Bakan Ergün o konuşması sırasında:
"İzmir'in tahıl ve gıda ağırlıklı bir teknopark kurması şart" diyor ve ısrarla bastırıyordu:
"İzmir için böyle bir yatırım şart..."
***
Ve, bu ilginç çıkış o toplantıda bulunan İzmir'in "Atom Karıncası" Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş'ın yüreğindeki heyecanı ateşlemeye yetmişti bile...
İzmir'in sosyal ve ekonomik alanda layık olduğu yeri almasında önemli rol oynayacağı şimdiden belli Bilimpark'ın doğş işaretleri böyle...
Ve resmi açıklama:
"İzmir Bilimpark 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamında Ocak 2013'te kuruldu. İzmir Bilim Fuarı 2015'in başından itibaren aktif olarak faaliyete geçecek."
***
Bu büyük girişimin mimarı olan Demirtaş'ın o günden bu yana yaptığı açıklamalar ve girişimlere göre, "Bilimpark içinde sizleri neler bekliyor?" sorusunun cevapları özetle şöyle:
* Kaliteli, fonksiyonel çalışma mekanları.
* Güçlü iletişim ve data altyapısı.
* İhtiyaç duyacağınız bilgiye kolay ulaşım ve danışmanlık hizmetleri.
* Firmanıza yönelik ihtiyaçlar için öğrenci ve insan kaynakları desteği.
* Kurumsal firmalar ile girişimcilerin geliştirdikleri ürün ve yazılımlarda çözüm ortaklığı ağı.
* Farklı sektörlere ait projelerin bünyemizde gelişmesine yardımcı olacak firmaların faydalanması için imzalanan işbirliği projeleri.
* Laboratuvar hizmetleri.
* Ar-Ge projeleriniz için danışmanlık hizmeti aldığınız öğretim üyelerinin ücretleri üniversitelerin döner sermaye kapsamı dışında tutulacak.
hayattan
Bedelli askerlik mi?
Askerlik olgusunun meslekten mi sayılacağı, yoksa vatani görev mi olduğu sorusunun gündeme oturması üzerine, "İzmir'in ünlü düşünürü" Ali Rıza Saysen'in fıkrası şöyle...
***
Kadıncağız oğlunu askere göndermek üzere, iki gözü iki çeşme ağlayarak hazırlık yapıyor. Kapı çalınıyor, komşusu teselli için gelmiş. Başlıyor konuşmaya:
"Canım komşum bu ne telaş? Daha ortada fol yok yumurta yok... Ne oluyorsun? Oğlunu geri hizmete mi verecekler, savaşçı mı yapacaklar, o bile daha belli değil. Geri hizmete verirlerse, mesele yok. Ama muharip sınıfa ayrılırsa, iki şıktan biri var; ya savaş çıkar, ya savaş çıkmaz. Savaş çıkmazsa ne ala. Ama savaş çıkarsa iki şık var; ya cepheye sevk ederler, ya geri hatlarda kalır. Geri hatlarda kalırsa mesele yok. Ama cepheye sevk ederlerse iki şıktan biri; ya siperlere gönderirler, ya göndermezler. Göndermezlerse mesele yok, ama gönderirlerse iki şıktan biri; ya yaralanır, ya yaralanmaz. Yaralanmaz ise ne ala. Ama yaralanırsa iki şıktan biri; ya ağır yaralanır, ya hafif. Hafif yaralanırsa, geri gönderirler, hiç gitmemiş gibi olur askere. Ağır yaralanırsa iki şıktan biri; ya iyileşir, ya iyileşmez. İyileşirse mesele yok, yaralanmamış bile sayılabilir. Üstelik bir daha da cepheye göndermezler. Ama iyileşmez ise iki şıktan biri; ya ölür, ya kalır. Ölmez ise oğluna kavuşursun. Ama Hakk'ın rahmetine kavuşur, şehit olursa iki şıktan biri. Ya Cennete gider, ya Cehenneme... Cennete giderse, hiç üzülüp gözyaşı dökme sevgili komşum. Eh! Cehennemlik bir evlat için de gözyaşı dökmeye değmez..."
* * *
Şimdi buram buram 'kara mizah' kokan bu fıkradaki kadıncağızın durumuna düşmek de var, düşmemek de. Ya 18 bin TL'yi bulup buluşturup bedelliden yararlanmak var, ya da tıpış tıpış askere gitmek. Tercih gencecik delikanlıların ana babalarında. Hayırlısı ne ise o olsun...
sanattan
Türk ressamları Paris'te
Fransa'nın başkenti Paris'te Çağdaş Türk Sanatı açısından önemli bir etkinlik gerçekleşti. Louvre Müzesi bünyesindeki Carrousel du Louvre / salle Le Notre salonunda gerçekleştirilen Uluslararası Plastik Sanatlar Etkinliği'nde farklı sanat disiplinlerinden bin eserin sergilendiği, sekiz ülke delegasyonunun ve bağımsız sanatçıların katılımıyla gerçekleşen sergi, Paris'te büyük ilgi gördü.Bu görkemli etkinlikte, Türkiye'yi temsil eden sanatçılar şöyle:
Filiz Pelit, Ahmet Yeşil, Nurhilal Harsa, Akın Yıldırım, Ayhan Çetin, Betül Demir, Deya Ülker, Emre Lüle, Engin Korkmaz, Ercan Ayçiçek, Hakan Eraslan, Hakan Esmer, Kemal Uludağ, Reyhan Abacıoğlu, Savaş Karagözlü, Selçuk Yılmaz, Serdar Leblebici, Sertap Yeğin, Adem Kipçak, Baki Bodur, Berk Arıkan, Fatma Sena Dönmez, Mehmet Yıldırım,Metin Kalkızoğlu, Mevlüt Akar, Samet Arda Selim, Selda Eren, Turgut Akarsu.
küpe
Bazı evliliklerde düğün pastası daha uzun ömürlü olur.
Hocale Mann