MHP'li siyasetçiler bizim gibi siyaset gözlemcilerinin gözünde her vakit ciddi, sözünün eri insanlar olarak kıymetlendirilirler. O nedenle sözünü yiyen, yılışık tavırlar sergileyen siyasetçi tipi MHP'nin siyasetçi formatına hiç uymaz. Elbette kaset tartışmalarına konu olan kişilik zaafları içinde bulunmak da MHP'lilik kültürünün taşıyamayacağı bir yüktür. Nitekim CHP eski genel başkanı Deniz Baykal'ın benzeri bir eylemini partisi onu tekrar milletvekili yaparak "kompanse" ederken, MHP bu olaylara adı karışan hiç kimseyi affetmemiştir. MHP böyle bir partidir.
***
Ancak, yukarıda belirttiğim özelliklerinden dolayı, karşıtlarının bile saygı duyduğu MHP, Devlet Bahçeli'yle birlikte bazı nitelik kırılmalarına maruz kalmıştır. Hakkını yemeyelim, her zaman söylediğimiz gibi, Ülkücüleri sokaktan çekip alması tarihsel bir başarıdır ve takdir ediyoruz. Ama diğer taraftan, özünde demokratik değerleri benimsemiş bir parti olan MHP, demokrasi konusundaki reflekslerini önemli ölçüde kaybetmektedir. Örneğin siyasette "istifa" diye bir müessese olduğu, başarısız olanın yerini yeni birine bırakması gerektiği konusundaki siyaset kuralı bu partide işlemez hale gelmiştir. 2002 seçimleri gecesi verdiği sözü tutmayan bir liderlik yapısı MHP'yi bugün bulunduğu duruma getirmiştir. 12 Haziran seçimlerinde,sanki millet, Devlet Bahçeli'ye "genel başkanlığı bırak" dememiş gibi, MHP lideri teşkilatına genelge gön-dermekte ve yine "korkunç, hain, şerefsiz, alçakça işler yapan düşmanları" haber vermektedir. Bu vehimli söylem artık öyle bir hal almıştır ki, tek kelime ile gülünçtür.
***
Oysa 12 Haziran seçimlerinin MHP'ye mesajı açıktır. Millet MHP'ye "Türkiye'nin MHP'ye ihtiyacı her zamankinden fazladır, o nedenle alın size TBMM aritmetiğini etkileyecek sayıda milletvekili. Öte yandan, liderini acilen değiştir, kendini yeniden yapılandır, kadrolarını temizle; işte bu ikazıda aldığın oy sayısını ve oy yüzden iazaltarak yapıyorum" demiştir. Millet bu mesajı daha hangi açıklıkla söylesin? MHP'nin 1999'dan 2011'e kadar geçen sürede yapılan seçim sonuçlarını alt alta koyun,milletin mesajının ne anlama geldiğini görürsünüz. Kimse unutmasın ve özellikle MHP'liler dikkatli bir gözle tabloyu incelesinler ki,MHP'nin oy deposu Orta Anadolu'da birinci geldiği bir tane il yok. Ege'de yok, Akdeniz'de yok, Marmara'da yok. Iğdır'da Kürt-Azeri-Türk kutuplaşmasından ve pırıltılı bir adaydan kaynaklanan bir birincilik yeterli görülüyorsa, mesele yok!
Bu günlerde Devlet Bahçeli'yi izliyoruz; milletin verdiği mesajı almak yerine Ak Parti ile partisini yeniden kutuplaştırarak koltuğu korumanın peşinde. MHP yönetimi aklı sıra Kürt konusunu tırmandıracak,yeni Anayasa çalışmalarını provoke edecek ve MHP'de bir liderlik tartışmasının böylece önüne geçmiş olacak, bunu da herkes,amiyane tabirle söylersek, yutacak.
Tekrar başa dönüyorum, bu tür şark kurnazlıkları başka partilerde çok fazla fark edilmeyebilir ama MHP'de fena halde sırıtıyor.