Dün Balıkesir'de çok anlamlı bir gün yaşadık. Sanayi Odası'nın her yıl düzenlediği Gelir Vergisi Ödül Töreni'nin şeref konuğu olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, hem işadamlarına ve Balıkesirliler'e moral verdi, hem kendisi de gördüğü ilgi ve Balıkesir'in ekonomide gösterdiği başarıdan moral buldu. Türkiye'nin dört bir yanından gelen gazeteci dostlarla birarada olmak da güzeldi. Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanlar Konseyi toplantısına evshipliği yapan Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı sevgili Ramazan Demir ve İGC Başkanı Atilla Sertel de Cumhurbaşkanı'nı ağırladılar çok anlamlı bir törende.
Yeni Asır olarak Türk Basını'na ve bölgeye katkı ödülünü almak ise tüm arkadaşlarım adına meslek hayatımın en anlamlı anısı oldu.
İŞ DÜNYASININ KATKISI
Sadece Balıkesir değil Türkiye ekonomisine yaptıkları katkıları dolayısıyla Rona Yırcalı, Hasan Ali Eğinlioğlu, Fatma Demet Egeli, Beyhan Andaç, Yahya Kemal Gencer, Ali Bor, Osman Bor ve daha nice işadamına şükran borçluyuz. Keza Cumhurbaşkanı Gül de yaptığı konuşmada, Türkiye'nin kriz döneminde bile 100 milyar doları aşan ihracatta ve Balıkesir'in gıda, hayvancılık ve maden gibi üç stratejik üründe sağladığı mukayeseli üstünlüğe dikkat çekti. Belediye Başkanı İsmail Ok, Vali Yılmaz Arslan ile Sanayi Odası Başkanı Ahmet Kula başkanlığındaki sanayicilerin yarattığı sinerji, Balıkesir'in neden bu kadar iyi yolda olduğunu da gösteriyor zaten.
GÜL İLE SOHBET
Cumhurbaşkanı Gül ile bir süre özel sohbet etme imkanı da buldum. Daha sonra Rona Yırcalı'nın da katılımıyla yaptığımız sohbetin konusu, ağırlıklı olarak EXPO idi. Cumhurbaşkanı Gül'ün gerek Dışişleri Bakanlığı ve gerekse Köşk'e çıktıktan sonra EXPO 2015 sürecinde İzmir'e verdiği değer ve katkı herkesin malumu.
Sayın cumhurbaşkanı'na Ankara ile yarışan İzmir'e aynı desteği verip vermediğini sordum. Elbette tarafsız konumu nedeniyle belli bir şehre ayrıcalık yapmasını bekleyemezdim. Ancak şu sözleri zaten herşeyi açıklamaya yetiyordu:
"Ankara Sanayi Odası Başkanı ve heyeti geçen gün ziyaretime geldi. Ankara olarak EXPO ile ilgili yaptıklarını anlattılar. Ancak ben yorum yapmadan dinledim."
Bu sözlerin hemen ardından ise Cumhurbaşkanı, bana İzmir'in EXPO ile ilgili neler yapıp yapmadığını sordu. İşadamı, belediye, valilik, sivil toplum örgütleri ve basın olarak İzmir'in EXPO adaylığının desteklendiğini ve Denizli başta olmak üzere, Aydın, Muğla, Manisa, Uşak ve Balıkesir'in belediye başkanları tarafından da bizzat Ege projesi olarak desteklerinin olduğunun ifade edildiğini aktardım. Ama Cumhurbaşkanı'nın şu mesajı hayli anlamlıydı. İzmirliler'e Yeni Asır aracılığıyla şu mesajı iletmemi özellikle istedi: "İzmirliler, artık beyanın ötesine geçsinler ve lütfen biraz daha dinamik olsunlar."
'RANDEVU VERİRİM'
Bu sözlerin anlamını ben çok iyi algıladım. Umarım EXPO 2020'ye odaklanmış İzmir de doğru algılar. Çünkü 2015 sürecinde olduğu gibi çok önemli iki destekçi var.
Başbakan'ın ve Cumhurbaşkanı'nın, Ankara ve İzmir yarışında henüz tam açıkça olmasa da desteğinin İzmir'den yana olduğunu biliyoruz. Cumhurbaşkanı Gül'ün "Dinamik olsunlar" mesajının bir an önce doğru algılanıp, artık söz yerine eyleme geçilmesi vakti gelmiştir.
Son olarak Cumhurbaşkanı Gül'e İzmirliler'in, önümüzdeki günlerde sayın Başbakan'dan EXPO ile ilgili taleplerini iletmek üzere randevu istediklerini hatırlattım ve kendilerinin de böyle bir randevu talebi gelmesi durumunda olumlu karşılayıp karşılamayacağını sordum. Cumhurbaşkanı hiç düşünmeden "Memnuniyetle, buyursunlar gelsinler" demeyi ihmal etmedi.
Sözün özü...
Haydi İzmir ve haydi bütün Ege. EXPO 2020'yi sadece bir İzmir değil Ege projesi olarak görüp, sahiplenip, eyleme geçme zamanıdır.
Artık kaybedecek vakit yok. Şimdi iş zamanı.