbesette Rauf Sönmezdağ, serbest ve kelebekte Semih Haznedaroğlu, kurbağalamada Yıldırım Karakaplan ve Güngör Mengi, kelebekte Orhan Mengi, sırtüstünde Tamer Akan, Aydoğan Özşavlı, serbestte Hasan Bumin, kelebekte Oktay Özdurak, Mahsen Bentürk, branşlarında hep üst dereceler yaptılar.
* * *
Yıldırım Karakaplan'ı dinlemeye devam:
"1955'te Büyükler Sutopu Şampiyonası'nda Adana Demirspor ile final oynamaya hak kazanmamıza rağmen, İstanbul bölgesi hakemlerinin yanlı tutumları yüzünden şampiyonluğumuz engellendi. 1956 yılında İstanbul Heybeliada'da yapılan gençler sutopu final maçında Modaspor'u 6-4 yenen KSK takımı, Türkiye Şampiyonu olmuştu. O yıllarda tesis yetersizliği yüzünden yarışmalar Aydın'ın olimpik ölçülere uymayan yüzme havuzunda yapılrdı.
Bu şampiyon ekibe emeği geçenlerin başında da, Ali Barçın ağabeyimiz gelirdi."
Yüzme ve sutopu branşları İzmir'de yok oluyor.
Sesini duyuran ya da duyurmak isteyen de yok ki...
hayattan
Bu tabloyu özlemiştik
İzmirli çevre gönüllüsü gazeteci kardeşim Ahmet Aydın Akansu, Karşıyaka sahilinde Mehmet Ali Toker'in oltasına takılan 5 kilo ağırlığındaki levreği böyle görüntülemiş. Çok değil belki de 5-10 yıl öncesine kadar İzmir Körfezi'nin kirliliği ve pis kokusu dayanılacak gibi değildi. Trilyonlarca lira para harcanıp arıtma sistemiyle İzmir Körfezi kurtarıldı. Şimdi Körfez'i çevreleyen kıyı şeridinde yüzlerce amatör balıkçı çipuradan tutun, kaya barbununa kadar balık tutuyor. Bu fotoğrafı görenler, "Bu günleri görecek miydik" diyenler vardır sanırım. İşte örneği karşınızda...10 yıldır ne bekleniyor?
Derya Kaya bir POTA okuru...
O da her İzmirli gibi şu bitmek bilmeyen "metro rezaletinden" bıkmış.
Derya Kaya, "Metrodan vazgeçtik" diyor ve soruyor:
"Otobüslerde yaşadıklarımız yazmakla bitmez. Buralarda olup bitenlerden haberiniz var mı?"
Derya Kaya'dan satırbaşları:
* Yeni alınan otobüslerde klimaların bozuk olduğunu biliyor musunuz?
* Bu otobüslerde havalandırma görevi pencerelerde.
* Bir de yeni çıkardıkları slogan var ki, evlere şenlik: "10 yıldır bekletmiyoruz, bekliyoruz."
* 10 yıldır kimi bekliyorlar? Yoksa Godo'yu mu?
Derya Kaya, Üçyol-Üçkuyular metro güzergahındaki çalışmaların kış aylarında kazalara gebe olduğunu ısrarla vurguluyor ve diyor ki:
"O dik yokuşlar, dar sokaklar, keskin virajları bir düşününün. Tanrı bizi korusun..."
Ve ardından bir soru:
"Bu belediye hala neyi bekliyor? Merak ediyoruz."
fıkra
Keçiler arasında
İki keçi bir sinemanın arkasına düşen sokakta dolaşıyorlardı.
Orada buldukları film bobinini içlerinden biri herhalda yiyecek bir şey zannitti ve alelecele mideye indirdi.
Öteki sordu:
"Nasıl? Beğendin mi?"
Arkadaşı cevap verdi:
"İyiydi ama romanını şimdikinden daha çok beğenmiştim..."