• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Saadet Arıkan

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 24.04.2012, 00:00
Elektronik posta kutumda bir mektup: "Türkiye feminist hareketine çok büyük katkıları olan ve uzun süredir mücadelenin içinde yer alan Saadet Arıkan yaşamını yitirdi." Bir zamansız ölüm daha. Ya da çok erken.
80 sonrası kadın hareketinin en cesur kadınlardan biriydi Saadet Arıkan. Çok aktifti, etkindi, üretkendi. Birçok toplantıda birlikte olduk, katıldığı etkinlikleri haber yaptık, görüşlerini aldık, yorumlarını yazdık.
"Mor İğne" ve "Kadınlar Boşanıyor" eyleminin başını çekmiş ve mücadelesini sonuna kadar götürmüştü.
"Mor İğne", 80'lerin sonunda artan taciz olaylarına dikkat çekmek için başlatılan bir eylemdi ve otobüste, kalabalıklarda kadınların kendilerini tacizci erkeklerden korumak için iğne taşımalarını ve batırmalarını öneriyordu.
"Kadınlar Boşanıyor" ise, "Flört etmeyi fahişelik" olarak değerlendiren o dönemde devlet bakanı olan Cemil Çiçek'e tepki sonucu gelişen bir eylem. Ne olduğunu Saadet Arıkan'ın kendi kaleminden okuyalım... Bir insanı anmanın en güzel yolu onu yaptıkları ve yazdıklarıyla hatırlamak...

CEMİL ÇİÇEK'E TEPKİ
"Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, memleketin birinde kadınlar varmış. Bu kadınlar bir gün, 'Flört fahişeliktir' diye gazetelere demeç veren Cemil Çiçek adlı devlet bakanına çok kızmışlar. Bir sürü düdük almış, mor boyalarla süsleyip Beyoğlu'nda öttürmüşler. Kimin umuru? Hemen arkasından aynı Cemil Çiçek'in önderliğinde 'Ailenin Güçlendirilmesi' amaçlı kanun hükmünde bir kararname gündeme gelince, kadınların tepesi iyice atmış. Ailenin güçlendirilmesinin kadının güçsüzleştirilmesi anlamına geldiğini savunan yazılar yazmış, broşürler çıkarmış, sloganlar üretmişler. Ama bütün bunlar onları kesmemiş ve bir akşam, kalabalık bir toplantıda son kararı vermişler: 'Biz evli kadınlar 'Aile Araştırma Kurumu'nun kurulmasını ve Cemil Çiçek'i protesto etmek için kocalarımızdan boşanacağız.'
Birkaç gün sonra, evli 30 kadın, ellerinde boşanma dilekçeleri, Sultanahmet'te İstanbul Adliyesi'nin yolunu tutmuşlar. Bir basın toplantısıyla eylemlerinin gerekçesini kamuoyuna açıklamışlar:

BOŞANMA EYLEMİ
'Bizler, hoşlandığımız erkekle birlikte olabilmek için evlendik. Gerçi evlilik erkeğin egemenliğini resmen tanımak, onun yönetimi altına girmekti. Medeni Kanun da erkeğin üstünlüğünü güvence altına almıştı. Şimdi devlet, erkeğin çıkarını koruyan bütün yasalar yetmiyormuş gibi, milli değerler diyerek güçlü bir aile yaratmayı hedefliyor. Güçlü aile, erkeğin şimdikinden daha güçlü, kadının ise güçsüz olması mı demek? Yoksa kadın çocuk doğurmalıdır mantığıyla, istemediğimiz çocukları devlet eliyle doğurmaya zorlamak mı demek? Koca iznine bağlı kürtajın yeniden tümüyle yasaklanması mı demek? Boşanma hakkını hiç kullanamadığımızı görmemiz mi demek? Kocalara ve erkeklere karşı artık hakkımızı savunamayacağımız mı demek? Kadının çalışma saatlerinin kısıtlanmasıyla meslek yaşamımızın budanması mı demek? Biz tüm bunları, kadının köleliğini pekiştiren yasaları istemiyoruz. Bugünkü toplumsal koşul ve gelişmeler sonucu birlikteliğimizi yasal olarak sürdürme olanağı kalmamıştır. Bu nedenle boşanmayı talep ediyoruz."
İlk başvurular hakimlerce reddedilmiş. Derken, 30 kadından birkaçının kocası, mahkemeye gelip eşini desteklemeye ikna olmuş ve bu çiftler boşanmayı başarmışlar."
Böyle bir eylemdi işte Saadet Arıkan'ın yaptığı. Nur içinde yatsın. Bilsin ki kadın hareketi onu unutmayacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA