Bu haftayı aşkla tamamlamak niyetindeydim ama Dilek Hanif'in THY hostesleri için hazırladığı yeni kıyafetler gündeme gelince bugünü hostes kıyafetlerine ayırmak istedim.
Dilek Hanif imzalı kıyafetlere yorum yapmak bile istemiyorum. Tarzını beğendiğim bir modacının bu tarz giysiler tasarlamasını kendisine yakıştıramadım. Kraldan çok kralcı olmak böyle bir şey galiba. Etek boyları uzamış, bir kadına asla yakışmayan hizaya inmiş.
Zaten muhafazakarlık söz konusu olduğu zaman hemen etek boylarıyla oynanır. Kadınların bacaklarının, dizlerinin görülmesi istenmez. Kadınların hiçbir yerlerinin görülmesi istenmez zaten. Görülmesinin erkeği tahrik edeceğine inanıldığı için, kapatmaları istenir. Sorunun tahrik olmakta sınır tanımayan erkek nefsi olduğuna bakılmaksızın kadınların giyimine karışılır. "Kardeşim bakma", demek yerine, "giyme" demek daha kolaycı geliyor erkek egemen topluma.
ETEK BOYLARI
Türk Hava Yolları hosteslerinin kıyafetleri de iktidarlarla birlikte sürekli değişiyor. Beş yıl önce de, 75. yılını kutlayan Türk Hava Yolları hosteslerinin yeni kıyafetleri gündeme gelmiş ve en çok etek boyları eleştirilmişti.
O tarihte, tasarım ve imalat sorumluluğu üçüncü kez Vakko tarafından hazırlanmıştı. Ondan önce de, modacı Cemil İpekçi üstlenmişti kıyafetlerin tasarımını. İpekçi'nin tasarımında, etek boyları diz ortasındaydı, isteyen pantolon da giyebiliyordu.
Peki THY hosteslerinin ilk kıyafetlerinin "çingene pembesi ve mini etekli üniformalar" olduğunu biliyor muydunuz?
Türkiye'de hostesliğin tarihi, THY'nin kuruluşundan 13 yıl sonra satın alınan DC-3 uçaklarında "kadın havacı kamorot" adıyla çalıştıralan 3 kadın memurla başladı.
GİYSİNİN TARİHÇESİ
Yolculara hizmetin yanı sıra, telsizcilik görevi de yapan hostesler, uçuşlarda yolcuya kolonya servisi yaparken, havacı mavi etek- ceket ve keple beyaz koton bluz giyiyorlardı.
50'li yıllarda iki yıl ara veriliyor hostesliğe. 60'a kadar da aynı kıyafetlerle görevlerini yerine getirdiler. 60'lı yıllarda modada ortaya çıkan özgürlük heyecanı THY hosteslerinde de kendini gösteriyor ve 1968'de Mary Quant'ın başlattığı dünya trendine uygun olarak hem etek boyları kısalıyor ve gök mavisinden çingene pembesine dönüşüyor. 1973'te yeniden değişiyor kıyafetler. Bu kez kiremit ve bej renkli iki takım halinde kullanılan üniformaların bluzları, modadaki optik sanat etkisini yansıtarak puantiyelerle canlanıyor. Başlarını da kahverengi kasketler süslüyor. 80'li yıllar modada şıklığın, lüksün geri dönüşü. Tasarımcı imzalar önem kazanıyor. THY'de 1989'da kırmızı-lacivert takımlar göze çarpıyor.
Şimdi ise fesli, hantal, şıklıktan ve rahatlıktan uzak kıyafetler. Nereden nereye?