1993 yılında Sivas'ta Madımak Oteli'nde yaşananlar bizim yakın tarihimizin en korkunç olaylarından birisidir. Aziz Nesin'in sorumsuz beyanları ile başlayan ve ona tepki gösteren kontrolsüz bir güruhun Madımak Oteli etrafını sararak içerdekileri baskı altına almalarıyla beraber 40'ın üzerinde aydın yok olup gitti. Orada o gün bir şeyler yaşandı. Otelin perdelerini tutuşturan el hala bulunamadı. İçerideki insanlar aslında dumandan zehirlenip öldüler. Dışarıda toplanan binlerce insan içerdekilerin ölmesi veya yakılması için orada bulunmuyorlardı. Ama sonuçta o 40 masum insanın katlinde suç ortağı haline gelmişlerdir. Şimdi bu davanın zaman aşımından düştüğü söyleniyor ve bazı aşırı gruplar sokakları terörize ediyorlar. Haklılar mı bu tepkiyi göstermekte bu insanlar? Hayır değiller; Madımak katliamını tekrar tekrar lanetliyoruz ama konuyla ilgili kimsenin de halkı kandırmaya hakkı yok.
***
Madımak Oteli Davası senelerdir sürüyor. Aslında bu dava önemli ölçüde sonuçlanmış durumda. Davada şimdiye kadar 79 kişi ceza aldı, 40 kişi beraat etti. Aslında bu davayla ilgili adalet önemli ölçüde yerini buldu. Ancak şu an da hala ele geçirilememiş olan sanıklar bakımından dava düşmüştür. Bu Hükümetin veya bu davaya bakan savcı ve yargıçların yarattığı bir durum değildir. Anayasanın 38. Maddesi orada dururken yargının yapacak başka bir şeyi yoktur. Nitekim mahkeme kararı oy birliği ile vermiştir. Ayrıca mahkeme kararı açıklarken Madımak olayını "insanlık suçu" diye nitelendirmiştir ki bu saptama aslında mahkemenin şahıslara en büyük cezayı kestiğinin delilidir. O sanıklar istedikleri kadar kaçsınlar, kıyamete kadar insanlık suçu işlemiş caniler olarak anılacaklar. Bundan daha büyük bir ceza mı olur?
***
Bu arada bu gelişmeyi Ak Parti'nin üzerine yıkma uyanıklığı gösterenlere diyecek bir şeyim yok. Muhalefete malzeme lazımdır, bunu da kullanır; ancak kamuoyu bilmelidir ki o suçlanan Ak Parti, 2005'deki düzenlemeyle hukuktaki "zaman aşımı" süresini 45 yıla çıkarmıştır. Yani Ak Parti'nin hazırladığı kanun uygulanmış olsa bugün bu rezalet yaşanmayacaktı. Ancak suçun işlendiği dönemdeki kanun hükmünün uygulanması herkesi aşan bir Anayasa hükmüdür ve kimse için yapacak bir şey yoktur.
Şimdi yapılması gereken Madımak katliamından yeni toplumsal fay kırıkları yaratmak değil, tam aksine bu olaydan büyük bir barış ve kardeşlik felsefesi üretmektir.