• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Kimyasal tamam, ya ahlak!

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 12.09.2013, 00:00
Suriye konusunda başta ABD olmak üzere dünyanın tutumunu hayretle izlemekteyiz.
ABD ve Fransa gibi ülkeler Suriye'ye müdahale etme kararlılıklarını güçlendirdikleri bir anda birden bire geri adım attılar.
Buna sebep olan gelişme Rusya'nın devreye girmesi ve Suriye'nin kimyasal silahları teslim edeceğini söylemesidir. Bilinen ve görünen gerçek o ki Esat ve avanesi Rusya'ya bütün devlet haysiyetlerini teslim etmişlerdir. Rusya Suriye'yi korumak için Kafkasya'da alışık olduğu oyunlardan birini de Ortadoğu'da oynamaktadır.
***
Yedikleri onca herzeden, katlettikleri onca masum insandan sonra bu oyunlar ve bu oyunları kuranlar beni hiç mi hiç etkilemiyor aslına bakarsanız; benim tuhafıma giden bu küçük şark kurnazlıklarına teslim olan batı ve ABD'nin sergiledikleri ikircikli tutum.
Suriye rejimi 100 bin insanı katlederken buna sessiz kalan dünya nedense insanlar kimyasal gazla ölünce belli belirsiz bir rahatsızlık duydu.
Aynı dünya ABD, Fransa ve Türkiye'den ibaret kısmıyla bir sınırlı müdahale üzerinde düşünürken bu kez de Rusya ve onun uydusu Suriye rejimi tarafından yeni bir şark kurnazlığı devreye sokuldu ve zavallı Suriye halkının yegane ümidi de söndürülmeye, bu bedbaht ülkeyi belki birazcık rahatlatacak olan müdahale engellenmeye çalışıldı.
Ahlaki problem şurda ki Suriye rejiminin kimyasal stoklarını batıya teslim etmeyi kabul etmiş olması daha geçenlerde kimyasal bombayla öldürülen 1400 çocuğun katilinin de kim olduğunun görmezden geliniyor olmasıdır.
Bu itirafnameyi görmezden gelip "ver kimyasalları hadi öldürmeye devam et" demiş olmayacak mı aynı ABD ve batı?
Kimyasal atmanın bir müeyyidesi olmayacaksa neyi konuşacağız biz?
***
Geçtiğimiz haftalarda ABD'nin Suriye'yi vuracağını, bunun her şeyden önce kendileri açısından gerekli olduğunu yazmıştım.
Son gelişmelere rağmen bu görüşlerimden yine de vazgeçmiş değilim; zira özgür dünyanın lideri olduğunu söyleyen güçler bunca insanlık tradejilerine kayıtsız kalırlarsa içinde düştükleri ahlaki kriz bir tarafa, bir meşruiyet kriziyle de karşı karşıya kalabilirler.
Bunu göze alabilirler mi?
Bunu göze alırlarsa şunu da göze alacaklardır: İnsanlık bu Birleşmiş Milletler sistemini sorgular hale gelecektir.
Yine insanlık okyanuslarda ve denizlerde gezen ABD uçak gemilerinin barışa bir katkı sağlamayacaksa denizleri ve okyanusları niye kirlettiğini soracaktır.
Bunlar kaçınılmazdır ve Başbakan Erdoğan esasen bu süreci de başlatmış bulunmaktadır.
Ayrıca "yine de müdahale kaçınılmazdır" tezime bir başka dayanak da şudur:
Bu tür Ortadoğulu diktatörler kurnaz ve güvenilmezdir; Esat ve kömekçisi Rusya muhtemelen zaman kazanmaya çalışıyor. Hatırlayalım Saddam Hüseyin dönemini; Kuveyt'e saldırdığı zaman ve sonrasında silah denetimi konusunda dünyayı maymuna çevirmişti.
Gelişmeler şaşırtıcı ve insanlık adına can sıkıcı ama henüz resmin tamamı da görünür değil.
İzleyip görelim!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA