• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Hayırcı partilerin faşist içgüdüleri

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 06.08.2010, 00:00
12 Eylül'de yapılacak halkoylamasında oylanacak olan anayasa maddelerinin ülkemizin geleceği için çok önemli olduğuna inanan ve bu nedenle de "evet" oyu kullanacak birisi olarak, "hayır" diyecek olanlara herhangi bir eleştirim yok benim. Onların "hayır" oyları da, şüphesiz, benimki kadar değerlidir. Zaten halkoylaması denen şey toplumun farklı görüşleri net olarak belirsin diye yapılır. Örneğin 12 Eylül'de, sandıktan yüzde 95 "evet" çıksa, ben bu oylamanın, hile yapılmış olmasa dahi, son derece sağlıksız bir toplumsal yapının varlığına işaret ettiğini düşünürüm. O nedenle, halk katında cereyan eden tercih dağılımına her zaman herkesin saygılı olması gerekir. Ben köşemde zaman zaman bu manada yanlış anlamalara neden olacak şeyler yazıyorsam, herkesten özür dilerim. Biliniz ki kastı aşan ifadelerdir.
***
Ancak, hayırcı partilere karşı aynı duyguları beslemiyorum. Savundukları ve propagandasını yaptıkları görüşün kendi parti programlarıyla ve daha önceki eylemleriyle örtüşmediği içindir onları eleştirmemin sebebi. Örneğin CHP. Kendisine sosyal demokrat diyen ve 12 Eylül'de kapatılan bir parti olduğu halde, daha ileri demokrasi demek olan anayasa paketine nasıl "hayır" diyebilir? Diyor işte. Demekle de kalmıyor, "evet" diyen CHP'lileri partiden atıyor. Önce Bingöl Yedisu Belediye Başkanı Mehmet Memioğlu'nu, şimdi de ismi CHP ile özdeşleşmiş Eşref Erdem'i atıyorlar CHP'den. Üstelik çok tuhafıma giden bir olayı da anlatmalıyım burada. CHP'de Eşref Erdem'in atılmasını en fazla seslendiren kişi Kemal Anadol. Ne kadar ilginç değil mi? Sen 12 Eylül darbesinin zindanlarında yat, sonra da en dip bir faşistlikle arkadaşının partiden atılması için uğraş. Kemal Anadol'un ilkesiz siyasetine tanık oluyordum zaman zaman. Ancak, yazdığı güzel eserlerin hatırına görmezden geliyordum. Bu hassasiyete değer biri olmadığı anlaşılmıştır. Aynı şeyleri başka partilerde de görüyoruz. MHP, başdanışman Prof. Dr. Vedat Bilgin'i partiden uzaklaştırıyor. Neden? "Evet demek vatanseverlik" dediği için. DP ise zaten yaşlıların eliyle, DP'yi ve Menderes ülküsünü tasfiye merkezi haline gelmiş. Şimdi eski genel başkanları Süleyman Soylu'yu atıyorlarmış partiden, "evet" dediği için.
***
Bu gelişmelerin bir tuhaf tarafı da şu: Muhalefet partileri halkoylamasına "evet" demeyi parti disiplinine aykırı buluyorlar. Oysa parti disiplini denilen şey, bir tüzük meselesi değil ki sadece. Asıl parti disiplini, değerler, fikirler, tezler üzerinde sergilenecek tutarlılıktır. Yukarıda ismi geçen partilerin hepsinin programında demokrasi yazıyor. Ancak şimdi demokrasiyi daha da geliştirecek bir pakete "hayır" diyorlar. Burada kim parti disiplinine aykırı davranmış oluyor? Tekrar edeyim, parti disiplini, partiyi var eden fikir ve değerlere sadakattir. Şu durumda kendi partilerinin fikirlerine sadakatsizlik gösterenler, zihni, fikri ve davranışsal disiplinsizlik sergileyenler, doğrudan doğruya bugünkü muhalefet partilerinin yöneticileri değil midir?


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA