Bugün de siyasetteki kadının durumundan bahsedelim. Geçtiğimiz hafta yapılan CHP kurultayı, kota, kadınların görevlere talip olması ve seçilmeleri, parti meclisi ve merkez yönetiminde yer almaları sevindirici ve umut verici gelişmeler. "Yetmez ama önemli" diyerek, birkaç gündür notlarımı paylaştığım "İş Dünyasında Kadın" panelinin ikinci oturumuna, "Siyasette Kadının Yeri"ne gelelim.
Oturumun moderatörü AK Parti İzmir Milletvekili İlknur Denizli'ydi. Açılış konuşmasında, "Siyasetçiyim ama TÜRKONFED üyesi olarak da buradayım. Bir araya gelip, sesimizi daha güçlü çıkarmak için kurduğumuz bu organizasyonla çok yol aldık ama daha işin başındayız" dedi ve konu siyasete gelince de aynı şeyi tekrarlayarak şunları söyledi:
"Dünya, kadının gücünü keşfetti. Kadını dışlayarak erkeksi yönetim tarzı ile ne şirketlerin ne de ülkelerin istedikleri yerlere gelmeleri mümkün. Bu avantajı kullanmamız lazım. İsteklerimizi yüksek sesle ifade etmemiz gerekiyor. Çünkü ancak sesimiz güçlü çıktığında dinleniyoruz."
İLKNUR DENİZLİ
Yeni bir siyasetçi olarak gözlemlerini anlatan Denizli, siyaset yapmanın çok önemli olduğuna, dolayısıyla daha çok kadının Meclis'te yer alması gerektiğine değinerek, siyasi partilerin büyük bir STK olduğunu, kadınların STK'larda deneyim kazanıp siyaset yapması gerektiğini söyledi.
"Türkiye'de kadın olmak çok zor, Meclis'te kadın olmak daha da zor. Erkek bakış açısı o kadar egemen ki, bazen farkında olmadan, genetik kodları ile kadınlar aleyhine yasalar çıkıyor. Sürekli tetikte olmanız gerekiyor. Çünkü yönetmeyi kendi hakları olarak görüyorlar. Oysa bugün geldiğimiz nokta yönetmenin bizim de hakkımız olduğu ve birlikte yönetmemiz gerektiği. Bunun için de önümüzdeki yerel yönetim sürecini iyi değerlendirelim. Kendimizi de eleştirelim. Hatalarımızı görüp, dayanışma içinde olalım. Hepimiz birer kar tanesiyiz. Tek başına olursak eririz ama milyonlarca olursak trafiği felç ederiz."
IŞILAY SAYGIN
Konuşmacılara gelince. Işılay Saygın, biliyorsunuz, siyasetin her kademesinde yer almış, üstelik buralara bileğinin hakkıyla gelmiş, en genç belediye başkanı unvanına sahip, 5 dönem milletvekilliği yapmış ve çeşitli bakanlık görevlerinde bulunmuş bir isim. Artık siyaseti bırakmış, kendisini eski siyasetçi olarak tanımlıyor ve deneyimlerini gençlerle paylaşıyor.
"25 yaşında belediye başkanı seçildim, hem de 5-6 ay arasından ön seçimle kazanarak seçildim. O zaman kadının adı yoktu, 'Karıdan, kızdan başkan olur mu?' demelerine rağmen kazandım" diyen Saygın, seçilmesini kadınlara ve çok çalışmasına bağlı olduğunu söylüyor. Sabah erkenden kalkıp, gece yarısı yattığını belirten Işılay Saygın da dayanışma ve birlik olmanın önemine değinerek, "Bakanlığım zamanında bütün kadın örgütleri ile birlikte çalıştık. 8 Mart'ları birlikte kutladık ki sesimiz daha gür çıksın. Yerel seçimlerde kadınların öne çıkması lazım. Bunun için de çalışmak gerekiyor. Çalışan insan kazanır" dedi.
AYFER YILMAZ
Diğer konuşmacı da hazine genel müdürlüğü, dış ticaret müsteşarlığı gibi devletin çeşitli kademelerinde görev yapmış, ardından siyasete girerek Devlet Bakanlığı görevlerinde bulunmuş, şimdi Denizbank yönetim kurulu üyesi olan Ayfer Yılmaz idi. Tansu Çiller kabinesinin değişmez bakanları arasında yer alan Ayfer Yılmaz, siyaseten gelmediğini ama takdir edilip çağrılmanın önemli olduğuna değinerek, "İstesem Türkiye Milletvekili olabilirdim ama ben seçilerek Meclis'e girmeyi istedim ve Mersin milletvekili olarak yerimi aldım" dedi.
Yılmaz da hakkın verilmeyip alınması gerektiğini ama eşit fırsat olmadığı için kotaya gerek duyulduğunu söyledi. "Hiç sevmediğim kelime 'Ancak'tır. Ancak bahane üretir. Evet, koşullar kadınlar için zor. Siyasi partilerin yapısı, çalışma biçimi kadınlar için uygun değil. Eğitim fırsatları, ekonomik fırsatlar eşitlenmeli, kadınlar da çalışma hayatının içinde yer almayı istemeli. Örneğin çocuk ve yaşlı bakımı önemli bir konu. Bu konuda yurtdışından işçi getirtiyoruz. Kadınları ve genç kızları bu konuda eğitmeli ve onlara iş imkanları yaratacak projeler geliştirmeliyiz."
Durum son derece açık. Ülkenin kalkınması için kadınların güçlenmesi gerekiyor. Ve bu konu sadece kadınların çabasıyla değil, ortak mücadele ederek çözülecek bir sorun.