Ben ve benim kuşağım gerçek boksör olarak 'Muhammed Ali'yi, film kahramanı olarak da 'Rocky'yi bilir. İlk gençlik yıllarımız sabah ezanında kalkıp TV'de M. Ali'nin boks maçlarını izleyerek, sinema salonlarında 'Rocky' ile ağlayıp, Sly (Silvester Stolene) ile gülerek geçti. Bu nedenle 'Dövüşçü' filmi beni fazlasıyla heyecanlandırdı. Film hem
gerçek bir boksör olan Micky Ward'ın hayatını anlatıyor hem de sarsıcı gerçekliğiyle diğer boks filmlerinden ayrılıyor. Varoştan yırtmak için boksör olan delikanlıların hayatı Hollywood'a her zaman cazip gelmiştir. Aynı şekilde bana da... Küçük dünyalarında yaşayıp giderken birden bire boksör olarak kazanılan unvanlar onları hemen varoşların prensi yapar. Muhteşem saygı görüp, paraya boğulurlar. Rakiplerine attıkları her yumruk aslında hayata doğru atılmaktadır.
Micky Ward'ın yaşam öyküsü Dövüşçü filminin konusuna gelince: Dicky Ecklund efsanevi eski boksördür. Ancak yeteneğini boşa harcamış ve başarı imkanını hiç etmiştir. Micky Ward, Dicky'nin üvey kardeşidir. Mickey iyi bir boksör olarak adını duyurmadan önce Dicky onun ustalığını yapar. Dicky'nin hapse girmesiyle birlikte hayatlarındaki dengeler de değişir. İki kardeş her şeye rağmen tekrar bir araya gelip parçalanan ailelerini bir araya getirmeye çabalar.
HAYAT ACIMASIZ
Gerçekten hayatın hiçbir adaleti yok. Bazı insanlar güç durumlardan kolayca kurtulurken, bazıları da küçücük sorunların arasında boğuşur. Kimileri başarıyı yakalarken, kimileri de zirveden tepetaklak olur. İşte tüm bunları 'Dövüşçü' filmi için de söyleyebiliriz. Yaşadıkları hayat koşulları zor da olsa, bir kardeşin kendini bataklığa sürüklerken, diğerinin nasıl yükseldiğine şahit oluyoruz filmde. Micky'nin dünya şampiyonluğuna uzanan boks kariyerinden yola çıkarak aslında bir ailenin hayat mücadelesi anlatılıyor. Ward'ın annesi, aynı zamanda menajeri. Adeta dişi bir kaplan gibi... Ne Ward'ın yanına, ne de ailesine yabancı birini yaklaştırıyor. Aslında varoşta sıkışıp kalmış bir kadın. Oğullarının başarıları onun yaşama nedeni. Ağabey Dicky'nin ise inişli çıkışlı bir hayatı var. Film boyunca ona kızdığınız kadar acıyorsunuz da. Ward'ın kız kardeşlerinin ise evden ve TV'den başka bir hayatları yok.
Hollywood uzun zamandır Amerikan rüyasını üretmekten vazgeçti. Pembe gözlüklerle çekilen filmler en az bir on yıl geride kaldı. Artık daha gerçekçi filmlerle bize bir başka Amerika gerçeğini anlatıyorlar. 'Dövüşçü' de bize varoşta yaşayan Amerikalı'nın hayatından bir kesit sunuyor. Hem de en gerçek haliyle. Boks, uyuşturucu, bar, alkol ve TV... İşte tüm hayat bu. Onlar kendi gerçeklikleriyle mutlular. Fakat seyirci olarak aynı şeyleri söylemek zor. Bu hayatlar gerçekten yürek burkucu. Ama film kendi 'gerçekliği'yle göz kamaştırıcı.
OSCAR'IN FAVORİSİ
'Dövüşçü' başta en iyi film, yönetmen, yardımcı kadın (2), yardımcı erkek, özgün senaryo ve kurgu alanlarında, yani tam yedi dalda Oscar adayı. Birçok dalda sıkı rakipleri olmasına rağmen yardımcı kadında Melissa Leo'nun, yardımcı erkekte de Chiristian Bale'ın Oscar'ı kucaklaması kesin gibi gözüküyor. Her iki oyuncu da olağanüstü oynuyor. Ve tabii ki bu filmin mimarı, başrol oyuncusu Mark Wahlberg'i de (Akademi unuttu ama) unutmamak gerek. Oyuncu performanslarıyla adından söz ettiren 'Dövüşçü', sırtını sadece boks olayına yaslamayan sıkı bir aile dramı. Bu yılın mutlaka görülmesi gereken filmlerinden. Kaçırmayın.
Haftanın Filmi
"Siyah Kuğu"
Çok yetenekli bir balerin olan Nina, New York'ta eski bir balerin olan annesi Erica ile yaşamaktadır. Thomas 'Kuğu Gölü' balesinin baş balerini Beth'i yeni sezonda değiştirmeye karar verir ve Nina'yı tercih eder. Balenin saf ve zarif 'Beyaz Kuğu' ile şehvetin temsilcisi 'Siyah Kuğu'yu aynı anda canlandırabilecek birine ihtiyacı vardır. Fakat Nina'yı bekleyen yeni bir rakip vardır ve o da Leroy'u etkilemeyi başarmıştır. Yönetmenliğini Darren Arronofsky'ın yaptığı 'Siyah Kuğu' filminde başrolleri Natalie Portman, Mila Kunis, Vinona Ryder ve Vincent Cassel paylaşıyor. Birçok dalda Oscar adayı olan filmdeki rolüyle Natalie Portman en iyi kadın oyuncu dalında Oscar'ın en büyük favorisi.