• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Sözün bittiği yer!

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 21.06.2012, 00:00
Artık hiçbir şey ifade etmiyor "Kanları yerde kalmayacak?" türünden klişe laflar. Bizi rahatlatmıyor. Keza milyonuncu kez, "sözün bittiği yerdeyiz."
Gerçekten bittiği yerdeyiz.
Ne var ki kan bitmiyor. Gencecik insanların ölümü bitmiyor. Yine ölüyor vatani görevini yapmak için ülkenin bir bölgesine giden erkekler. Yine yakınları acılarıyla baş başa kalıyor, anneler ve babalar kedilerinden önce oğullarını toprağa vermenin acısıyla yaşıyor, geleceğe dair bin bir umut taşıyan kadınlar hayatlarına yalnız devam etmek zorunda kalıyor, yeni doğmuş bebekler hayata bir sıfır geriden başlıyor, baba özlemiyle büyüyen küçücük çocuklar babalarını bir daha göremeyecek olmanın acısıyla doluyorlar.
Ölenleri hiç tanımayanlar ekran başında ağlarken, o yakınlar kahrolup gidiyor.
Söz çoktan bitti ama kan bir türlü bitmiyor.
Ve bir de yaralılar var. Onların durumu daha da beter. Yılmaz Özdil, dünkü yazısında adlarından söz edilmemesini eleştiriyordu. Sadece yaralı onlar. İsimsizler... Onların acıları da büyük. Çok büyük. Yanı başlarında arkadaşları ölürken onlar hayatta kalıyor ama ya kollarını, ya bacaklarını ya gözlerini ya da akıllarını yitirerek. Ve hiçbir şey eskisi gibi olmuyor.
Artık yeni bir şey yapılsa... Kimseyi kesmiyor artık şehitlerin ardından terör zirvesinin yapılması. Zirveden kararlılık mesajlarının çıkması, teröre lanet okunması, komutanların, liderlerin bölgeye gitmesi, Kandil'in vurulması... Kimse ölmesin, kimse yaralanmasın, analar-babalar bu nedenle ağlamasın, gencecik kadınlar kocasız, çocuklar babasız kalmasın.

İki erkek!

Gazete resimlerini basmış isimlerini şöyle vermiş; Mehmet T. ve Murat Y. Ankaralı iki erkek. Bunlara ne demeli bilemiyorum. Bu noktada sözün bittiği yer. Bu iki erkek de ahlaksız, şerefsiz, bir insana söylenebilecek tüm kötü sözleri hak ediyorlar.
Tanıdıkları bir genç kız, evden kaçıyor. Yaşı 16... En deli dolu yaşta, hormonlarının esiri, ailesiyle tartışmış. İçlerinden birini Mehmet T'yi tanıyor. Onu arıyor. O da arkadaşıyla birlikte kızı evlerine götürüyor. İlk günler kıza iyi davranıyorlar, yardımcı oluyorlar. Sonra sevişmek istiyorlar. Kız razı gelmeyince tecavüz ediyorlar, hem de defalarca.
Bunlar kızın iddiaları. Yakalınca hemen her erkeğin sarıldığı yalana sarılıyorlar, "O da istedi, rızasıyla birlikte olduk."
Varsayalım ki istedi, ereklik bu mu, evden kaçan 16 yaşındaki kızla birlikte olmak. Hani nereden toplumsal ahlak, namus?
Bizim toplumun erkeklerinin ahlakı bu mu? Madem evden kaçtı, hak etti, öyle mi? İster 16 yaşında olsun, ister 15, evden kaçtı ya, o kızla sevişilir, öyle mi? Kız yanlış yaptıysa herkesin yanlışa yapması mı gerekiyor?
Artık kızları, kadınları suçlamayalım. Esas suçlanması gereken noktayı görelim, ikiyüzlü ahlaksızlığa karşı çıkalım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA