Meydanda fol yok, yumurta yok iken, şimdiden ortalığı kızıştırma hevesleri var. Bu kızıştırmanın en büyük payı da Karşıyaka, Göztepe rekabeti üzerine... Kaynayan kazanın altındaki odunları ateşleyen, ateşleyene... Bir Karşıyaka yöneticisi de bu tufaya takılmış gibi.
Hem de öyle tufaya gelmiş ki, bu Karşıyaka yöneticisi "KSK-Göztepe derbisinin seyircisiz oynanmasını" istiyor.
Gerekçe kavga çıkar korkusu... Hani Maarif Nazırı, "Okulları kapattık, artık hiç olay çıkmıyor" demesine benziyor.
* * *
Şimdi şu tabloya bakalım ve hemen gerçekleri de sıralayalım.
Göztepe ile Karşıyaka arasında uzun yılların ötesinden gelen bir dostluk var. Bu dostluk sadece futbol ile değil, iki sahil arasındaki yüzme ve yelken yarışlarıyla da pekiştirilmişti.
Bu öyle bir yakınlaşmadır ki, her iki semtin çocukları dostluğu paylaşmada birbiriyle yarışır olmuştu.
Göztepeli zariftir, seviyelidir ve gerçekçidir.
Bu Göztepe takımı yakın geçmişte "yılın centilmen takımı" seçilirdi.
Mehmet Öktem, Gürsel ve Güler Aksel kardeşler, Nevzat Güzelırmak, Halil Kiraz, Fevzi Zemzem, Emin Çandarlı, Ali Artuner, bir çırpıda sayabildiğimiz değerler.
Göztepe'nin flaş kadrosundaki sağbek Sümer Çulha bir Karşıyakalı. Kaleci Erdoğan da öyle... Yine bir Göztepeli Lemi Üçkardeşler de Karşıyaka Lisesi mezunu.
Göztepe'nin yıldızlarından Emcet Sayar da ömrünün önemli bir kısmını Karşıyaka'da geçirmiştir.
Karşıyaka'nın eski "tribün temsilcisi" Hakan Ortabaş yıllardır Göztepe'de oturuyor.
Yine yıllar önce Göztepe kalesini koruyan Mete İpekoğlu de unutulmuş değil.
Sıkı durun... Eski bir Göztepeli olan Hasan Denizkurdu'nun, Karşıyaka'da başkanlık yaptığı da unutulmuş değil. Göztepenin efsane antrenörü Adnan Süvari de önce Selçuk Yaşar'ın isteğiyle bir süre Karşıyaka'yı çalıştırmış, sonradan Göztepe'de "Efsane hoca" olmuştu.
Karşıyaka'nın belediye eski başkanlarından Şebnem Tabak'ın da, Göztepe'nin efsane santrforu Alaettin Güzelaydın'ın (Alağa) kızı olduğunu biliyor muydunuz?
Ben rahmetli Gode Cengiz ve takım arkadaşlarının, Göztepe maçından sonra Kemeraltı'nda Birol'un köfteci dükkanında buluşup hem birlikte köfte yediklerini hem de maçın eleştirisini yaptıklarını bilirim.
* * *
Şimdi takkemizi masanın üstüne koyalım ve içtenlikle soralım.
Böylesine içli-dışlı bir yapı içinde olan Karşıyaka ile Göztepe'nin kanlı bıçaklı olmasına ciddi bir gerekçe var mı?
Peki bu olup bitenlere ne? Yanıtını da hemen verelim.
"Bu tribün dayıları ne gerçek Göztepelidir, ne de gerçek Karşıyakalı. Hepsi dümen peşinde, çakma Göz-Göz, çakma Kaf-Kaf'tır. Aklı başında taraftarlar bu oyuna düşmeyecektir. 80 bin kişiyi Atatürk Stadı'na taşıyan Göz-Göz ve Kaf-Kaf dostluğu şimdiden yeşermeye başlamıştır. Müjdeler olsun..."
egeden
Bilkentli Doruk, çilek kralı
Burası bir zamanlar "tütün memleketi" olarak bilinirdi.Kota uygulaması ile birlikte tütün, Manisa'nın Köprübaşı ilçesinde terk edildi ve yerini çilek aldı.
İşte o gün, bu gün Köprübaşı bir "çilek beldesi" oldu.
Köylünün neredeyse tamamı tarlalarında çilek yetiştirmeye başladı.
Bu arada ilçe dışından gelen yatırımcıların da üretime katkıları gözden kaçmıyor.
* * *
Bu atılım sırasında, Bilkent Üniversetesi mezunu Akçakocalı Doruk Çelik de, Ege Bölgesi'nin önemli çilek üreticilerinden biri oldu.
300 dönümülük alanda çilek üretimini gerçekleştiren Doruk Çelik, fiyatların üreticinin yüzünü güldürdüğün anlatıyor ve iki ay süren sezonu şöyle değerlendiriyor:
"Çilekte bu yıl fiyatlar tahminlerin üzerinde gerçekleşti. İhracatta ortalama 2.5 TL, iç piyasada ise 2.8 TL oldu. Yağışlar uzun sürdüğü için bu yıl ihracat geçen yıla oranla azaldı. Fakat iç piyasalarda özellikle reçel, meyve suyu ve dondurulmuş gıda fabrikaları taleplerinin yüksek olması nedeniyle fiyatlar yüksek seviyelerde belirlendi."
küpe
İyiliğinize inanılmasını istiyorsanız, ondan hiç bahsetmeyiniz.
B.Pascal
fıkra
Gülümseyiş
Nasreddin Hoca'nın köyüne bilginler gelir ve köylülere:
"Bu köyde bilgin adam var mı?" diye sorarlar.
Halk, "Bizim Nasreddin Hocamız var" diye cevap verir.
Hoca çağrılır, meclis kurulur.
Bilginlerden birisi:
"Hoca Efendi, size kırk soru soracağım, ancak siz bu sorulara iki kelime ile cevap vereceksiniz?" diye konuşur.
Hoca: "Tamam sorun..." der.
Kırk soru sorulur.
Hoca:
"Hiç anlamadım" diyerek iki kelime ile cevap verir.