• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

İhraç damızlık Türk erkeği

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 31.01.2010, 00:00
Birkaç gün önce gazetelerde şöyle bir haber boy gösterdi: "Dört kadına bir erkeğin düştüğü Moğolistan, çareyi Türkiye'den erkek ithal etmekte buldu. Bu nedenle ilk etapta 20 bin Türk erkeği istediklerini söylediler."
Bu haber ya asparagas olduğu için ya da Moğolların milli onurlarını rencide ettiği için Moğol yetkililer tarafından yalanlandı. Söz konusu haber ister gerçek olsun ister uydurma olsun, bu arada bir gerçeğin bilinmesinde fayda var. Son yıllarda AK Parti Hükümeti Moğolistan'la çok yakın ilişkiler geliştirdi.
Türk adının ilk kez bir devlet adı olarak kullanıldığı Göktürkler devleti, şimdiki Moğolistan sınırları içinde yaşamıştır. Yine tarihteki ilk yazılı Türkçe anıt ve vesikalar burada ortaya çıkmıştır. "Türk lafını kullanmıyor" diye suçlanan Başbakan Erdoğan, Göktürk abidelerine giden yüzlerce kilometrelik yolu özel talimatıyla yaptırmıştır ki, büyük hizmettir. Türkler ile Moğolların akraba olduğunu ileri süren tarih tezleri pek çoktur.
Zaten Moğolcadan Türkçeye giren kelime sayısı kıyamet gibidir. Millet yerine kullanılan "ulus" kelimesinin Moğolca olduğunu bilen bilmem kaç kişi var? Ya şu kurultay, yargıtay, danıştay gibi kelimelerdeki "tay" eki? Söyleyelim, Moğolcadır. Bu konuyu geçiyorum, uzun meseledir. Ancak söylemek istediğim şudur:
Türkiye bugün Avrasya dünyasının yıldız ülkesidir. Moğolistan'da "erkeksizlik sorunu"na çözüm bulmak isteyen bazı Moğolların, "Erkek getireceksek Türk olsun" biçiminde bir tercih yapmaları mümkündür ve bu haber de oradan neşet etmiştir. Çünkü her insan gözünde büyüttüğü ve değer verdiği ırkın genini kendi ülkesine taşımak ister. Şimdi okuyucularımıza çok ilginç bir anekdot hatırlatacağım:
20. Yüzyılın ilk çeyreğinde benzer tartışmalar bizde de yaşanmış. Batılılaşma rüzgarlarının esip kavurduğu dönemlerde batıcı aydınlar geri kalmışlığımızın sebepleri arasında Türk ırkının yetersizliğini de görmüşler. Batılılaşma fikrinin Osmanlı'daki temsilcisi Dr. Abdullah Cevdet, bu yöndeki görüşünü ve teklifini şu cümlelerle ortaya koymuş: "Türk ırkı bozulmuştur, bu ırk medeniyet inşa edemez; o nedenle İtalya'dan damızlık erkek getirmeli ve Türk ırkını ıslah etmeliyiz."
Burada ilginç olan şu: Bir asır sonra dünya o kadar değişmiş olmalı ki, ırk kalitesini yükseltmek için erkek ithalini düşünen bir ülke 100 yıl sonra başka milletlerin erkek talep ettiği bir ülke haline gelmiş.
Bu olayı bir yorumlamak gerekir herhalde.

"Hayatımı Mahveden Kadın"
Dün gece bir kablolu kanalda bu filmi izledim. 1955 yapımı siyah-beyaz bir Türk filmi. Başrollerde Neriman Köksal, Abdurrahman Palay ve Muhterem Nur oynuyor. Yönetmen Faruk Kenç. Bayılıyorum eski Türk filmlerine. O filmlerde sergilenin insan zarafeti, görgü, vicdan bize ait değerlerin sıcaklığını yaşatıyor insanda.
Neleri kaybettiğimizin farkına varıyorsunuz. Bu eski filmlerin en çok da dilini severim. Şahane bir İstanbul Türkçesi. Kelimeler yerli yerinde. "Hayatımı Mahveden Kadın"da işte böyle bir filmdi. Filmin bir kültür belgeseli olma özelliği zayıf senaryosunu önemsiz hale getiriyor. Filmin ben de yarattığı belgesel etki, en başta İzmir'le ilgili kısmıydı. Filmi seyreden şunu anlıyor: 1950'li yıllarda bir insan İstanbul dışında bir başka yerde yaşamak isterse, mutlaka İzmir'i seçiyor. Bugün böyle bir tercih önceliği yok maalesef. İkincisi, filmden de anlaşılıyor ki, o yıllarda İzmir'de son derece canlı ve renkli bir eğlence hayatı var. Ve tabii filmde o yılların İzmirine dair görüntüler en bakir haliyle veriliyor. Saat Kulesi ve çevresi, Pasaport ve liman ve tabii Kordon. İzmir'in siyah-beyaz görüntülerde bile çok güzel bir şehir olduğunu görüyorsunuz o vakit. Film mutlu sonla bitti, sevgililer birbirine kavuştu ama ben sadece, "biz farklıyız" saçmalığını dillerine dolayanların bu cennet şehri ne hale getirdiğini düşündüm.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA