Kemal Çolakoğlu, İzmir'in saygın iş adamlarından biri. İzmir Kalkınma Ajansı'nın (İZKA) Kalkınma Kurulu Başkanı ve ESİAD Yüksek İstişare Kurulu'nun geçmiş dönemde başkanlığını yaptı.
İşte bu sevilen ve sayılan işadamı, üç-dört cümle içinde İzmir'i şöyle anlatıyor.
***
"1945'te DP burada kurulmuş. 1950-1960 arasında yöresinden bir başbakan çıkarmış. 1963'de Adalet Partisi burada kurulmuş, 1970'lerde tüm Türkiye İzmir'i sağın kalesi olarak bilirken, Karaoğlan Ecevit'e açık kart vermiş, Selamet Partisi adayı iken Turgut Özal'a kırmızı kart göstermiş, 1983'de Özal partisini kurarken mesafeli durmuş ama daha sonra O'nun yaptığı ekonomik reformları benimseyen ilk kentlerden biri olmuş, siyasi yasaklar İzmir'in oyları ile kaldırılmış... Böyle bir özelliğimiz var.
İzmir'in tarihine baktığımız zaman, en parlak döneminin 1950 ile 1960 arası, yöresinden bir başbakan çıkarttığı dönem olduğunu görürüz. Buradan çıkan sonuç şu:
Eğer ekonomik olarak parlak olmak istiyorsanız, siyaseten güçlü olacaksınız.
Yani İzmir içinden bir başbakan çıkartabilecek eski siyasi zenginliğine geri dönmeli ve bu gücü gösterebilmeli.
***
İzmir, ticaret ve sanayide kendi çorbasını kendi pişirmek zorunda. Biz bunu Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak gördük ve organize sanayi bölgeleri ile yol almanın doğru olacağını düşündük. Organize sanayi bölgelerine bağlı bir sanayi yapısını başaran ilk kent de İzmir'dir."
hayattan
Çiğli'de ne var, ne yok?
Bir grup Çiğli genci oturmuş doğup büyüdükleri ilçelerinin varını, yoğunu tartışıyordu.
İçlerinden birinin çizdiği tablo şu...
"Türkiye'nin neresine giderseniz gidin, sanayi ile plajın böylesine içiçe olduğu bir kent bulamazsınız. Kilometrelerce sahil şeridi ve hemen dibinde sanayi tesisleri Çiğli'dedir."
Ve ardından aynı gruptan en genci:
"Çiğli bir yoklar dünyası..." dedi.
Biri sordu:
"Nedir bu yoklar?"
Ve o delikanlı sıraladı:
"Aşevi yok, kadın sığınma evi yok, doğru dürüst bir spor tesisi de yok, hırsızlık yapan çocuklar için barınma yeri yok, günümüzün gerektirdiği bir imar planı da yok, günümüze yakışır bir nikah salonunu da aramayın.
Çiğli adına yakışır bir sosyal tesis de bulunmuyor, çöp var, deposu yok."
Bornova'nın başı sağ olsun
O Bornova'nın en sevilen bürokratlarından biriydi. Bornova'lılar O'na "enişte" adını vermişti.
Veteriner hekim Mehmet Aytuğ aniden vefat etti.
Adana, Giresun, Diyarbakır, Kırkağaç'taki görevlerinden sonra 10 yıldır Bornova'da hizmet veren Mehmet Aytuğ'u bugün öğle namazından sonra Bornova Merkez Camii'nden sonsuzluğa uğurlayacağız.
küpe
Korku bütün meziyetleri gölgeleyen bir engeldir.
Ahmet Haşim
fıkra
O da mutluymuş
Genç kadın, yanında oturan çiftçi kılıklı kadına:
"Bilseniz ne kadar mutluyum. Yedi yıldır evliyim ve doktor bana bugün anne olacağımı söyledi" dedi.
Çiftçi kadın "Ben de çok mutluyum" dedi ve ekledi:
"Ben de baytardan geliyorum. İneklerimden ikisinin yavrulayacağını öğrendim."
laflama
* Neredeyse anonimleşen o duvar yazısını azıcık değiştireceğim izninizle. O şimdi bedelli bekliyor!
* Ne denli vursan da yafta. Olmayacağım üslupsuz insanlarla aynı safta!
* Deveye neren eğri diye sormaktan ise "Hala niye biniyorlar sırtına deve?" diye sorsam çok tepki alır mıyım bu alemde acaba?
* Çok da şairane olmadı belki ama; ben seni başımdan savabilme ihtimalini sevdim!
* Deli divane değilim abilerim-ablalarım. Dertli divaneyim. Derdimi soran yok. Divaneyim. Çünkü yanımda duran yok!
* Devir torpil devri. Dayısı senin başına!
İbrahim Ormancı'dan