Önder Sav, 1957'den beri CHP rozetini taşıyor.
Son on yılda ise, CHP kulislerinin "korkulu" rüyası.
Parti içi her huruç hareketinin içinde O var.
Erdal İnönü'ye karşı hareketin tezgahlayıcısı ve önücüsü Önder Sav.
Baykal'ı deviren rüzgarı körükleyen de yine Sav.
***
Yıl 2010 ve takvimler Mayıs ayının 17'sini gösteriyor.
CHP kulislerinde bir ses çınlıyor:
"Gerekirse ezber bozarım..."
Bu sesin sahibi, Baykal ekibine karşı Kılıçdaroğlu'na omuz veren Önder Sav'dan başkası değildi.
İşte o hareketin güç gösterisini başarı ile sergileyen Önder Sav, bir hamlede CHP'nin "perde arkasındaki tek adamı" rolüne soyunmuştu.
Önder Sav artık CHP içinde bir "efsane" gibiydi.
***
İşte bu hava içinde yürüyen CHP'deki yanık kokularının ilk işaretini üç gün önce bir TV programından esinlenerek vermiştik.
İşte o yazıdan bir pasaj:
"Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin bazı yöneticilerine ters düşen beyanlarda bulunuyor. İşte o zaman Genel Sekreter Önder Sav ekibi ve hemen yanlarında Muharrem İnce ve arkadaşları, Kılıçdaroğlu'nun koluna girip yallah ikna odasına sokuyorlar. Kılıçdaroğlu isterse bundan sonra ikna odasında verdiği sözleri unutsun bakalım."
AK Parti adına Burhan Kuzu'nun katıldığı bir TV programıydı. Konuklardan Sevilay Yükselir da bu iddianın sahibi...
Kılıçdaroğlu'nun gerçekleştirdiği, "parti içi darbe sonrası" açıklamasında, "korku imparatorluğu" dediği oluşumun ta kendisiydi bu sözler.
***
Kılıçdaroğlu'nun bu girişimi CHP içinde, "geliyorum diyen darbeden" başka bir şey değildi.
Yarım asra yakın süredir CHP kulislerini "çeşit çeşit" siyaset kombinezonları ile meşgul eden, klasik particilik dümenlerini sergileyen Önder Sav ve yandaşları gerçeklere toslamıştı.
O siyaset dümenlerini "en iyi ben bilirim" diyen bir politikacı ve çevresi, bu işte fena uyumuş ve çuvallamıştı.
****
CHP şimdi bir yol ayrımında...
Ya "alaturka siyaset"in fasit dairesinde kulis oyunlarının sahnelendiği bir topluluk olacak ya da özgürlükçü sosyal demokrasinin bütün gereklerini sergileyen genç ve diri bir kurum olma yollarını arayacak.
Hep birlikte göreceğiz...
kentten
Aykut'un binicilik aşkı...
Aykut Akalın, İzmir Ekin Koleji 8. sınıf öğrencisi...
Aykut, binicilik sporundaki başarılarına sürekli yeni başarılar ekliyor.
Son olarak, Türkiye Binicilik Federasyonu tarafından Buca Atlı Spor Kulübü'nde düzenlenen, 'Cumhuriyet Kupası Binicilik Engel Atlama Yarışmaları'na üç ayrı kategoride katıldı ve başarılı bir performans sergiledi.
Cumhuriyet Bayramı kutlama etkinlikleri kapsamında, her yıl geleneksel olarak İzmir'de yapılan bu yarışa, Türkiye'nin Avrupa ve ABD'de dereceleri olan en iyi binicileri katıldı ve çok güzel gösteriler sundular.
* * *
Bu arada televizyon kanalları da zaman zaman İzmir Atlı Spor Kulübü'nden çeşitli görüntüler yayınladı. Aykut da 31 Ekim sabahı TRT 1'de canlı yayına çıkarak sabah haberlerinde spikerin binicilikle ilgili sorularını yanıtladı ve atı ile bir gösteri sundu.
Öğrencileri Aykut Akalın'ın binicilik sporundaki başarılarıyla gurur duyduklarını belirten Ekin Koleji Müdürü Yavuz Güneş, okul olarak Aykut'tan binicilik alanında yeni başarılar beklediklerini söyledi.
fıkra
Düt düüt
Yaşlı dede, torununu çocuk parkına götürürken önlerinden bir araba geçince konuştu:
"Bak düte, düt geçiyor."
Ve ardından arabayı gösterdi.
Çocuk: "Dede... Dede..." dedi. O senin düt dediğin sekiz silindirli, otomatik vitesli, 2010 Alfa Romeo..."