• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Evlilik yüzüğünü göstermek

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 30.08.2012, 00:00
Meltem Cumbul alyansını gösterdiği için Kezbanlıkla suçlanıyor. Kezbanlık, cahilik, köylülük, görgüsüzlük demek. Hülya Koçyiğit'in en meşhur filmlerinden biridir, Kezban. Köyden gelmiş saf bir köylü kızıdır. Köşkün sahibi sandığı amcasının yanına gelince, onun aslında orada uşak olarak çalıştığını öğrenir ve esas sahibinin acıması sonunda köşkte kalmaya devam eder. Bu arada evin yakışıklı ve bekar oğluna aşık olur. Onun dikkatini çekmek için de köşkte çalışanların yardımıyla baştan yaratılır, güzel ve kibar bir hanımefendiye dönüşerek prensin kalbini çalar ve nikah masasına oturarak köşkün hanımefendisi olur.
Kadınlara sunulan peri masalı bu işte; "Ey kadınlar! Hayattaki tek amacınız evlenmek, mümkünse zengin ve yakışıklı bir koca bulmak!" Kadınlara sunulan tek gelecek bu işte: "Kim olursanız olun, ne yapıp edip bir erkeği kendinize aşık edin ve onunla evlenin" öğüdü verilir kadınlara.

1. VAZİFEN EVLENMEK
Filmler, diziler, televizyon programları sürekli bu konuyu işler, büyükler, küçükler, konu komşu, esnaf, mahalleli, eş-dost, akraba habire evlenme yaşının geldiğini hatırlatır.
Kadın "Önce okulum, meslek sahibi olmam, altın bileziğim" dedikçe, "Aman ne gerek var, nasıl olsa evlenecek, evinin kadını olacaksın!" denir. "Evlenmeyeceğim, yalnız yaşayacağım" deyince ise altında başka nedenler aranır ve mutlaka bir kusur olduğu kanısına varılır.
Kadın istediği kadar güzel olsun, başarılı olsun, zengin olsun yetmez, evlenmedikçe, evrimini tamamlamış sayılmaz.
Bu baskı ne demektir bilir mi, bu konuda ahkam kesen erkekler? İstediğimiz kadar çemberin dışına çıkmaya çalışalım, bize sunulanları elimizin tersiyle itip, kendi kurallarımızı belirlemeye çalışalım, bu uğurda sevilmemeyi, marjinal olarak değerlendirilmeyi göze alalım, dışlanmayı, eleştirilmeyi umursamayalım, sonuçta biz de insanız, etkisinde kalıyoruz işte doğduğumuz andan itibaren bizi dayatılan yaşam biçimine.

KOMPLEKSİMİZ VAR!
Genlerimize işliyor yılların öğretisi. Bir günlük evliliğinin ardından Hande Ataizi, açık yüreklilikle itiraf etmişti bu baskıyı, "Bir gün bile sürse evlendim ya, kompleksimi yendim" diyerek.
Sonuçta her erkek gibi her kadın evlenmek ister. Erkekler daha meraklıdır hatta evliliğe, çünkü evlilik onların işine gelen bir kurumdur. "Ama istemem, yan cebime koy!" havasındadırlar.
Aradaki fark; erkeğin evlenmemesinin kimseyi beğenmediği anlamına gelmesi, kadının evlenmemesinin ise kimse tarafından beğenilmediği anlamına gelmesidir. İster köy, ister kent, ister burjuva, ister varoş, ister muhafazakar, ister modern, toplum nezdinde evlenmeyen kadın, hiçbir erkeğin evlenmek istemediği, evlilik teklifinde bulunmadığı, nikah masasına oturtmayı, çocuklarının annesi olmasını istemediği biri demektir. İşte ister varoş, ister burjuva, ister modern, ister muhafazakar, hemen her kadın bunun böyle olmadığını ispat etmek için evlenmek ister ve evlendiğinde de yüzüğünü herkese gösterir.

MİMAR GÜLAY TEZER

Dünkü yazımda Dibeklihan'ı hayal edip hayata geçirenlerden söz ederken Gülay Tezer'le Cenap Tezer'in mesleklerini karıştırmışım. Mimar olan, evleri ve projeyi çizen Gülay Hanım, petrol mühendisi olan Cenap Bey. Gülay Tezer'in projesinde birçok sanatçının atölye çalışmalarını yapacağı ve isteyenlerin de katılacağı bir ortam yaratmak, sanatçı oteli ve evler de var. Umarım gereken finans bulunur ve proje tamamlanır.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA