Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) Genel Sekreteri Vicente Gonzales Loscertales'in, 3 kenti kapsayan 2 günlük ziyareti rüzgar gibi geçti. Dün sabah bizlerle buluşmasından önce İstanbul'da Başbakan Erdoğan ile, Ankara'da da Sağlık Bakanı ve Kültür-Turizm Bakanı ile görüşen BIE Genel Sekreteri'ne eşlik eden Vali Kıraç, Başkan Kocaoğlu, Yürütme Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ve büyükelçilerin niye keyifli olduğunu bizzat duyduk, bizzat yaşadık.
EXPO 2020 adaylığımızla ilgili İzmir'e hem iltifat etti hem gönlümüzü okşadı Loscertales. Bir buçuk yıl sonra karar verilecek yarışta en önemli iki kriter olan "EXPO'nun düzenleneceği alan ve tema" ile ilgili İzmir'in açık ara önde olmasına vurgu yaptı.
EXPO alanının belirlenmesi dışında, bakanlar kurulu tarafından ilgili tasarının Meclis Başkanlığı'na sunulmuş olması ve Sağlık teması, bizim en önemli avantajlarımızdan.
Biz bunu elbette biliyorduk ama BIE Genel Sekreteri tarafından defaatle söylenmesi, elbette farklı oldu.
Dün, İzmir basının yazılı ve görsel tüm temsilcileri en üst düzeyde Türk heyetinin Genel Sekreter için verdiği davette idik.
Elbette; basın başta olmak üzere tüm İzmir ve Ege ve hatta Türkiye kamuoyunun çok büyük bir heves ve coşkuyla EXPO'yu sahiplenmesi ve istemesi, BIE'cileri etkiledi ki; medyanın bu süreçteki önemine birkaç kez vurgu yapıldı.
İzmir'in, bu yarışta, rakiplerinden başka avantajları da var; 2015 EXPO adaylığımız sırasında zaten pek çok hazırlık yapılmıştı aynı tema başlığında. Şimdi elimizde hem döküman hem proje bazında pek çok avantajımız var.
Ayrıca, geçen seferkinden çok daha erken hem hükümet hem de Sağlık ve ilgili tüm bakanlıklar EXPO sürecine dahil oldu.
Çok hızlı ve etkin oluşturulan bu çalışmalar, Büyükşehir Belediyesi dahil kentin tüm dinamikleriyle entegre şekilde çalışıyor.
Falcı olmaya gerek yok
Önümüzdeki bir buçuk yıl var. 2015 adaylığı henüz çok taze olan İzmir, 2020 adaylığı için bu kez hem daha bilinçli hem de çalışmaları avantaja döndürmeyi biliyor.
Yerel yetkililer ile Ankara çok daha uyumlu ve hızlı çalışıyor. Belki bu kez rakiplerimiz daha güçlü ama, biz de bir önceki süreçten daha güçlüyüz ama yetmez.
19 Pasifik adalarında olmak üzere 160 üye ülke var ve bunun için küresel kampanya yapılması gerektiğini ve diplomasinin iyi kullanılması zorunluluğunu Loscertales bir kez daha hatırlattı zaten.
Topyekün çaba gösterirsek, mutlu sonuca ulaşmamamız için hiçbir sebep yok. Loscertales, "Ben falcı değilim" dedi ama papatya falına gerek yok zaten; Biz dersimizi iyi çalışırsak fallarla işimiz olmaz...
Barselona ve İzmir
Söz, EXPO'dan açılmışken, bir süre önce İZSİAD başkanı Ayhan Baran ve yönetim kurulu üyeleri ile birlikte birkaç günlüğüne Barselona'yı da anmadan geçemeyeceğim.
Barcelona, EXPO'ya aday İzmir için şehircilik anlamında, bu fırsatla kenti dönüştürme anlamında da çok güzel bir örnek. Üyelerin dış ticaret ve uluslararası ilişkilerini geliştirmek amacıyla düzenlenen sehahat, aslında Avro Akdeniz Projesi kapsamında Atina, Suriye ve Beyrut'tan sonra 4. adres oldu. Ticaret ve beraberinde sosyal iletişim ve işbirliği oluşturma projesinin geldiği noktayı, yerinde görmek keyif verdi. AB üyesi ülkelere tren yoluyla entegre olan Barselona Limanı, tek bir limandan lojistik, havalimanı, ticari ve şehir limanlarının da bulunmasıyla artı bir değer daha kazanıyor ve kazandırıyor.
500'den fazla şirket ve bu şirketler bünyesindeki 32 bin kişinin çalıştığı düşünüldüğünde, İspanya'nın en büyük cirosu yani 5 kilometrelik bir alanda yılda 50 milyar euroluk bir ticaretin dönmesi şaşırtmıyor aslında. Bizim 1 milyon turist hedefimiz burada çoktan aşılmış ve 2011'de kruvaziyer ile 2 buçuk milyonu aşan turist ile rekor kırmışlar.
Geçen yıl kente gelen turist sayıları 18 milyon!! 2014'e kadar 4 milyon euroluk bir yatırım yapacak olan Liman için Türkiye, pazar payı itibarıyla 2. sırada yer alıyor ki; Haziran'daki fuarda Türkiye özel konuk olarak davet edilmiş. Bu arada özel bir parantez açıp; Barselona'da görüştüğümüz tüm yetkililerden Arkas Holding ismini sıklıkla duymamız, Arkas'ın akdeniz limanları içinde ayrı bir yere konduğunu görmek bizi ziyadesiyle memnun etti elbette.
Hemen her yönüyle İzmir'e benzerliğiyle dikkat çeken Barselona, İzmir'in hedeflediği "Marka Kent" olma sürecini çoktan tamamlamış ve futbolundan yemeklerine, festivallerine kadar hemen her sosyal ve ekonomik konuda markalaşmış.
EXPO hedefi de bizim için bir şans bu noktada. Bu yönüyle de örnek alınacak Barselona için Ayhan Baran ve İZSİAD yönetiminin sözleri de aynı; "İzmir'in Akdeniz kentleri ile pek çok yönden benzediğini görüyoruz.
İzmir limanını geliştirmek ve yeni limanları eklemenin ne denli önemli olduğunu her seferinde bir kez daha anlıyoruz.