• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

BU SARAY, TÜRK MİLLETİNİN SARAYIDIR

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 05.12.2014, 00:00
Bu ülkede derisi kalın adamlar yaşıyor ve biliyorum ki onlarda zerrece utanma duygusu yok. Aylardır dillerine doladıkları Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın nasıl işlevsel bir hale geldiğini, devlet hayatımıza nasıl renk ve çeşitlilik kazandırdığını o sözünü ettiğim derisi kalın adamların idrak etmesini beklemiyorum. Ancak görüyoruz ki o Saray şimdiden gerçekten millete ait bir sembol eser olarak tarihteki yolculuğuna çıkmıştır.
Şu bir hafta içerisinde Saray'da yaşanan etkinliklere bakalım: Geçen hafta Katolik dünyasının ruhani lideri Papa ağırlandı. Hafta başında Rusya lideri Putin ve ekibi ağırlandı; ağırlanmak bir yana, Türkiye'nin hayati çıkarlarına hizmet eden birçok anlaşmaya imza atıldı o Saray'da.
Yine bu hafta Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Ödülleri dağıtıldı. Saray daha şimdiden içimizde büyük ve kudretli bir devletin vatandaşları olduğumuz duygusunu oluşturdu.
Saray olmasaydı bu etkinlikler Çankaya Köşkü'nde olmayacak mıydı? Tabii ki olacaktı ama aynı görsellikte olmayacaktı.
Dün Saray'da yaşanan manzara ise duygularımızı kontrol edemediğimiz bir durumu ifade ediyordu. Bir engelli çocuk Cumhurbaşkanımızdan diğer arkadaşlarının da Saray'a gelmesini istemiş. Cumhurbaşkanımız o çocuğu kırmamış ve yüzlerce engelli çocuk için resepsiyon düzenlenmiş.
" Burası sizin, biz de sizin aileniz" diye konuşuyordu Cumhurbaşkanımız. Bunlar ilk kez yaşanıyor bu ülkede. Her bir karesi milli birlik ve beraberliğimizi pekiştiren sahneler bunlar.
Utanma duygusu olmayan, ülkesinin başarılarından ve gücünden hazzetmeyen derisi kalınlara tekrar duyurulur:
" Saray Türk milletinindir!"

BİRİSİ O ADAMA BİR ŞEY SÖYLESİN!

Eğitim-Bir-Sen, benim ülkemiz ve eğitim dünyamız için çok önemsediğim bir sendikadır. Bu sendikanın üyeleri pırıltılı, vatansever öğretmenlerdir. Sendika bir ihtisas kuruluşu gibi çalışmakta ve eğitim dünyamıza önemli katkılar yapmaktadır. O nedenle ben bu sendikanın tüm faaliyetlerini çok dikkatle izliyorum.
Geçen gün sendikanın internet sitesine bakarken bir haber gördüm. Sendikanın bir yöneticisi bir yerde konuşma yapıyor. Dediği şu: "Otelcilik Yüksek Okulları'nın 10 ve 11. Sınıflarında içki servisi dersleri veriliyor, bu ders kaldırılmalıdır" mealinde bir söz.
Hani insanda çok güvendiği birinin yarattığı hayal kırıklığı olur ya, tam olarak bu duyguyu yaşadım. Bunu söyleyen muhterem ya bu sendikanın içine sızmış bir provokatördür ya da ayakları yerden kesilmiş biridir.
Bu hükümet on yıldır bu ülkenin çocuklarının manevi eğitimi ve gelişimi için onlarca yeni uygulama getirdi. Bunları gerekli olduğu için yaptı, sessiz sedasız yaptı, siyasi olarak istismar etmedi. Bu uygulamalar başarıyla eğitim dünyamızda yerini aldı ve en muhalif unsurlarca da benimsendi. Çünkü bunlar demokrasi ve insan hakları temelinde hayata geçirildi.
Ancak bizim Eğitim-Bir-Sen'li muhteremin dediği tam olarak saplantılı bir ideolojik zihniyetin ürünü. Bu ülke her yıl 30 milyar dolar turizm geliri elde ediyor. Bu kadar büyük istihdamı, bu kadar kolay parayı başka hiçbir sektörden sağlayamıyor. Yani o insanların içki içtiği oteller olmasa bu manasız lafları eden vatandaş muhtemelen şimdi aldığı maaşı alamayacak, çocuğunu şu an ki standartta okutamayacak.
Türkiye turizmi rahmetli Özal'la keşfetti, Ak Parti hükümeti de geliştirdi. Şu anda turizm bizim dünya ile rekabet edebildiğimiz en birinci alan.
Bazen insan, bilmeden, istemeden ihanet çukuruna düşer ve bu durumunu inançlarıyla meşrulaştırmaya çalışır. Kendimizi bu duruma asla düşürmemeliyiz. Hatırlıyorum, 1987 ve 1991 seçimlerinde Refah Parti'si ve Merhum Erbakan'ın Özal'a karşı yürüttüğü yıkıcı kampanyanın bir numaralı konusu "Özal'ın yaptırdığı turizm yatırımlarının ve otellerin, conilere genelev olarak hizmet verdiği" argümanıydı. Bu lafları köy köy, kasaba kasaba yaydılar. Sonra ne oldu? 1996'da Erbakan başbakan oldu, RefahYol Hükümetinin Hükümet programını yazanlardan birisi de bendim ve Refah Partisi'nin "genelev" dediği otellere daha fazla teşvik verilmesini program maddesi olarak koyduk.
O nedenle, Eğitim-Bir-Sen'lilere bir dost uyarısı benden: Siz önemli bir kurumsunuz, sizin adınıza böyle saçmalıkları dile getirenlere engel olun.
Uyuyan yılanı uyandırmayın!
Daha yapacak çok işiniz var çünkü...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA