• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Dizilerdeki tecavüz

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 12.05.2011, 00:00
Abone okurum olmasa da sıkça köşemi ziyaret eden bir okurumun satırlarına okuyalım önce: "Hem kız hem de erkek babası olduğum için, öğretmen bir annenin çocuğu olduğum ve bir 'kadının' kocası olduğum için, dünyanıza pek uzak olmadığımı düşünüyorum. Empati konusunda da yetenekliyimdir. İşte bu yüzden de kadına olan yaklaşımlara üzülerek seyirci kalıyorum" diyerek televizyon dizilerinden şikayet ediyor.
Özelikle tecavüz sahnelerinden. "Hepsi ardı ardına, hatta ballandıra ballandıra tecavüz sahneleri yayınlanıyor. Bu anlatımı hak ediyor musunuz? Kadınlarımız bu kadar aşağılanmayı hak ediyor mu? Diyelim ki hayatta bunlar oluyor. Bu kadar ayrıntıya gerek var mı?" diye soruyor.
Sanıyorum, "Öyle Bir Geçer Zaman Ki" adlı diziden etkilenerek yazdı bu satırları. Cemile'nin kocasının tecavüze uğraması ve onun ardından hamile kalması şu sıralar halkın gündeminde yer alıyor. Bir de tabii Fatmagül var.

KADININ DURUMU
Ben de dizi ve filmlerdeki tecavüz sahnelerine kızıyorum. Özellikle sırf dikkat çekmek ve izleyici artırmak amacıyla yapılan seks ve erotizm kokan, kadını nesne haline getiren sahnelerden.
Ama sözünü ettiğim iki dizideki tecavüz sahneleri farklı. Burada amaç, böyle bir durumla karşılaşan kadının ruhsal durumunu ve yaşadıklarını gerçekçi bir şekilde dile getirmek. Değişen hayatları anlatmak. Ne yazık ki toplumumuzda sıkça rastlanıyor bu olaylara. Özellikle kocanın karısına tecavüz etmesi. Geçtiğimiz hafta iki kadın, o sahneyi izlerken kendi yaşadıklarını hatırlayarak gözyaşlarını tutamadıklarını söyledi. İlle hamile kalması gerekmiyor kadının mağdur olmak için. İstemediği bir durumla karşı karşıya kalmanın, kocası olmasına rağmen istemediği bir ilişkiye zorlanmanın açtığı ruhsal yaraları da kadın olmayan anlamaz. Ne kadar empati kurmaya çalışsak da onların yaşadıklarını anlamamız mümkün değil.

HERKESİN SORUNU

Düşünün biz ne kadar rahatsız oluyoruz ekran başında bunları izlerken. Bunları ekranda göstermek onların yaralarına tuz basmak oluyor ama aynı zamanda toplumu da irite ediyor. Bu olayın ne kadar kötü, ne kadar insanlık dışı olduğunu gösteriyor. Ben televizyonlarda şiddet, dayak sahnelerine de karşıyım. Özellikle komedi dizilerinde. Bunun alay konusu olmasına tepkim var. Ama şiddetin yol açtığı sorunları yüzümüze çarpıyorsa, ne kadar yanlış olduğunu anlatmaya yardımcı oluyorsa sevimsiz de olsa seyretmek ve buna hep birlikte dur demenin yollarını bulmamız gerekiyor.
Şiddet bizim toplumumuzda var mı? Var. Kocalar karılarını dövüyor mu? Dövüyor? Tecavüz ediyor mu? Ediyor. Sokaktaki erkekler evden kaçmış, küçücük ve çaresiz kızlara, kadınlara yardım etmek amacıyla evlerine götürüp tecavüz ediyor mu? Ediyor. Arkadaşlarını da bu işe katıyor mu? Katıyor. Ve bunlar sadece kadınların değil, erkeklerin de sorunu. Hepimizin sorunu. Zaten şiddet ve tecavüz olaylarına sadece kadın sorunu olarak baktığımız, erkekleri suçlamak yerine başına böyle bir iş gelen kadını suçladığımız ve bu konuların üstünü kapatmaya çalıştığımız için işin içinden çıkamıyoruz.
Sevgili okurum, "Etkili bir kadınsınız. Çıtayı yükseltmeli ve "gürültü" yapmalısınız" diyor. Hep birlikte yapalım. Kadınları önemseyelim.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA