Bir kısım CHP'linin Tunus ve Mısır'daki olaylarla ilgili tepkilerini büyük bir ilgiyle izliyorum. Tam seyirlik bir durum çünkü. Zira, Ak Parti'ye olan o ilkel düşmanca duygularından dolayı tam bir kafa karışıklığı yaşıyorlar. O kafa şöyle çalışıyor: Ak Parti bir "sivil dikta"dır; Zeynel Abidin Bin Ali'de bir diktatördü. Tunus halkı kendi diktatörünü devirdi, o zaman sıra bizim diktatörde. Gülünecek bir akıl yürütme ama inanın o kafa böyle çalışıyor işte. Oysa o kafa bilmelidir ki;
1- Tunus ve Mısır halkı ya darbeyle ya da sahte seçimlerle iktidara gelmiş diktatörlere karşı ayaklanıyor.
2- Bu halklar tam olarak da, CHP kafasına ve CHP tipi tek parti faşizmine isyan ediyorlar.
3- Allah'a şükür ki, bizim ülkemiz 1950'den bu yana hür ve hilesiz seçimler yapabilmekte.
4- Yabancı basına ve Tunuslu muhalif liderlerin açıklamalarına bakanlar, isyancıların, Türkiye'yi, Ak Parti'yi ve Tayip Erdoğan'ı örnek aldıklarını söylediklerini göreceklerdir. Örneğin, Gannuşi.
5- Daha şimdiden batılı analizciler Ortadoğu'daki bu dip dalganın Türkiye'nin etkisiyle oluştuğunu söylemekteler.
Gerçek budur, gözlerinin önündeki gerçeği göremeyen kalın kafalılara duyurulur.
Yalancı Galatasaray
Her Türk gibi ben de severim Galatasaray'ı. Ancak, Galatasaray'ın yöneticilerinin neredeyse tamamı, günlerce bu topluma yalan söylediler. Aynı şekilde Galatasaraylı gazeteciler de bilinçli olarak gerçekleri gizlediler.
Neydi yalan? Birinci yalan şuydu: Seyrantepe Stadı için Galatasaraylı yönetimler çok fedakarlık yaptılar. Yalan! Yok böyle bir şey; Hiç kimsenin fedakarlık filan yaptığı yok. Gerçek ne peki? Stat işini ellerine yüzlerine bulaştırdılar ve o rezillikten onları, sığındıkları Başbakan Recep Tayip Erdoğan kurtardı.
İkinci yalan: Seyrantepe Stadı'nın "Galatasaray'ın malı" olduğunu söylediler günlerce. Yalan! Meğerse yeni stadın tüm gayrimenkul varlığı devlete aitmiş. Galatasaray'a stadın sadece kullanım hakkı veriliyor, o kadar.
Üçüncü yalan: Başbakan, "Seyrantepe Stadı'nı size ben yaptım, o stat devletin" deyip, Galatasaraylı kodamanların yalanını ortaya çıkarınca, aynı kodamanlar, "İyi ama biz de size Ali Sami Yen'i verdik" dediler. Yalan, kuyruklu yalan! Bilerek söylendiği için de ahlaksız yalan! Gerçek ne peki? Ali Sami Yen Stadı tarihte hiçbir zaman Galatasaray'ın olmadı. O stat devletin tapulu malı. Galatasaray sadece stadın üst kullanım hakkına sahipti.
Gerçek Galatasaraylılara ve genel kamuoyuna duyurulur.
Muhteşem Yüzyıl
eçenlerde köşemde yazdım, Başbakan Erdoğan'ın "Muhteşem Yüzyıl" dizisine yönelik eleştirilerinin ne içeriğine, ne de mantığına katılıyorum. Esasen bir dizi hakkında böyle keskin yorumlar yapmasını da hiç doğru bulmuyorum. Zira bazı hatalar olsa bile, böyle bir dizinin yapılmış olması, insanlara kendi tarihimizle ilgili bir temaşanın yaşatılması, tarih tartışmalarının yaşanması çok güzel gelişmeler. Evet, doğru, dizide aşırılıklar var; ancak bunlara itirazı olanların yapılmış bir emek ürününü yerden yere vurmak yerine, oturup gerçeğe yakın olanını yapmaları gerekir. Nerede o burnu havada ve muhafazakarlığı kimselere bırakmayan zengin dizi yapımcıları? Çekseler ya şöyle hakiki bir Kanuni dönemi, Fatih dönemi dizisi.
Bence Başbakanımız bu işe karışmamalı. İlla karışacaksa, kendisine bağlı TRT'ye talimat vermeli ve "tarihi gerçeklere sadık bir Kanuni dizisi yapın" demeli.