Lise tahsilimiz sırasında bir fizik öğretmenimiz vardı. "Tipitip Necati" derdik ona. Zayıf, kısacık boylu bir adamdı. Beyaz bir önlük giyer ve bize fizik anlatmak yerine hep dürüstlükten bahsederdi. Onun derse girdiği dönemde sınıfta hiç kimse doğru dürüst fizik öğrenemedi. Ona tipi tip adını takmamızın da bir hikayesi vardı. O günlerde tipi tip adlı bir sakız markası vardı piyasada. İçinden aynı adı taşıyan bir karikatür çıkıyordu. Sürekli karar değiştiren, komik bir karakterin adıydı tipi tip. Necati hocayı tipi tipe benzetirdik. Bu lakap ona o kadar yakıştı ki, yıllar sonra tayin olduğu başka bir lisede de öğrenciler aynı yakıştırmayı yapmaya devam etmişler.
***
Doğrusu ben siyasi liderlere lakap takılmasından hoşlanmayan birisiyim. Çünkü, siyasi lider dediğimiz kişinin arkasında milyonlarca insan var. Toplumun bir kesimi için rol model olabiliyor lider. Ancak dünya siyasetinde bile var bu lakap takma işi. Bizde en son CHP Genel Başkanlığı'na seçilen Kılıçdaroğlu'na takıldı lakap. "Gandi" dendi. Kendisi de pek benimsedi bu lakabı. Geçen gün insanlara iki elinin içini göğsünün ortasında yapıştırarak Gandi selamı verdiğini televizyonlarda gördüm. Bu lakabı taşımak ve kendi siyasi kimliğini bir Hintli liderin ismi üzerinden belirginleştirmek istiyorsa, bu Kılıçdaroğlu'nun bileceği bir şey elbet..
Ancak, Gandi'nin bir tarihsel şahsiyet olarak Kemal Kılıçdaroğlu ile benzemeyen çok net bir tarafı var. Gandi, bütün mücadelesi boyunca bir kere tekzip edilmemiş birisidir. Her sözü bir kere söylemiş ve o söz asla değişmemiştir. Peki Kılıçdaroğlu öyle değil mi? Hayır değil. Kılıçdaroğlu her gün karar değiştiren, söylediği hiçbir sözün arkasında durmayan birisi. Melih Gökçek'le ilgili iddialarından tutun da, Dersim tartışmasına kadar hiçbir iddiasının arkasında durmamıştır. Onu Gandi'den daha çok, lise yıllarımızın sakızdan çıkan tipitip" karikatür karakterine benzetiyorum ben.
***
Biraz daha açayım mı bu konuyu? "CHP Genel Başkanı adayı olmayacağım" sözünü duymayan oldu mu Kılıçdaroğlu'nun? Sonra ne oldu? Aday oldu. Aydın Doğan'ın bir gazetesine, "Bu 27 Mayıs'ı yapanlar şimdi utanıyorlar" derken, ertesi günü aynı grubun bir başka gazetesine, "Askeri vesayeti sivil vesayete tercih ederim" deyiverdi.
Yani bir gün önce toplumun demokrat kesimini ertesi günü ise laikçi kesimini idare etti aklınca. Daha iki gün önce Radikal Gazetesi'ne, "Başörtülülerin sorunlarını çözeceğini" açıkladığı bir mülakat verdi. Mülakatın yayınlandığı günün akşamı ise, "Ben öyle demedim" açıklamasını yaptı.
Önder Sav ve CHP'nin hızlı laikçilerinden fırça yediği ve bu nedenle geri adım attığı söylense de, bana göre bu kıvrak dönüşler Kemal Kılıçdaroğlu'nun karakteriyle ilgili. Kemal Bey Türkiye'de bu tarzın kullanışlı olduğunu düşünüyor olmalı. Bu nedenle "Gandi" lakabı Kemal Kılıçdaroğlu'na hiç uymuyor. Hiçbir sözünün arkasında duramayan, "tipi tip siyaseti"ni benimseyen birinden Gandi çıkar mı?
Çıkmaz...!