İzmir'de yılan hikayesine dönen stat yapımı konusunda her yıl yeni bir yer ismi ortaya atılıyor. Örnekköy ve Gaziemir'den sonra şimdi de, "Aydın otobanının arkasındaki 200 dönümlük araziye bir stat yapalım" önerisi geldi. Oraya kimin gideceği, kulüplere ve sporseverlere nasıl hizmet edeceği, onlarca kilometreyi insanların nasıl aşacağı bilinmiyor. Dağ başına stat yeri aranırken, burnumuzun dibinde harika bir fırsat duruyor, harekete geçilmesini bekliyor. 1971 Akdeniz Oyunları'ndan beri bakımı için trilyonlar sarf edilip bir türlü yararlanılayan Atatürk Stadı'nın yıkılıp yerine 40 bin kişilik futbol merkezli adı "Atatürk Arena" olacak yeni bir stat yapılması. Böylece çöken ve dilatasyonlardan sızan sular nedeniyle altındaki salonlar perişan, adı "tesis" bir ucube ortadan kalkacak. Ve de içine burnunuzu tıkayarak girilen leş gibi tuvaletlerden de kurtulmuş oluruz. Medeniyet ve sporun beşiği için mükemmel bir seçenek Atatürk Stadı'nın bulunduğu 150 bin metrelik alan.
Ulaşımı mükemmel
Atatürk Arena tüm kulüp sempatizanlarına aynı mesafede, ulaşım imkanı mükemmel bir yer. Metroya 100 metre mesafede, ayrıca çevre yollarına bağlantısı da çok uygun. Avrupa'nın tüm ünlü metropollerinde olduğu gibi Atatürk Arena, kentin bir simgesi olarak da dünya literatüründeki yerini alır. Şimdiyedek Atatürk Stadı'nda atletizm pisti nedeniyle dürbünle maç seyreden ve seslerini takımlarına duyuramayan futbol aşıkları da taç çizgisi civarından başlayacak yeni tribünlerle İzmir takımlarını destekleme ve sonuca götürme fırsatı bulacaklar.
Kamulaştırma parası da yok
Eğer Atatürk Stadı yıkılıp yerine yeni bir tesis yapılırsa kamulaştırma parasından da kurtulunmuş olacak. TOKİ yapacağı inşaat masraflarını, otoparkları, donatı alanlarını mağazalar ve çeşitli aktivite içeren dükkanlardan gelecek gelirle karşılamış olur. Çayın taşıyla çayın kuşunu vurmak gibi bir olay. Ayrıca stat içine yapılacak dev akustik içeren cihazlarla, dev konserleri burada yapmak ve büyük gelir sağlama imkanı da yakalanabilir. İşe yaramayan Atatürk Stadı yan sahaları da eğer giriş güzel düzenlenebilirse park yeri olarak hayli büyük gelir sağlayabilir.
Kentsel dönüşüm için de ideal
İzmir Büyükşehir Belediyesi de Atatürk Arena projesi gerçekleşirse bundan büyük yarar sağlayacak. Alınacak emlak vergilerinin yanı sıra, en büyük gelir, çevrede bulunan ve kentsel dönüşüme girmesi beklenen binaların kendiliğinden iş çevrelerinin talip olmasıyla değerlenecek olması. Böylece belediye yüksek miktarlardaki kamulaştırma bedellerinden kurtulacak. Yani Atatürk Arena'ın gerçekleşmesine İzmir Büyükşehir Belediyesi de omuz vermeli.
İZVAK harekete geçmeli
İzmir Güçbirliği Spor Vakfı'nın (İZVAK) Atatürk Arena'yı gerçekleştirmek için kulüpleri toplamasını ve özel bir birliktelik sağlayarak harekete geçmesini bekliyor. İZVAK Başkanı Tuğrul Yemişçi de bu görüşü destekleyen kişilerin başında geliyor. Kulüpler de kolkola girerse bakanlık bu yeni isteği karşılama konusunda daha çabuk karar verebilir. Atatürk Stadı'ndan atletizm pistinin kaldırılması atletleri de olumsuz etkilemeyecek. Seha Aksoy ve Soner Coşan atletizm tesisleriyle İzmir bu branştaki aktivitelerini sürdürebilir. Çünkü Atatürk Stadı'nda yılda ya 2 ya da 3 organizasyon düzenlenebiliyor.
taşlama
Bağkurlu babama
Yavrusuna bol yiyecek bulmaya
Ovaları gezip durur akbaba
Üç çocuğa bakmak kolay demiştin
Haydi şimdi bu maaşla bak baba
*
Şu dünyada ne ararken ne buldun?
Bayram, pazar gözetmeden yoruldun
En sonunda kartellere yem oldun
Bağkur'luyu gören bir kul yok baba
*
Otuz üç yıl prim verdin Bağkur'a
O seneler geçip giden bir rüya
Yanlışları doldur kutuya
Aç kalsak da senin gözün tok baba
*
Derler ki "çalışma, otur aç yaşa"
Çalışsan da makas gelir maaşa
Ne sendeki çile ne bu karmaşa
Bana gelsin sana gelen ok baba
*
Her adımın vergi esnaf olarak
Şimdi de elinde patladı kabak
Bağkur'u es geçmiş nasıl intibak
Başka dünya arayalım, kalk baba!
Fevzi Okumuş
pazar gırgırı
Banka soygunu
Temel ile Dursun Amerika da yaşarlarken paraları bitmiş ve bir banka soymayı kafalarına koymuşlar. Gece yarısı olmus, Dursun ve Temel kapıları açıp içeride kasaları aramaya koyulmuşlar. Temel bir kasa görmüş, açmıslar ve içinden bir kase muhallebi çıkmış. "Bu kadar uğraştık boşa gitmesin" demişler ve bunu Temel afiyetle yemiş. Daha sonra bir kasa daha görmüşler ve onu da açmışlar, bir kase muhallebi daha. Bunu da Dursun yemiş. Tabii ikisi de saşırmış. "Koca bankada nasıl para olmaz" diye ve orayı terk etmişler.
Ertesi gün gazetelerde manşet: "Dünyanin en büyük Sperm Bankası soyuldu!"