• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Ölçüsüzlüğün bu kadarı da fazla!..

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 01.12.2011, 00:00
"Dersim olayı 20. yüzyılın Kerbela'sıdır." Bu tehlikeli lafı söyleyen öyle ortalarda gezen yarı aydın züppelerden biri değil. Bir milletvekili. Daha önemlisi, şu talihsiz sözü söyleyene kadar Türkiye'nin en ferasetli, en vatansever, en aklı başında aydınlarından bildiğim birisi. AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner bu kişi. İnsan hayret ediyor, böyle bir insan bu lafı nasıl edebiliyor diye. Sanırım etnik kompleksi olan İslamcıların hemen hepsinin kafasınının içinde o eski canavarı hapsettikleri bir mağara var ve bazen o mağaranın kapağı açılıyor, o canavar çirkin yüzünü gösteriveriyor. Metiner'in başına gelen budur, o lafı söyleyen, ona söyleten o bir türlü boğup öldüremediği ve içinde bir yerlerde muhafaza ettiği o etnik canavardır. Anlaşılıyor ki Metiner, "Türkler Kürtleri kesti" diyemediği için Kerbela benzetmesi yapıyor. Ben bu arkadaşlara biraz tutarlı olmayı tavsiye ediyorum. İnsanlar bazen haklı bir yerde dururken de tutarsızlaşıyorlar. Bu ülkede 70 yıldır Atatürk'ü gösterip Sunnilere "Atatürk sizi gavurlaştıracak" diyen Metiner zihniyeti değil miydi? Şimdi aynı zihniyet bu kez dönüp Alevilere "Bu Atatürk sizi Sunnileştirme politikasından dolayı katletti" diyor.
Velhasıl bu söz Mehmet Metiner gibi kendisini değişime açık tutan, vicdanlı bilinen bir aydına hiç yakışmamıştır. Bu söz doğru olmaması bir tarafa, pis ve tehlikeli bir sözdür. Ayrıca acemi siyasetçi Mehmet Metiner'e bir nasihatta bulunayım: 1974'de Sivas'ta iki öğretmen öldürülür. CHP Milletvekili Deniz Baykal kürsüye çıkar ve şu lafı söyler: "O iki öğretmenin ölüdürülmesi Hasan'la Hüseyin'in şehit edilmesidir." Baykal 30 sene o sözü söylemiş olmanın pişmanlığı ile siyaset yapmıştır.
Umarım Mehmet Metiner bu sözünü tashih eder ve biz de kendisini sevmeye devam ederiz. Adını koyayım, aksi halde benim için kendisi bu ülkenin birliğine düşman birisidir.

Bu savcılara kim dur diyecek?

Beni takip edenler bilirler, hayatım darbecilerle mücadeleyle geçti. Hukukun üstünlüğü için hayatlarımızı heba ettik. Ergenekon davasını, Balyoz davalarını sonuna kadar destekliyorum. Bu davaların savcı ve hakimlerine her zaman hayranlık duydum. Ancak son günlerde görüyorum ki ülkemizde bir tür savcı hoyratlığı başgöstermeye başladı. Toplumda itibarı olan, devlete millete hizmet etmiş insanlar nerdeyse yaka paça polise yakalattırılıyorlar. Oysa çoğu bir telefonla yarım saat içinde savcının huzurunda yerini alır. Ne gerek var bu nezaketsizliğe. Dün gazetelerde gördüm, MİT eski yöneticisi Mehmet Eymür, bir ruh hastası polisin ifadesiyle neredeyse yaka paça gözaltına alınıyor. Hayatının 40 yılını devlet hizmetine adamış bir insanı kamuoyunun önünde bu duruma düşürmekten o Hakan isimli savcı ne fayda umuyor bilemiyorum.
Benden bir uyarı, siyaset belli dönemlerde belli kavramlar etrafında kutuplaşır ve bölünür. Laiklik-irtica-ilericilik-gericilik gibi. Şimdiden başlamıştır ve önümüzdeki günlerde de derinleşerek sürecektir ki bu kez siyaset savcılar ve hakimlerin sergiledikleri özensiz davranışlar etrafında kutuplaşacak. Belli partiler halktan bu savcılarla savaşmak için oy isteyecek. Devran değişir de bu partiler iktidar olurlar, savcı ve hakimlere savaş açarlarsa bugünün muktedir savcılarının sabahın dördünde evlerinden alınmayacağını kim garanti edebilir? Lütfen sayın savcılar, hukukta yanlış gelenekler başlatmayın. Kanunların size verdiği yetkileri kanırtmayın. Devletin geçmişini hukukun denetimine açın ama bunu hoyratça yapmayın.
Bize hukuk da lazım, devlet de...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA