• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ŞEBNEM BURSALI

Bravo Başkan

sebnem.bursali@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 06.06.2013, 00:00
Belediye hizmetleriyle ilgili pek çok konuda eleştirilerimi çoklukla bizzat yaptığım Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nu, bugün manşetimizden de verdiğimiz tavrı nedeniyle kutluyorum. Eğriye eğri, doğruya doğru. Türkiye genelinde; son bir haftadır yüksek adrenalin hepimizin malumu. Bunun üstüne bir de; grev sebebiyle İzmir'in tümünde ulaşım ağırlıklı yaşanan mağduriyet; İzmir halkını büsbütün perişan etti. ESHOT şoförlerinin ulaşımda grev hakkı ve iş bırakma yetkisi olmadığı halde dün itibarıyla 450 İzulaş ve ESHOT çalışanı dışındaki tüm personelin iş bırakması; 4 milyon İzmirli'yi mağdur etti. Aziz Bey; bu eylemi gerçekleştiren tüm personelin maaşlarından 3'e yevmiye kesme cezası verileceğini söyledi ve bence bundan daha da önemli bir başka konuya daha dikkati çekti. Günlerdir yaşanan tüm gerginlik bir yana; Gündoğdu Meydanı'nında spor yaparak, enstrüman çalarak, şarkı söyleyerek Gezi Parkı eylemlerine destek veren İzmirli'lerin arasına; grev önlüklerini giyerek karışan ESSHOT ve İzulaşçılar'ı da "rol kapmakla" itham etmesi idi daha anlamlı olan.
Aslında; KESK, DİSK ve Türk-iş günler öncesinden 5 Haziran'da tüm Türkiye'de greve gideceğini duyurmuştu. Aynı zamanda Gezi Parkı olaylarına destek olduklarını da ilan ettiler ancak; grev kapsamı dışında olmasına ve her tür uyarı yapılmasına rağmen belediye ulaşım hizmetlerinin grev çerçevesinde sefere çıkmamasının ve bu kararın önceki gece yarısı kesinleşmesi yüzünden vatandaşa duyurulmamasının tüm faturası yine İzmirli'ye çıktı. Sosyal demokrat bir belediyeci ve sendikal hareketi destekleyen bir siyasetçi olarak Aziz Kocaoğlu'nun, sendikanın ve yasalara aykırı olarak bu eyleme katılan belediye çalışanlarının karşısında; vatandaştan yana tavır takınması ve gerekenin yapılacağını söylemesi önemlidir.

Vurmayın polise
Gelelim; bir haftadır süren Gezi Parkı olaylarının ulaştığı noktaya. Öncelikle; düşen ve daha da düşeceği belli olan tansiyon sadece İzmir için değil, Türkiye için önemli. Bu noktada; aslında en yaratıcı, en seviyeli demokratik tavrı İzmirliler, Aydınlılar, Manisalılar, Muğlalılar, Uşaklılar yani kısaca Egeliler gösterdi. Bunun; demokrasi kültürünü özümseyen genlerimizden olduğu açık. İlk 2 günün aksine Cumartesi gününden itibaren bu güzel tavra İzmir'de gölge düşüren bin kadar serseri; bütün güzellikleri gölgelemeye çalıştı. Onlarca bankayı, yüzlerce ev ve işyerini yakıp, yıkan, yağmalayan ve hem özel hem kamu malına zarar verenlerin İzmirli olması, olabilmesi mümkün değil. Zaten; kendi aralarına bir habis gibi karışıp, pis emellerini yerine getirmek üzere harekete geçen bu güruha karşı kadın-erkek gerçek İzmirli'nin takındığı cesur ve örnek tavır da belleklerden asla silinmeyecek.
Bu noktada can sıkan başka konu da; eli sopalı görüntülenen sivil giyimli polisler. Bir kere ben meseleye tümden bakmayı tercih ediyorum. Günlerdir evlerinden, çocuklarından uzak günde 12-15 saat çalışan, 3-5 saat uykuyla tekrar mesaisine dönen İzmir polisine yürekten teşekkür ederim. Arada; 3-5 yanlış yapan meslektaşları yüzünden tüm teşkilatı karalamak doğru değil. Zaten; hem Emniyet Müdürü Ali Bilkay ki; bizzat kendisinin talebiyle müfettişin geldiğini öğreniyorum ve göreve yeni başlayan İzmir Valisi Mustafa Toprak; bu işin peşini bizzat bırakmayacağını dün yaptığım görüşmelerde aktardılar ve sizlerle paylaşmamı özellikle istediler. Diyarbakır gibi yıllarca terörün kol gezdiği bir ilden İzmir gibi medeniyetin ve iç barışın bu kadar zengin olduğu bir kentte başladığı ilk görev gününden itibaren böylesine zor bir gündemle karşılaşan Vali Toprak, genç yaşına rağmen bürokratik deneyimiyle bu konuda dengeyi sağlayacağı garantisini veriyor. İnsanların ve elbette kamu vicdanında kimsede soru işareti bırakmayacak ölçüde bir an evvel bu işin nihayetlenmesini de en çok Müdür Ali Bilkay istiyor. Ben; günlerdir canla başla çalışan Ali Bilkay'ın ve İzmir polis teşkilatına bu şansın verilmesine samimiyetle inanıyorum. 17 yaşındaki kızını 6 gündür göremeyen ve 6 gündür toplam 10 saat uyumayan Müdür Bilkay'ın; kızının dün kendisini telefonla arayarak "Babacım seni çok özledim" dediğini paylaşırken titreyen sesini duysaydınız; siz de Bilkay müdür ve arkadaşlarının samimiyetine inanırdınız...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA