• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Gezi sosyolojisi

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 10.06.2013, 00:00
İstanbul'un göbeğindeki o küçük parkta aslında ne oldu? Onca gösteri, onca şamata, onca hareketlilik niye yaşandı ve yaşanıyor? Bu sorulara biraz da sosyolojinin penceresinden bakmakta yarar var.

ÖZGÜRLÜKLER GENİŞLEDİ
Bir mahalle bekçisinin tüm mahalleliyi önüne katıp karakola götürdüğü günler, orta yaş kuşağının rahatlıkla hatırlayacağı zaman dilimleridir. Türkiye, demokrasi tarihini aynı zamanda bir darbeler tarihi olarak yaşadı. Bu ülkenin karakolları yakın geçmişte birer işkencehane olarak işlev götürdü. Ama biz Türkler, tüm eksikliklerine rağmen insan haklarına saygılı bir demokratik sistem kurmayı başardık. Bununla bırakmadık, son on yılda demokrasiyi ve özgürlük duygusunu çok geliştirdik. Yeni yetişen bir genç nesil var ki, onlar için özgürlükler her şeyden önemli. Yapılan bir konuşmayı, alınan siyasi veya ekonomik kararı, kendi özgürlük alanlarına yönelik bir tehdit olarak görebiliyorlar. Gezi olayında da gördük ki aslında apolitik olan bu gençler, itiraz ettikleri konular üzerinden partisiz bir cemaat haline gelebiliyorlar ve doğrudan doğruya siyaset yapmaktadırlar.

KİM BUNLAR?
Bu gençleri tanımak için bize gerekli olan bir numaralı bilgi şudur: Bu insanlar, Türk sosyolojisinin neresinde meskunlar?
Görülüyor ve anlaşılıyor ki Gezi Parkı protestocularının sosyolojik mevkisi "ortaüst" seviyedir. Bu hem çok ilginçtir hem de olayın kendisine baktığımız vakit çok anlaşılır bir şeydir. Zira Ak Parti döneminde artan refahla birlikte orta sınıfa 2 milyonun üzerinde yeni aile kazandırılmıştır. Bu Türk sosyolojisinin esaslı bir değişime uğradığını gösteriyor bize. Modern ve gelişmiş toplumlarda orta sınıfın büyümesi işlerin iyi gittiğinin işaretidir. Türkiye'de son on yılda yaşanan istikrar ortamının orta direk genişlemesiyle yakın alakası vardır.
Ancak Gezi olayları bir sağlık belirtisi olarak büyüyen orta direğin aynı zamanda sorun ürettiğini gösteriyor bize. Bu sorunun adı gençlik. Evet, orta direk büyüyor ama aynı ortadireğin çocukları bir anlamda lümpenleşiyor. Lümpenlik alt sınıfların içinde mütalaa edilen bir kategoriydi; ancak bizde görülüyor ki orta sınıfın ürettiği bir kesim.

İLETİŞİMLE CEMAATLEŞME
Yazdık, bu yeni orta sınıfın çocukları lümpenleşiyor; kitap okumuyor, siyasetçilerden nefret ediyorlar. Bireysel özgürlüklerine öylesine düşkünler ki mesela başbakanın kürtaj açıklamalarını kendileri için bir tehdit olarak algılayabiliyorlar. Bakmayın siz Taksim'de şamatalı gösteriler yaptıklarına , önemli ölçüde a-sosyal insanlardır. Ellerindeki twitter onları sosyalleştiren en önemli araçtır. Sabahtan akşama kadar twitter üzerinden çeşitli networklere, marjinal gruplara takılmakta ve aslında başlarına gelebilecek en kötü şey gelmektedir: Anlam dünyalarının içi boşalmaktadır.
Bu iletişimden çıkan bi tür seküler cemaattir. Anlam dünyası zayıf bir cemaat.

ANLAM BOŞLUĞU
Şöyle düşünelim: 20 yaşında bir genç adam. Onun içn özgürlük her şey. Politikacıların söylemleri onu irrite ediyor; elindeki akıllı telefonla sanal alemde kendine yeni bir dünya kuruyor. Bu sanal dünyada kendi özgürlük anlayışına uygun cemaatlere tanışıyor, onlarla arasında bir iletişim düzeneği kuruyor. Bir gün twitterdan bir mesaj geliyor:" Taksim Gezi'de ağaçlar kesiliyor, herkes oraya, eyleme!"
Bu mesaj, o gencin anlam arayışına bir karşılıktır.
Aynı genç, bugün 15 tane ağaç için ölüme meydan okuyor ve özgürlüğünün tadını çıkarıyor.
Suriye'de ölen çocuklar için harekete geçen bir vicdan değil bu.
Veya şehit Mehmetçikler için ayağa kalkan bir özgürlük duygusu da değil.
Elbette bir olgu olarak anlaşılmalı ve hatta saygı görmelidir Taksim gençlerine.
Ancak bu cins bir özgürlük anlayışını bir ideal olarak sunanlara, birileri de o gençliğin patoloji üreten bir sosyolojik arıza olduğunu söyleyecektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA