Ben Amerika'da yaşamış birisiyim. Çok güzel bir ülke Amerika. Uygarlığın bütün fiziki üstünlüklerini bu ülkede görmeniz mümkün. Amerikalıları da severim. Önyargısız, hümanist duyguları güçlü insanlardır. Bizim gibi aile değerlerine önem verirler. Bu nedenlerle Amerika'ya gittiğim vakit hiç sıkılmam. Ama herhangi bir Avrupa ülkesinde iki günden sonra benim içime sıkıntı basıyor. Diğer yandan ben her zaman Türk-Amerikan dostluğunu ve ittifak ilişkilerini değerli ve önemli ilişkiler olarak gördüm. Bugün de bu görüşümde bir değişiklik yok.
Dünya barışının, özellikle de bölge barışının böyle güvenilir ve güçlü bir ilişkiye daha uzun yıllar, en azından Birinci Dünya Savaşı sonrası oluşan statüko bozuluncaya kadar, ihtiyacı var. Şimdi bu Wikileaks olayı patlak verdi. Ortaya çıkan durum hayal kırıklığı yaratıcı türden. ABD'nin süper gayriciddi bir diplomasiye sahip olduğu görülüyor. Ankara'da ABD'li diplomatlar beni yıllardır ziyaret eder. Onlar bana ülke ve dünya olaylarıyla ilgili ne düşündüğümü sorar, ben de onlara. Beni ziyarete gelen her ABD'li diplomata eğitimlerini ve uzmanlıklarını sorarım. Çünkü karşımda oturanların bazılarının CIA ajanı olduğu neredeyse alınlarında yazar. Söylediklerine göre, hemen hemen hepsi iyi okullarda okumuş, master tezleri yazmış insanlardı. Ancak şimdi Wikileaks'in yayınladığı ve o ABD'li sözüm ona diplomatların hazırladığı belgelere bakıyorum, bu belgelere diplomatik belge demek için bin şahit ister.
Çoğu tam bir diplomatik lağım. Merkezlerine gönderilen raporlarda dile getirilen iddiaların hiçbirinin dayanağı yok. Ben mesela, bu Amerikalı diplomatlara senelerdir önemli analizler yaptım. Boşuna kendimi yormuşum, yayınlanan belgelerde benim dile getirdiğim görüşlerin hiçbir izi yok. Demek ki benimle defalarca görüşmelerine rağmen beni hiç ciddiye almamışlar. Ama buna karşılık analiz yerine sokak ağzı dedikodularına kulak kesilmişler.
Bu dedikoduları da kripto metinler halinde süper güç olan ülkelerin merkezine göndermişler. Bundan sonra da eskisi gibi ABD'li diplomatlarla yine görüşür konuşurum, benim açımdan bir sakıncası yok; ancak belli şartlarım olur görüşme için. Örneğin teyp kullanırım. Ayrıca büyükelçi, müsteşar seviyesinin altında kimseyle görüşmem. Zıpçıktı bir sürü salağa senelerce boşa konuşmuşuz baksanıza.
Şimdi bu rezalet üzerine yazılacak, bu Amerikalıları aşağılayacak çok laf var da, bizde düşene vurulmaz, onun için bir önerim olacak ABD'lilere: Siz bir kere bu diplomat kılığındaki cahil memurlarınızı bir işten kovun önce. Sonra da görevlendireceğiniz memurları Türk Dışişleri Bakanlığı'na staja gönderin. Diplomat nasıl olunur öğrenmek için.
Bir not daha: Yanılmıyorsam film yönetmeni Atıf Yılmaz anlatmıştı. Bir ABD'li yönetmen ona, "Yahu artık film yapacak konu bulamıyorum" demiş. Atıf Yılmaz'ın verdiği cevap aslında bugün Wikileaks tartışmalarına da açıklık getirecek mahiyette. Şöyle demiş Atıf Yılmaz: "Tabii bulamazsın, çünkü iki yüz yıllık bir devletsiniz, bir tarihiniz yok sizin."
Bence Amerikan diplomasisinin sorunu bu!