• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Şanghay üyesi olmak iyi bir fikir mi?

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 30.07.2012, 00:00
Başbakan Erdoğan'ın geçtiğimiz hafta Rusya'ya yaptığı çalışma ziyaretinde muhatabı Putin'e yaptığı bir espri Türkiye'de pek ciddiye alındı.
Türkiye'de ayaküstü bir şakanın ciddiye alınmasının bir sebebi var; "Buradan bir muhalefet çıkar mı acaba" diye düşündüler bizim sol liberal arkadaşlar.
Başbakan Erdoğan'ın AB'den ümidini kestiğini ve Avrasyacı Ergenekoncuların çizgisine yaklaştığını bile yazanlar oldu.
Onun dışında, dünyada, xcf Başbakanın yaptığı bu espri konuşulmadı bile.
Konuşulmadı, çünkü batılılar her şeye rağmen ciddi ve kültürlü adamlar; bir şeyin şaka mı ciddi mi olduğunu bilirler.
***
Şimdi, madem yapılan bir espri üzerine Şanghay Örgütü bu kadar konuşuldu ve konuşulmaya devam ediliyor, o vakit ben de düşüncelerimi okuyucularımızla paylaşayım.
26 Nisan 1996'da Şanghay'da kuruldu bu topluluk.
Özünde soğuk savaş sonrası oluşan küresel Amerikan hegemonyasını sınırlamak için kurulmuştur.
Yani aslında tamı tamına bir güvenlik anlaşmasıdır Şanghay Anlaşması.
Nitekim, Şanghay Anlaşmasının ilk resmi adı "Sınır Bölgelerinde Askeri Güvenliğin Derinleştirilmesi Anlaşması'dır.
Örgütü 5 ülke kurmuştur. Bunlar Çin,,Rusya, Kırgızıstan, Kazakistan ve Tacikistan'dır.
Sonradan Özbekistan da Şanghay Beşlisi denen gruba dahil oldu.
Hindistan ve İran gibi ülkeler bu örgütün çalışmalarına gözlemci sıfatıyla katılmaktadırlar.
Aslında bir güvenlik örgütü olarak kurulduğu için dünyada pek de bir varlık gösterememiştir.
Zaten üye ülkelere tek tek baktığımız zaman, öyle cazip ve gelecek vadeden bir örgüt olmadığı da görülecektir.
Örneğin Rusya: tek mallı bir ekonomiye sahiptir, doğalgaz ve petrol gelirlerine dayalı bir ekonomisi vardır ve çok kırılgandır. Siyasi sistemi hala tartışmalıdır.
Çin'e bakalım; elbette büyük bir ekonomidir ama hala halkının yüzde 70'nin açlık sınırının altından yaşadığını da unutmayalım. Elinde biriken parayı stratejik çıkarları için kullanan bir ülke görüntüsü veriyor. Üstelik Çin, onca afra tafraya rağmen, biliyoruz ki ABD'ye mahkbir ülkedir. Çin'i Çin yapan ABD pazarıdır.
Diğer taraftan, birliğe üye dört Asya ülkesine baktığımızda, kalkınma sorunları olan, rejimleri oturmamış ve diktatörlerce yönetilen ülkeleri görürüz.
Bu kadar kör-topaldan sağlam ve etkin bir küresel güç çıkar mı sizce?
***
Şanghay İşbirliği Örgütü ile Türkiye, aslında kurulduğu günden bu yana ilişki içinde.
21. Yüzyılın büyük güçlerinin Avrasya kökenli ülkelerden çıkacağına dair öngörüler ve aynı zamanda bu birliğe üye ülkelerin üç tanesinin Türk soylu ülkeler olması, ister istemez Türkiye'nin Şanghay örgütünü izlemesini zorunlu kılmıştır.
Nitekim, yanılmıyorsam 2008 yılında, Çin devleti bizim Dış İşleri'ne bir mektup göndererek İran ve Hindistan gibi Türkiye'yi de "gözlemci" statüsü ile Şanghay İşbirliği Örgütüne davet etmiştir..
Ancak, 'Avrupa Birliği perspektifi zarar görür' düşüncesiyle bu davete ilgi gösterilmemişti.
Sonuç olarak, her küresel oluşum gibi Şanghay İşbirliği Örgütü de Türkiye tarafından izlenmesi ve hatta işbirliği yapılması gereken bir örgüttür; ancak Türkiye'nin gelecek vizyonu açısından Şanghay örgütü Türkiye'nin beklentilerini karşılamaktan çok uzaktır.
Unutmayalım ki bu birliği oluşturan ülkeler daha kendi halklarının ekmek ve özgürlük ihtiyaçlarını karşılayabilmiş değillerdir.
O nedenle, tabi ki Başbakanımız espri yapmıştır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA